Osman YAZICI
Köşe Yazarı
Osman YAZICI
 

Bilsem dönüp gelecekseniz… Gözyaşımı yol eylerim…

Yıl 1997..Mevsimlerde   bu aylardı.  Başbakan danışmanı olarak olarak, Paris’te bir toplantıya katılmıştım. Yüreğim öylesine serindi ki, içim içime sığmıyordu. Adeta babacığım bana ”Oğlum neredesin, neden yanımda değilsin? Bak ben seni görmeden gidiyorum. Babana veda etmeyecek misin? Diyordu. Aradan kısa bir süre sonra dönemin Rize valisi Erdal Ata beni telefonla aradı ve ”Yurda dönerseniz iyi olur” dedi. Durumu anlamıştım. Babamın cenazesine yetişmem,benim için teselli olmuştu. * Baba acısı yüreğimi yakarken, en büyük tesellim annemin yanımda oluşuydu. Annemin içi yanıyordu. Kolu kanadı kopmuş, yılların çınar ağacını kaybetmişti. Buna rağmen evlatlarının yanında kale gibi duruyor, kanatlarının altında koruyordu. Annemle her buluşup ayrılırken bana  “ Gelipte görmemek var oğlum, ben analık hakkımı helal ettim. Benden sonra kardeşlerine sahip çık” derdi. Son ayrılışımdan sonra yine yüreğim serinledi, içime sıkıntı basmıştı. Hâlbuki ki Hac’dan yeni dönem annemle 10 gün önce birlikteydik. Buğulu gözleriyle sarılmıştı bana bütün sevgisiyle… Yıl 2001..Mevsim yine yazdı.. Babamın ölümünden tam beş yıl geçmişti. Ağabeyim Hasan, Eşim Meliha’yı aramıştı. Eşim ağlıyordu.. Ağzından sadece ”Çok kötü şey oldu” çıkıyordu.. Annemi de kaybetmiştim. Son sarılışı sanki bir vedaydı. ”Gelipte görmemek var oğlum” Deyişini hiç gözümün önünden gitmiyor.. Bu kez hem yetim, hem öksüz kalmıştık. Her bayramda boğazım düğümleniyor. * Bir bayramı daha geride bırakıyoruz. Ben bazıları gibi  “Nerede eski bayramlar?” demeyenlerdenim. Bayramlar hep aynı, değişen hep insanlardır. Gençlik yıllarımızda geleceğimizle ilgili neler neler hayal ediyoruz. Bu hayallerimizin bir gün mutlaka gerçekleşeceğine inanıyoruz. Ve yıllar geçiyor. Bir gün uyanıyor ve bakıyoruz ki gelecek dediğimiz şey bugün olmuş. Gençken asla gelmeyeceğini düşündüğümüz orta yaşlı yüz, dökülmeye başlayan saçlar, saçlardaki beyazlıklar aynadan bize bakıyor. Formül basit. Neye ihtiyacın varsa onu ver. Sevgiye ihtiyacın varsa sevgisini ver.  Paraya ihtiyacın varsa paranı ver. Zamana ihtiyacın varsa zamanını ver. Dostluğa ihtiyacın varsa dostluğunu ver.. Kendine sakladığın, kaybetmekten korktuğun her ne ise kaybedersin. Verdiklerin ise senindir. Çünkü bunlar sana geri dönecektir.
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2021 - Pazartesi

Bilsem dönüp gelecekseniz… Gözyaşımı yol eylerim…

Yıl 1997..Mevsimlerde   bu aylardı.  Başbakan danışmanı olarak olarak, Paris’te bir toplantıya katılmıştım.


Yüreğim öylesine serindi ki, içim içime sığmıyordu. Adeta babacığım bana ”Oğlum neredesin, neden yanımda değilsin? Bak ben seni görmeden gidiyorum. Babana veda etmeyecek misin? Diyordu.


Aradan kısa bir süre sonra dönemin Rize valisi Erdal Ata beni telefonla aradı ve ”Yurda dönerseniz iyi olur” dedi. Durumu anlamıştım. Babamın cenazesine yetişmem,benim için teselli olmuştu.


*


Baba acısı yüreğimi yakarken, en büyük tesellim annemin yanımda oluşuydu. Annemin içi yanıyordu. Kolu kanadı kopmuş, yılların çınar ağacını kaybetmişti. Buna rağmen evlatlarının yanında kale gibi duruyor, kanatlarının altında koruyordu.


Annemle her buluşup ayrılırken bana  “ Gelipte görmemek var oğlum, ben analık hakkımı helal ettim. Benden sonra kardeşlerine sahip çık” derdi.


Son ayrılışımdan sonra yine yüreğim serinledi, içime sıkıntı basmıştı. Hâlbuki ki Hac’dan yeni dönem annemle 10 gün önce birlikteydik. Buğulu gözleriyle sarılmıştı bana bütün sevgisiyle…


Yıl 2001..Mevsim yine yazdı..


Babamın ölümünden tam beş yıl geçmişti. Ağabeyim Hasan, Eşim Meliha’yı aramıştı. Eşim ağlıyordu.. Ağzından sadece ”Çok kötü şey oldu” çıkıyordu..


Annemi de kaybetmiştim.


Son sarılışı sanki bir vedaydı. ”Gelipte görmemek var oğlum” Deyişini hiç gözümün önünden gitmiyor.. Bu kez hem yetim, hem öksüz kalmıştık.


Her bayramda boğazım düğümleniyor.


*


Bir bayramı daha geride bırakıyoruz. Ben bazıları gibi  “Nerede eski bayramlar?” demeyenlerdenim. Bayramlar hep aynı, değişen hep insanlardır.


Gençlik yıllarımızda geleceğimizle ilgili neler neler hayal ediyoruz. Bu hayallerimizin bir gün mutlaka gerçekleşeceğine inanıyoruz.


Ve yıllar geçiyor. Bir gün uyanıyor ve bakıyoruz ki gelecek dediğimiz şey bugün olmuş.


Gençken asla gelmeyeceğini düşündüğümüz orta yaşlı yüz, dökülmeye başlayan saçlar, saçlardaki beyazlıklar aynadan bize bakıyor.


Formül basit.


Neye ihtiyacın varsa onu ver.


Sevgiye ihtiyacın varsa sevgisini ver.


 Paraya ihtiyacın varsa paranı ver.


Zamana ihtiyacın varsa zamanını ver.


Dostluğa ihtiyacın varsa dostluğunu ver..


Kendine sakladığın, kaybetmekten korktuğun her ne ise kaybedersin.


Verdiklerin ise senindir. Çünkü bunlar sana geri dönecektir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi