Süper lige son çıktığından bu yana her yıl küme düşme korkusu yaşayan Rizespor, bu yıl da aynı nakaratı tekrarlamakta geç kalmadı.
Transfer sezonunda Beşiktaş’tan Boyd, Fenerbahçe’den Potuk ve Gönül gibi yaşlı ama kaliteli oyuncular alan Rizespor, 72,5 milletten de transfer yapıp takımı güçlendirdi(!)
Tabii bunun sonuçları son beş maçta görüldü ve teorik olarak 15 puan alınabilecek bu maçlar dizisinden tek puanla yetinildi.
Transfer de verilen milyonlarca - yüzbinlerce Euro, birçok takımda olmayan tesisler, güzel bir stad, maç kazanması halinde takıma canla başla destek vermeye hazır bir taraftar kitlesi, başarıya aç bir teknik direktör…
Peki Rizespor’un derdi ne?
Yoksa bu sezon, her yıl kıl payı kurtulduğu bir alt kümeye düşmek kaçınılmaz son mu? Gelecek yıl Birinci Ligde mi oynayacağız yoksa? Ümraniyespor, Karşıyaka ile mi rakip olacağız?
Böyle durumlarda ilk akla gelen teknik direktörü göndermek.
Hemen yeni arayışlar başlar ve gündeme birçok isim gelir. Keza şimdi de böyle oldu. Şenol Güneş’ten Emre’ye kadar birçok ismin adı geçiyor.
Fakat hiç kimsenin aklına futbolcular gelmiyor. Dünyanın her tarafından alınan topçular. Değişik ekoller ve genellikle içi geçmiş adamlar. Rize, Rizespor ve hatta Türk futbolu hakkında hiçbir bilgileri yok.
Tüm bunları takıma alıştırıp oynayan ve kazanan bir takım yapmak dünyanın en güç işi.
Bülent Uygun’un topuğundan ter çıkarması gerekiyor.
Yerli oyuncu ve hele hele Rizeli oyuncu hemen hemen yok gibi.
O işler eskidendi. Şimdi kolayına kaçarak, beş on siyahi oyuncu almakla iş bitecek sanılıyor.
Bir daha Şenol Birollar, Hüsnüler, Hasan Vezirler, Hakan Tecimerler hiç gelmeyecek gibi…
Bu durumlarda biraz daha bekleyelim Efendim. Yapacak bir şey yok…