Tecrübeyle sabittir ki , RİZE’liler Valilerini çok seviyorlar.
Rize’ye hangi vali gelmişse (FETÖ’den hapse atılanlar dahil) hepsini de yere göğe sığdıramadı bazı Rizeliler.
Rizeden her ayrılan Valiler hakkında yapılan methiyeleri görünce bu konuda ne kadar yeteneksiz olduğumu anlıyorum!
Neredeyse yarım asra yaklaşan basın hayatımda onlarca vali gördüm. Hepsi de çok başarılı bulunmasına rağmen valilerimizin ilimize ne tür katkıları olduğunu idrakte zorlandığımı söylemeliyim.
Mesela; 5 yıl ilimizde kalan ve Gaziantep gibi bir şehre tayin olunan son derece kibar valimiz sayın Çeber’in (birilerinin ısrarla vurguladığı) Rize’ye yaptığı büyük hizmetlerin neler olduğunu anlatabilen bir kişiye rastlamadım!
Valiler, illerde devletin en üst temsilcisidirler. Devlet makamını temsil ederler, yani görevleri (ağırlıklı olarak) temsildir.
Valilerin;
1) İl Bütçesini Hazırlamak.
2) İl Özel İdaresini Denetlemek.
3) Jandarma ve Polisin Görev Yerlerini Değiştirmek.
4) Kamu Düzenini Sağlamak.
5) Devlete Bağlı Olan Kurumların Denetimini Yapmak gibi görevleri dikkate alınırsa pozisyonları daha iyi anlaşılır.
Bu ve benzeri görevlerden anlaşılacağı gibi valiler gittikleri illerde devletin işlerini yürüten o ile dışarıdan atanmış memurlardır. Yani yerel halkın içinden gelen ve yerel halkla doğrudan ilişkili değillerdir.
O nedenle valilerden bulundukları illerde büyük hizmetler beklemek doğru değildir. İllere hizmet götürmek siyasetçilerin, iktidarların görevidir.
Durum böyle olmasına rağmen Rizeli hemşehrilerimizin bazıları (merkeze alınan valiler hariç) tayini çıkan valilere abartılı yorumlar yapmayı alışkanlık haline getirmiş durumda. “Gelene ağam, gidene paşam”diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor!
Bu neden böyledir?
Sanırım, bunun cevabını ancak bu alanın uzmanları açıklayabilir.
Öte yandan valilerin gelişleri gibi gidişlerinde de yapılan seromonilerin hiçbirinin benzerini bir Avrupa ülkesinde göremezsiniz.
Her şeyden bir tören çıkarmakta ustayız. İşin sonunda da bu yönde yapılan her etkinlikte gözardı edilenler ortaya çıkar, kimileri unutulur.
Sayın Çeber’in veda gecesinde de basının bir bölümü çağrılmamış. Çağrılanların neye göre çağrıldığını bilmiyorum ama koordinasyonun en üst makamınca yapılan bir organizasyonda neden böyle bir eksikliğin ortaya çıktığını anlamak zor!
Sanırım, geceye çağrılmayanların bazıları tepkilerini dile getirince vali bey onlarla da bir başka zeminde buluşmuş.
Ülkemiz insanı bu tür organizasyonları seviyor. Devlet de bu gibi alışkanlıklardan bir türlü vazgeçemiyor .
Oysa, Ak Parti iktidara geldiğinde bu gibi şeylere kısıtlama getirmişti. Modern devlet anlayışıyla bağdaşmayan bu tür uygulamalar maalesef her yerde iyice yerleşmiş durumda.
Devletin en alt memuruyla, en üst memuru aynı uygulamalara tabi olmadıkça bu tür şeylerin kural haline gelmesi kaçınılmaz olur.
Umarım bir gün bizim ülkemiz de Avrupa ülkelerindeki gibi bu tür yararsız, gereksiz şeylerle uğraşmaz.