Adnan ONAY
Köşe Yazarı
Adnan ONAY
 

DEVLET VE İNANÇLAR

Türklerde devlet kutsaldır. Türkler Müslümanlık öncesi ve sonrasında dinlerini devletin kutsallığına uygun yorumlamışlar, dinlerini devleti koruyan ilkeler bütünü olarak görmüşlerdir. Son Türk İmparatorluğu olan Osmanlı Devletimizde bazı Padişahlar oğullarını öldürmeyi ‘Devletin Bekası’ ile izah etmişler, bunun için dini otoriteden( Şeyhülislam) fetva alabilmişlerdir. Oysa, Kur’an, her ne gerekçeyle olursa olsun bir masumun öldürülmesini uygun görmez. Tarih boyunca Türklerin yıktıkları kendi devletlerinde süregiden iç kavgalar hep devleti daha güçlü kılma adına yapılmıştır. Osmanlı Devleti’nin küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti devletimizde de devletçilik ana ilke olmuştur.  Özetle; Türkler, devleti her şeylerini koruyan yüce bir oluşum olarak görürler.  Devlet yüce görülünce onun malına el uzatmak, devletin gücünü zayıflatacak kişileri idarecilik makamlarına atamak, en ağır suçlar arasında görülmüştür. Çünkü, devlet milleti temsil etmektedir ve haksız makam, haksız kazanç milletin hakkını gaspetmektir.. GÜNÜMÜZE GELİNCE Cumhuriyetin ilk yıllarında oluşturulan ‘kadroculuk’ devleti güçlü kılma adına yapılmış, din hizmetlerini yürütme amacıyla  kurulan Diyanet de devletin emrine verilmiştir. Zamanla kadroculuk devletin üzerinde bir güce sahip olmaya başlamış, bilhassa İnönü döneminde devlet bürokratik bir devlet haline gelmiştir. Menderesle birlikte de din, devletin önemli bir unsuru olarak kadroculukla bütünleşmiş ve muhafazakarlık adı altında devleti dönüştürme yoluna girilmiştir. FETÖ yapılanması ise topluma kendini dini bir yapı (hizmet,cemaat) olarak kabul ettirmiş, devlete hakim olma düşüncesi, topluma dindarların sisteme hakim olması olarak lanse edilmiştir. Toplumda oluşturulan bu tip algılara dayanılarak yapılan her türlü usulsüzlük “kadroların dindarlaştırılması” gerekçesine dayandırılmış, kitleler buna inandırılır hale getirilmiştir. Bunun için artık her yol mübah sayılmış, soru çalınıp, makamların elde edilmesi, kadroların liyakatsız kişilerle doldurularak (adeta) paralel bir devlet oluşturulması masumlaştırılmıştır. Maalesef, FETÖ tecrübesine rağmen aynı yöntemin uygulanması tüm hızıyla devam etmektedir. Kadroculuk aynı gerekçelerle büyük haksızlıklara yol açmakta, yargı taraflılığı git gide artmakta, devlet, bu tür kadroculuğun esiri haline getirilmiş bulunmaktadır. FETÖ tahribatının giderilmesi için bir süre kadroculuk yapılması anlaşılsa da artık bu soruna bir neşter vurma vakti çoktan gelip, geçmiştir….
Ekleme Tarihi: 23 Kasım 2023 - Perşembe

DEVLET VE İNANÇLAR

Türklerde devlet kutsaldır. Türkler Müslümanlık öncesi ve sonrasında dinlerini devletin kutsallığına uygun yorumlamışlar, dinlerini devleti koruyan ilkeler bütünü olarak görmüşlerdir.

Son Türk İmparatorluğu olan Osmanlı Devletimizde bazı Padişahlar oğullarını öldürmeyi ‘Devletin Bekası’ ile izah etmişler, bunun için dini otoriteden( Şeyhülislam) fetva alabilmişlerdir. Oysa, Kur’an, her ne gerekçeyle olursa olsun bir masumun öldürülmesini uygun görmez.

Tarih boyunca Türklerin yıktıkları kendi devletlerinde süregiden iç kavgalar hep devleti daha güçlü kılma adına yapılmıştır.
Osmanlı Devleti’nin küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti devletimizde de devletçilik ana ilke olmuştur. 

Özetle; Türkler, devleti her şeylerini koruyan yüce bir oluşum olarak görürler. 

Devlet yüce görülünce onun malına el uzatmak, devletin gücünü zayıflatacak kişileri idarecilik makamlarına atamak, en ağır suçlar arasında görülmüştür. Çünkü, devlet milleti temsil etmektedir ve haksız makam, haksız kazanç milletin hakkını gaspetmektir..

GÜNÜMÜZE GELİNCE

Cumhuriyetin ilk yıllarında oluşturulan ‘kadroculuk’ devleti güçlü kılma adına yapılmış, din hizmetlerini yürütme amacıyla  kurulan Diyanet de devletin emrine verilmiştir.
Zamanla kadroculuk devletin üzerinde bir güce sahip olmaya başlamış, bilhassa İnönü döneminde devlet bürokratik bir devlet haline gelmiştir.
Menderesle birlikte de din, devletin önemli bir unsuru olarak kadroculukla bütünleşmiş ve muhafazakarlık adı altında devleti dönüştürme yoluna girilmiştir.
FETÖ yapılanması ise topluma kendini dini bir yapı (hizmet,cemaat) olarak kabul ettirmiş, devlete hakim olma düşüncesi, topluma dindarların sisteme hakim olması olarak lanse edilmiştir. Toplumda oluşturulan bu tip algılara dayanılarak yapılan her türlü usulsüzlük “kadroların dindarlaştırılması” gerekçesine dayandırılmış, kitleler buna inandırılır hale getirilmiştir. Bunun için artık her yol mübah sayılmış, soru çalınıp, makamların elde edilmesi, kadroların liyakatsız kişilerle doldurularak (adeta) paralel bir devlet oluşturulması masumlaştırılmıştır.

Maalesef, FETÖ tecrübesine rağmen aynı yöntemin uygulanması tüm hızıyla devam etmektedir. Kadroculuk aynı gerekçelerle büyük haksızlıklara yol açmakta, yargı taraflılığı git gide artmakta, devlet, bu tür kadroculuğun esiri haline getirilmiş bulunmaktadır.

FETÖ tahribatının giderilmesi için bir süre kadroculuk yapılması anlaşılsa da artık bu soruna bir neşter vurma vakti çoktan gelip, geçmiştir….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Selma Okuyam
(23.11.2023 12:59 - #1224)
İnsanı yasatki,Devlet yaşasın...Osmanlı döneminden, gelen tarihi çizginin üzerindeyiz...Büyük fikir futuhatinin yanında ,madde fatihlerinin ve madde fethine memur adamlarınin yan yana bulunması....İskender ve yanında kocabir ( Aristo )... Kanuni de koca bir aksiyoncu...,yanında kimler yok ki...Şairi Baki, Mimari Sinan , Veziri Sokullu , Amirali Barbaros , kimler kimler yok ki...Bakın beraberlik ifadesine üstün cemiyetlerfe.....Türkiye terörle mücadele ediyor 45 yıldır...Filistin Devleti kurmak için 70 yıldır mücadele ediyor...Bugün Akdeniz'de Bati ve Amerika'nın 35 savaş gemisi...Yunanistan 2 gemisi var...Libya,Suriye,Irak,Lübnan Batı Şeria ve Gazze...Mücadele eden Filistin....Arap ülkeleri,petrol ulkeleri , İslam dünyası nerede....İslam Birliği,Türk Birliği çalışıyor...Çok çalışacağız ...Zamanı ve gençlik enerjisi çok değerli.....80 yıldır mücadele eden gençlik enerjisi Filistin'de......
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi