Ak Partinin ilk dönem seçim beyannamesinde kamu kurum ve kuruluşlarının daha rantabl hale getirilmesi için yapısal değişikliklere gidilerek yönetim kadrolarının daraltılması, israfın önlenmesi hedefleniyordu. Meselâ; ilk iktidar döneminde Çay-Kur’da Genel Müdür Yardımcı sayısının azaltılması, daire başkanlıklarının birleştirilmesi, fabrikaların yönetim kadrosunun küçültülmesi gibi konular gündemdeydi. Geldiğimiz noktadan geriye dönüp baktığımda kamuda restorasyon konusunda bugünün ve dünün Ak Partisinin birbirine zıt olduğu gayet açık! Çaykur’un üst düzey yönetimini değerlendiğimizde; Çay-Kur yapısı içinde olmayan( dışarıdan) üç yönetim kurulu üyesi mevcut.  Ayrıca; Çay-Kur’da Genel Müdürün üç yardımcısı var. Genel Müdür ve iki yardımcısı ilaveten yönetim kurulu üyesi. Yani aynı kurumda iki ayrı üst göreve sahipler. Milyonlarca zararı olan bir kuruluşun yönetim yapısı böyleyse gerisini varın sizler hesap edin. ! Yönetimle, bilanço arasında bir bağ kurmak doğru mu? diye sorulduğunda, dışarıdan ve içeriden oluşturulan çiftli yönetimlerin yönetmeyi daha karmaşık hale getirdiği, kamu kurum ve kuruluşlarının karar almasını zorlaştırdığını belirtmeli. Kamu kurum ve kuruluşlarının başındaki yöneticiler yönetmekte tek yetkili ve sorumlu olmalı. Aksi halde,”kamu kurum ve kuruluşları arpalık olarak kullanılıyor” tartışmaları haklılığını koruyacaktır.! Görev aldığı kuruluşla hiçbir bağı olmayan, ilgisiz görevlerde bulunan veya bulunmuş olanların dışarıdan yönetim kurulunda görevlendirilmelerinin bir başka mantığı olabilir mi?