RİZE’MİZİN AĞIR AĞABEYİ MUHARREM KÜRKÇÜ’NÜN ARDINDAN

Rize 10.02.2022 - 17:21, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2861+ kez okundu.
 

RİZE’MİZİN AĞIR AĞABEYİ MUHARREM KÜRKÇÜ’NÜN ARDINDAN

RİZESPOR’UN KURUCUSU RİZE SEVDALISI 13 Mayıs 1930 tarihinde Rize’de doğan, Rize’nin saygın tüccarlarından Hüseyin Kürkçü’nün oğlu Rizespor’un 1953 yılında amatör, 1968 yılında profesyonel Rizespor’un kuruluşunda kurucu Muharrem Kürkçü amcamız vefat etti.   *O bize Rize gibi bir yerde fındık çubuğu gibi dümdüz kalınabileceğini gösteren en güzel örnekti. *Mağazasının önünde yağmur altında maç bileti sattığına şahit olmuşumdur. *Rizespor futbolcularının şeker çuvalından yapılan şortlarını her idman ve maç sonrası evine getirir yıkatırdı.   KÜRKÇÜ KARDEŞLERİN ÖRNEK DAYANIŞMASI DEDE BABA MESLEĞİNİ 75 YILDIR SÜRDÜRÜYORDU Muharrem Kürkçü ve ağabeyi Recep Kürkçü Rize ilinin en eski esnaflarındandır. İki kardeşin dayanışması Rize ilinde örnek gösterilecek güzelliktedir. Her ikisi de ticaret hayatına çocuk yaşında başlamıştır. 75 yıldır Rize ilinde kumaş satmaktadırlar. Dedesinden babasına ondan da kendilerine kalan mesleği Kürkçü Ticaret isimli ticarethanelerinde sürdürmektedir. Rusların bölgede olduğu dönemde peştamalcı Hamit Usta lakaplı dedesi kürk satarak ticarete atılmış Kürkçü soyadını buradan almışlardır. Buradan kazandıkları para ile evlerinin altında atölye kurarak eski el tezgâhlarında peştamal dokuyarak bölgeye pazarlamışlar. Zamanla dokuma işini bırakıp hazır kumaş satarak ticaret hayatlarını sürdürmüşler. Bu süre içinde Rize’de saygın kişiliklerini koruyarak gönüllerde özel bir yere sahiptirler.   GÜNEŞSPOR İLE BAŞLAYAN UZUN MARATON Muharrem Kürkçü futbol serüveni Güneşspor ile başlamıştır. 1947 yılı büyük gelişmelere sahne olması bakımından Rizespor camiası için önemli bir yıldır. O yıl, Şemsettin Çepni (Şemsi Hoca) tarafından sarı kırmızı formalı Güneşspor kuruluyor, keza kardeş ve rakip takım sarı lacivert Fener Gençlik mücadeleye katılıyordu. Güneşspor takımında Atıf (Taviloğlu), Tahsin (Tuzcu) ve Atilla, kaleci olarak; Musa (Dal), Salim, Ekrem (Akdeniz), İsmail (Kumbasar), Zeki (Köseoğlu), Çengel Akif (Tuzcu), Rüzgâr Recep (Ayvaz), Vural (Kazmaz), Kadir (Berk), Mehmet Ali (Mataracı), Tommy Lawton Lütfü (Tabak), Musa (Ayvaz), Hamit (Karaca) ve Muharrem (Kürkçü) yer alıyordu. İlk başlarda futbolcu olarak yer aldığı takımda yöneticilik yapmıştır. Uzun yıllara dayanan yöneticilik ve hizmet serüveni Rize’de Futbolun Cörçil’i olarak da adlandırılan Güneşspor Kurucusu ve Başkanı Şemsettin Çepni’nin yanında başladı.   ESKİLERİN DEYİMİYLE KITLIK VARDI Rizespor’un kuruluşu çok özverili çabalar sonucu gerçekleşmişti. 1953 yılının Rize’sinde, şehrin önde gelen tüccar ve eski futbolcularından Atıf Taviloğlu ve Muharrem Kürkçü yakın çevresi ile bir araya gelip Rize vilayetinin adını taşıyacak yeni bir kulüp kurmak üzere; Belediye-Taksi durağı meydanında bulunan binadaki lokalde toplanmışlardı. Rize’de yaşam koşulları malumdu. Para yoktu. Hatta eskilerin deyimiyle “Kıtlık” vardı. Kuruluş masrafları nasıl karşılanacak, Kulüp nasıl yaşatılacaktı. Herkesin kafasından bu sorular geçiyordu. Atıf Tavıloğlu bir ara toplantı salonundan ayrıldı. Bir süre sonra elinde Gülbahar (Haldoz) mahallesindeki bahçesinden söküp getirdiği bir limon fidanı ile girdi salona ve geliri kuruluş için kulübe bırakılmak üzere limon fidanının sembolik olarak açık artırmaya çıkarılmasını önerdi. Öneri oy birliği ile kabul gördü ve o zamanki para ile 30 Lira toplandı. Kulübün öncelikli gayesi, Rize’de gençliğin beden ve kültürel yeteneklerini artırmak ve bu sahada sunulacak öğretilerle gelişimlerine katkıda bulunmak şeklinde belirleniyordu   19 MAYIS RİZE’DE ÇİFTE BAYRAM KURULUŞ TARİHİNİ O BELİRLEDİ Muharrem Kürkçü’nün önerisiyle Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yurdu kurtarmak için Samsun’a ayak bastığı anlamlı günün 34. yıldönümü olan 19 Mayıs 1953 tarihi Rizespor’un kuruluş günü olarak kararlaştırılıyordu. 27 Nisan ile 30 Nisan tarihleri arasında Rize Gazetesi’nde yayınlanan Rizespor ve Gençlik Kulübü Nizamnamesi’nde; Manifaturacı Yakup Temizel 1, Manifatutacı Atıf Taviloğlu 2, Manifaturacı İsmet Bilsel 3, Defterdar Yaşar Dömlekçioğlu 4 ve Muharrem Kürkçü 5’nolu kurucu olarak yer alıyordu.   HER ZAMAN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU FUTBOLCULARIN ŞORTLARI ŞEKER ÇUVALINDAN FORMALAR KÜRKÇÜ’NÜN EVİNDE YIKANIYORDU 19 Mayıs 1953 tarihinde Rizespor’un kuruluşunda ve 1968 yılında profesyonelliğe geçişinde kurucu olarak yer aldı. Muharrem Kürkçü, Rizespor’un kuruluşunda büyük çabalar sarf etti. Bahattin Coşkun, Şemsettin Çepni ve İrfan Bilgin’le birlikte profesyonel Rizespor’un kurucularından biri olarak tarihe geçti. Yoğu var ederek uğraş verdi. Bahattin Coşkun tarafından oluşturulan ilk yönetim kurulunda genel sekreter olarak taşın altına elini koydu. Yönetim kurulunda en ağır görevler ona düşüyordu. Kulübün mali işleri yanında futbolcuların disiplinleriyle de bizzat ilgileniyordu. Rizespor’un ikinci olağan kongresi sonucunda da yönetim kuruluna seçilerek genel sekreterlik görevini sürdürdü. Rizespor için verilen hiçbir görevden kaçmadı. En zor zamanlarda Rizespor’un yönetim kurulların görev yaptı. O yılları konuşurken hep hüzünlendiğine şahit oldum. Kuruluşun ilk yıllarında forma bulmak oldukça meşakkatliydi. Futbolcuların şortları şeker çuvalından yapılmıştı. Her maç veya idman sonrası tek tek formaları toplayarak doğru evine götürüyorsunuz. Zor şartlarda evde formalar temizleniyor ve diğer maça yetişiyor. Bunları yapan kişi Muharrem Kürkçü’ydu.   O YAŞAYAN BİR EFSANE MAÇ PRİMİ RİZE SES SİNEMASINDA FİLM İZLEMEK Takım Rize’nin gençlerinden oluşuyor ve "fişek" gibi sahada esiyordu ama önlerine geleni deviriyordu ama para yok, pul yok adeta kıtlık vardı. Yardım için Rize esnafını arkadaşları ile dolaşıyor, çoğu kapıdan elleri boş dönüyorlardı. Şimdiki futbolcular verilen yüklüce primi beğenmiyorlar. O zaman maç primi Mustafa Kamburoğlu'nun açık hava sinemasına bir biletti. Yeter ki bu takım maça çıksın, diskalifiye edilmesin diye Bahattin Coşkun, İsmail Ömeroğlu ve Muharrem Kürkçü senet karşılığı imza atar, bankalardan para çekerlerdi. Yeter ki bu takım maça çıksın, diskalifiye edilmeyelim, ne zor günlerdi. Futbolcu transfer etmek için şimdi ki imkânlar yoktu. Uçağa atlayıp yurt dışında bir futbolcu ile transfer için masaya oturmak hayaldi. Transfer döneminde Rize'den kalkan vapurla 3-4 günlük yolculuk sonrası İstanbul'a gidilirdi. İstanbul da bir yerde transfer kahveleri vardı. Kahve köşelerinde önceden belirlenen oyuncularla transfer masasına oturur, söz alırdık ve oyuncuya tekrar deniz yolu ile Rize'ye dönülürdü. Muharrem Kürkçü transferler için Hasan Kemal Yardımcı ile yaptığı seyahatleri hoş bir hatıra olarak tanımlıyor.   UNUTULMAZ MAÇLAR Kendisine unutamadığı bir maçı soruyoruz. Duygulanarak anlatıyor: Kendi sahamızda oynadığımız Ankaragücü maçını unutamam. Son dakika içinde kazandığımız serbest vuruş için oğlum Hüsnü topun başına geçti. Ankaragücülü oyuncu Hüsnü'ye ters bir hareket yaptı. Hüsnü'de oyuncuya tekme attı. Hakem "ben gördüm sana yaptığını" dedi. Sonra Hüsnü atışı Trabzonlu Metin Bak’a bıraktı. Rakip ceza sahasının içine gitti. Metin'in ortasında Hüsnü kafayla dokundu ve gol oldu. Bu son dakika golü ile ligde kaldık. Altyapıdan eskisi gibi futbolcu çıkmadığını hatırlatan Muharrem Kürkçü, döneminde semt sahasında görüp beğendiği Hüseyin Hemşinlioğlu için şunları söyledi: Kuzu Hüseyin hala der "beni sen buldun, çıkardın". Şimdilerde altyapıdan tek bir futbolcu çıkmadı. O dönemlerde Rize’de birçok semt sahası vardı. Mahalle turnuvaları vardı, o turnuvalarda çok oyuncu çıkardı. Şimdi ki gençler teknoloji ile yatıp, kalkıyor.   KULÜBÜN ANAHTARI VALİYE TESLİM EDİLDİ KÜRKÇÜ DURUMA EL KOYDU Ne takımda ne de kentte eski hava bir türlü oluşturulamıyordu. Nihayet, işler iyice yokuşa sürülünce 2 Temmuz 1989 günü, “disiplin” parolasıyla göreve Ahmet Akyıldız başkanlığındaki yönetim, çareyi kulübü Valiliğe teslim etmekte buluyordu. İşte böylesi bir yönetim boşluğu arasında yeni yıla girildi. 10 Ocak 1990 günü Divan Başkanı Rizespor Kurucusu zor zamanlarda elini taşın altına koymaktan çekinmeyen Muharrem Kürkçü Rizespor Başkanlığını üsteniyordu. Bu bir geçiş süreci olduğundan Kürkçü görevi, 5 ay süreyle sürdürmüş (11 Ocak 1990 – 21 Mayıs 1990) 21 Mayıs 1990 tarihinde yapılan 5. Olağan Genel Kurul sonucu bayrağı Başkan Hamit Oral’a devretmiştir.   ÜÇ KUŞAK RİZESPORLULAR Kürkçü ailesi, üç kuşaktır Rizespor’a hizmet etmiş köklü bir ailedir. Muharrem Kürkçü’nün oğlu Hüsnü daha sonra da torunu Evren futbolcu olarak Rizespor’a hizmet verdiler. Muharrem Kürkçü, üç kuşak Rizespor’lu bir ailenin en büyük ferdi olmanın haklı gururu ile Rize’de mütevazı bir hayat sürdürdü. Güneşspor’da futbolcu, Rizespor’da kurucu, yönetici ve başkan olarak görev yapan Kürkçü’nün oğlu Hüsnü de Rizespor’da futbolculuk, kaptanlık, teknik direktörlük ve Genel Menajerlik görevlerinde bulundu. Ayrıca ailenin genç kuşak temsilcisi Evren Kürkçü de Rizespor A takımında top koşturmuştur.   Biz onda hem güzelliği gördük. Rize ilinin ağır ağabeyi güzel insan Muharrem Kürkçü amcamızın vefatının derin üzüntüsü içindeyiz. Mekânı Cennet olsun. Ailesinin sevenlerinin Rizespor camiasının başı sağ olsun…  

RİZESPOR’UN KURUCUSU RİZE SEVDALISI

13 Mayıs 1930 tarihinde Rize’de doğan, Rize’nin saygın tüccarlarından Hüseyin Kürkçü’nün oğlu Rizespor’un 1953 yılında amatör, 1968 yılında profesyonel Rizespor’un kuruluşunda kurucu Muharrem Kürkçü amcamız vefat etti.

 

*O bize Rize gibi bir yerde fındık çubuğu gibi dümdüz kalınabileceğini gösteren en güzel örnekti.

*Mağazasının önünde yağmur altında maç bileti sattığına şahit olmuşumdur.

*Rizespor futbolcularının şeker çuvalından yapılan şortlarını her idman ve maç sonrası evine getirir yıkatırdı.

 

KÜRKÇÜ KARDEŞLERİN ÖRNEK DAYANIŞMASI

DEDE BABA MESLEĞİNİ 75 YILDIR SÜRDÜRÜYORDU

Muharrem Kürkçü ve ağabeyi Recep Kürkçü Rize ilinin en eski esnaflarındandır. İki kardeşin dayanışması Rize ilinde örnek gösterilecek güzelliktedir. Her ikisi de ticaret hayatına çocuk yaşında başlamıştır. 75 yıldır Rize ilinde kumaş satmaktadırlar. Dedesinden babasına ondan da kendilerine kalan mesleği Kürkçü Ticaret isimli ticarethanelerinde sürdürmektedir. Rusların bölgede olduğu dönemde peştamalcı Hamit Usta lakaplı dedesi kürk satarak ticarete atılmış Kürkçü soyadını buradan almışlardır. Buradan kazandıkları para ile evlerinin altında atölye kurarak eski el tezgâhlarında peştamal dokuyarak bölgeye pazarlamışlar. Zamanla dokuma işini bırakıp hazır kumaş satarak ticaret hayatlarını sürdürmüşler. Bu süre içinde Rize’de saygın kişiliklerini koruyarak gönüllerde özel bir yere sahiptirler.
 

GÜNEŞSPOR İLE BAŞLAYAN UZUN MARATON

Muharrem Kürkçü futbol serüveni Güneşspor ile başlamıştır. 1947 yılı büyük gelişmelere sahne olması bakımından Rizespor camiası için önemli bir yıldır. O yıl, Şemsettin Çepni (Şemsi Hoca) tarafından sarı kırmızı formalı Güneşspor kuruluyor, keza kardeş ve rakip takım sarı lacivert Fener Gençlik mücadeleye katılıyordu. Güneşspor takımında Atıf (Taviloğlu), Tahsin (Tuzcu) ve Atilla, kaleci olarak; Musa (Dal), Salim, Ekrem (Akdeniz), İsmail (Kumbasar), Zeki (Köseoğlu), Çengel Akif (Tuzcu), Rüzgâr Recep (Ayvaz), Vural (Kazmaz), Kadir (Berk), Mehmet Ali (Mataracı), Tommy Lawton Lütfü (Tabak), Musa (Ayvaz), Hamit (Karaca) ve Muharrem (Kürkçü) yer alıyordu. İlk başlarda futbolcu olarak yer aldığı takımda yöneticilik yapmıştır. Uzun yıllara dayanan yöneticilik ve hizmet serüveni Rize’de Futbolun Cörçil’i olarak da adlandırılan Güneşspor Kurucusu ve Başkanı Şemsettin Çepni’nin yanında başladı.

 

ESKİLERİN DEYİMİYLE KITLIK VARDI

Rizespor’un kuruluşu çok özverili çabalar sonucu gerçekleşmişti. 1953 yılının Rize’sinde, şehrin önde gelen tüccar ve eski futbolcularından Atıf Taviloğlu ve Muharrem Kürkçü yakın çevresi ile bir araya gelip Rize vilayetinin adını taşıyacak yeni bir kulüp kurmak üzere; Belediye-Taksi durağı meydanında bulunan binadaki lokalde toplanmışlardı. Rize’de yaşam koşulları malumdu. Para yoktu. Hatta eskilerin deyimiyle “Kıtlık” vardı. Kuruluş masrafları nasıl karşılanacak, Kulüp nasıl yaşatılacaktı. Herkesin kafasından bu sorular geçiyordu. Atıf Tavıloğlu bir ara toplantı salonundan ayrıldı. Bir süre sonra elinde Gülbahar (Haldoz) mahallesindeki bahçesinden söküp getirdiği bir limon fidanı ile girdi salona ve geliri kuruluş için kulübe bırakılmak üzere limon fidanının sembolik olarak açık artırmaya çıkarılmasını önerdi. Öneri oy birliği ile kabul gördü ve o zamanki para ile 30 Lira toplandı. Kulübün öncelikli gayesi, Rize’de gençliğin beden ve kültürel yeteneklerini artırmak ve bu sahada sunulacak öğretilerle gelişimlerine katkıda bulunmak şeklinde belirleniyordu

 

19 MAYIS RİZE’DE ÇİFTE BAYRAM

KURULUŞ TARİHİNİ O BELİRLEDİ

Muharrem Kürkçü’nün önerisiyle Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yurdu kurtarmak için Samsun’a ayak bastığı anlamlı günün 34. yıldönümü olan 19 Mayıs 1953 tarihi Rizespor’un kuruluş günü olarak kararlaştırılıyordu. 27 Nisan ile 30 Nisan tarihleri arasında Rize Gazetesi’nde yayınlanan Rizespor ve Gençlik Kulübü Nizamnamesi’nde; Manifaturacı Yakup Temizel 1, Manifatutacı Atıf Taviloğlu 2, Manifaturacı İsmet Bilsel 3, Defterdar Yaşar Dömlekçioğlu 4 ve Muharrem Kürkçü 5’nolu kurucu olarak yer alıyordu.
 

HER ZAMAN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU

FUTBOLCULARIN ŞORTLARI ŞEKER ÇUVALINDAN

FORMALAR KÜRKÇÜ’NÜN EVİNDE YIKANIYORDU

19 Mayıs 1953 tarihinde Rizespor’un kuruluşunda ve 1968 yılında profesyonelliğe geçişinde kurucu olarak yer aldı. Muharrem Kürkçü, Rizespor’un kuruluşunda büyük çabalar sarf etti. Bahattin Coşkun, Şemsettin Çepni ve İrfan Bilgin’le birlikte profesyonel Rizespor’un kurucularından biri olarak tarihe geçti. Yoğu var ederek uğraş verdi. Bahattin Coşkun tarafından oluşturulan ilk yönetim kurulunda genel sekreter olarak taşın altına elini koydu. Yönetim kurulunda en ağır görevler ona düşüyordu. Kulübün mali işleri yanında futbolcuların disiplinleriyle de bizzat ilgileniyordu. Rizespor’un ikinci olağan kongresi sonucunda da yönetim kuruluna seçilerek genel sekreterlik görevini sürdürdü. Rizespor için verilen hiçbir görevden kaçmadı. En zor zamanlarda Rizespor’un yönetim kurulların görev yaptı. O yılları konuşurken hep hüzünlendiğine şahit oldum. Kuruluşun ilk yıllarında forma bulmak oldukça meşakkatliydi. Futbolcuların şortları şeker çuvalından yapılmıştı. Her maç veya idman sonrası tek tek formaları toplayarak doğru evine götürüyorsunuz. Zor şartlarda evde formalar temizleniyor ve diğer maça yetişiyor. Bunları yapan kişi Muharrem Kürkçü’ydu.

 

O YAŞAYAN BİR EFSANE

MAÇ PRİMİ RİZE SES SİNEMASINDA FİLM İZLEMEK

Takım Rize’nin gençlerinden oluşuyor ve "fişek" gibi sahada esiyordu ama önlerine geleni deviriyordu ama para yok, pul yok adeta kıtlık vardı. Yardım için Rize esnafını arkadaşları ile dolaşıyor, çoğu kapıdan elleri boş dönüyorlardı. Şimdiki futbolcular verilen yüklüce primi beğenmiyorlar. O zaman maç primi Mustafa Kamburoğlu'nun açık hava sinemasına bir biletti. Yeter ki bu takım maça çıksın, diskalifiye edilmesin diye Bahattin Coşkun, İsmail Ömeroğlu ve Muharrem Kürkçü senet karşılığı imza atar, bankalardan para çekerlerdi. Yeter ki bu takım maça çıksın, diskalifiye edilmeyelim, ne zor günlerdi. Futbolcu transfer etmek için şimdi ki imkânlar yoktu. Uçağa atlayıp yurt dışında bir futbolcu ile transfer için masaya oturmak hayaldi. Transfer döneminde Rize'den kalkan vapurla 3-4 günlük yolculuk sonrası İstanbul'a gidilirdi. İstanbul da bir yerde transfer kahveleri vardı. Kahve köşelerinde önceden belirlenen oyuncularla transfer masasına oturur, söz alırdık ve oyuncuya tekrar deniz yolu ile Rize'ye dönülürdü. Muharrem Kürkçü transferler için Hasan Kemal Yardımcı ile yaptığı seyahatleri hoş bir hatıra olarak tanımlıyor.
 

UNUTULMAZ MAÇLAR

Kendisine unutamadığı bir maçı soruyoruz. Duygulanarak anlatıyor: Kendi sahamızda oynadığımız Ankaragücü maçını unutamam. Son dakika içinde kazandığımız serbest vuruş için oğlum Hüsnü topun başına geçti. Ankaragücülü oyuncu Hüsnü'ye ters bir hareket yaptı. Hüsnü'de oyuncuya tekme attı. Hakem "ben gördüm sana yaptığını" dedi. Sonra Hüsnü atışı Trabzonlu Metin Bak’a bıraktı. Rakip ceza sahasının içine gitti. Metin'in ortasında Hüsnü kafayla dokundu ve gol oldu. Bu son dakika golü ile ligde kaldık. Altyapıdan eskisi gibi futbolcu çıkmadığını hatırlatan Muharrem Kürkçü, döneminde semt sahasında görüp beğendiği Hüseyin Hemşinlioğlu için şunları söyledi: Kuzu Hüseyin hala der "beni sen buldun, çıkardın". Şimdilerde altyapıdan tek bir futbolcu çıkmadı. O dönemlerde Rize’de birçok semt sahası vardı. Mahalle turnuvaları vardı, o turnuvalarda çok oyuncu çıkardı. Şimdi ki gençler teknoloji ile yatıp, kalkıyor.

 

KULÜBÜN ANAHTARI VALİYE TESLİM EDİLDİ

KÜRKÇÜ DURUMA EL KOYDU

Ne takımda ne de kentte eski hava bir türlü oluşturulamıyordu. Nihayet, işler iyice yokuşa sürülünce 2 Temmuz 1989 günü, “disiplin” parolasıyla göreve Ahmet Akyıldız başkanlığındaki yönetim, çareyi kulübü Valiliğe teslim etmekte buluyordu. İşte böylesi bir yönetim boşluğu arasında yeni yıla girildi. 10 Ocak 1990 günü Divan Başkanı Rizespor Kurucusu zor zamanlarda elini taşın altına koymaktan çekinmeyen Muharrem Kürkçü Rizespor Başkanlığını üsteniyordu. Bu bir geçiş süreci olduğundan Kürkçü görevi, 5 ay süreyle sürdürmüş (11 Ocak 1990 – 21 Mayıs 1990) 21 Mayıs 1990 tarihinde yapılan 5. Olağan Genel Kurul sonucu bayrağı Başkan Hamit Oral’a devretmiştir.

 

ÜÇ KUŞAK RİZESPORLULAR

Kürkçü ailesi, üç kuşaktır Rizespor’a hizmet etmiş köklü bir ailedir. Muharrem Kürkçü’nün oğlu Hüsnü daha sonra da torunu Evren futbolcu olarak Rizespor’a hizmet verdiler. Muharrem Kürkçü, üç kuşak Rizespor’lu bir ailenin en büyük ferdi olmanın haklı gururu ile Rize’de mütevazı bir hayat sürdürdü. Güneşspor’da futbolcu, Rizespor’da kurucu, yönetici ve başkan olarak görev yapan Kürkçü’nün oğlu Hüsnü de Rizespor’da futbolculuk, kaptanlık, teknik direktörlük ve Genel Menajerlik görevlerinde bulundu. Ayrıca ailenin genç kuşak temsilcisi Evren Kürkçü de Rizespor A takımında top koşturmuştur.

 

Biz onda hem güzelliği gördük. Rize ilinin ağır ağabeyi güzel insan Muharrem Kürkçü amcamızın vefatının derin üzüntüsü içindeyiz. Mekânı Cennet olsun. Ailesinin sevenlerinin Rizespor camiasının başı sağ olsun…

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi