ASGARİ ÜCRET VE İŞÇİ SENDİKALARI

Ekonomi 24.12.2024 - 22:54, Güncelleme: 24.12.2024 - 22:54 5412 kez okundu.
 

ASGARİ ÜCRET VE İŞÇİ SENDİKALARI

Demokrasisi gelişmiş ülkelerde Sendikalar, Meslek Örgütleri, Sivil Örgütler son derece önemli işleve sahipler.
Daha doğrusu; örgütlenmenin yaygın olduğu ülkelerde demokrasiler daha güçlüdür. Bu tip ülkelerin sosyal yapıları ve ekonomileri de o derece istikrarlı bir seyir içerisindedir. Haber: Adnan ONAY Türkiye gibi genç demokrasi ülkelerinde örgütlenme modeli örgütleştirmeye dayanmaktadır. Bu modelde bahse konu örgütler siyasetin uzantıları olarak gelişir ve böylece amaçlarından uzaklaşarak bölük börçük olarak siyasetin arka bahçesi olarak görülürler. Durum böyle olduğu içindir ki hak arama merkezleri olan sendikalara, meslek örgütlerine yeterince güven olmaz. Oysa; böyle bir tablo ile karşı karşıya olsak da demokrasimizin gelişmesi ve herkesin daha adil ücret alabilmesi, toplumun her kesiminin hakkının korunabilmesi için bu yapılara ihtiyaç vardır. Umulur ki zamanla bu yapılar demokrasimizle birlikte gelişecek ve daha iyi bir şekle bürüneceklerdir. Bakınız, bu haliyle bile örneğin; sendikalı işçilerin ücretleri her zaman asgari ücretin üzerindedir. Nerede sendika varsa orada ücretler her zaman asgari ücretin üzerinde seyreder. O halde, çalışanların ücretlerinin artabilmesi için olması gereken şey sendikalaşmanın yaygınlaştırılmasıdır. Eğer, bugün özel sektörde sendikalaşma oranı yüksek olsaydı  çalışanların çok azı asgari ücretin ne olacağıyla ilgilenecekti.  Buradan bakıldığında asgari ücret komisyonunda TÜRK- İŞ’in yer almasının da bir mantığı yoktur. Zira, belirlenen rakamlar genel olarak sendikasız işçilerle ilgilidir. ÇALIŞMA HAYATIMIZ DEMOKRASİMİZE UYGUN DÜZENLENMELİ Çalışma hayatımız kapitalizmin kötü örneklerini yansıtmaktadır. Ekonomimizin gidişatı bu kötü yapılanmanın sorunlarıyla karşı karşıya.  Sendikalaşmanın kamu ağırlıklı olması nedeniyle, kamu işçileri ortalama asgari ücretin iki katı civarında ücret alıyorlar. Bu durum kamunun işçilik maliyetlerini artırıyor. O nedenle kamu bazı işlerini taşeronluk sistemiyle yürütüyor. Devletin işlerini alan firmalar asgari ücretle işçi çalıştırıyor ve bu arada işi alan taşeronlar da para kazanmış oluyorlar..! Çevremizdeki fakir ülkelerden ülkemize gelen milyonlarca mülteci de sendikasız, sigortasız çalıştırıldığı için asgari ücretin de çok altında ücret alıyor ve çok daha da fazla çalıştırılıyorlar. Şimdi, böyle bir tabloda; olması gereken “eşit işe eşit ücret, adil ücret” mümkün mü? Böyle bir ekonomik sistemle toplumsal huzuru sağlamak mümkün mü? Ne diyorduk, nereye geldik? Şaşkınlar ordusuna döndük!
Demokrasisi gelişmiş ülkelerde Sendikalar, Meslek Örgütleri, Sivil Örgütler son derece önemli işleve sahipler.

Daha doğrusu; örgütlenmenin yaygın olduğu ülkelerde demokrasiler daha güçlüdür. Bu tip ülkelerin sosyal yapıları ve ekonomileri de o derece istikrarlı bir seyir içerisindedir.

Haber: Adnan ONAY

Türkiye gibi genç demokrasi ülkelerinde örgütlenme modeli örgütleştirmeye dayanmaktadır. Bu modelde bahse konu örgütler siyasetin uzantıları olarak gelişir ve böylece amaçlarından uzaklaşarak bölük börçük olarak siyasetin arka bahçesi olarak görülürler. Durum böyle olduğu içindir ki hak arama merkezleri olan sendikalara, meslek örgütlerine yeterince güven olmaz.

Oysa; böyle bir tablo ile karşı karşıya olsak da demokrasimizin gelişmesi ve herkesin daha adil ücret alabilmesi, toplumun her kesiminin hakkının korunabilmesi için bu yapılara ihtiyaç vardır. Umulur ki zamanla bu yapılar demokrasimizle birlikte gelişecek ve daha iyi bir şekle bürüneceklerdir.

Bakınız, bu haliyle bile örneğin; sendikalı işçilerin ücretleri her zaman asgari ücretin üzerindedir. Nerede sendika varsa orada ücretler her zaman asgari ücretin üzerinde seyreder.

O halde, çalışanların ücretlerinin artabilmesi için olması gereken şey sendikalaşmanın yaygınlaştırılmasıdır. Eğer, bugün özel sektörde sendikalaşma oranı yüksek olsaydı  çalışanların çok azı asgari ücretin ne olacağıyla ilgilenecekti. 

Buradan bakıldığında asgari ücret komisyonunda TÜRK- İŞ’in yer almasının da bir mantığı yoktur. Zira, belirlenen rakamlar genel olarak sendikasız işçilerle ilgilidir.

ÇALIŞMA HAYATIMIZ DEMOKRASİMİZE UYGUN DÜZENLENMELİ

Çalışma hayatımız kapitalizmin kötü örneklerini yansıtmaktadır. Ekonomimizin gidişatı bu kötü yapılanmanın sorunlarıyla karşı karşıya. 
Sendikalaşmanın kamu ağırlıklı olması nedeniyle, kamu işçileri ortalama asgari ücretin iki katı civarında ücret alıyorlar. Bu durum kamunun işçilik maliyetlerini artırıyor. O nedenle kamu bazı işlerini taşeronluk sistemiyle yürütüyor. Devletin işlerini alan firmalar asgari ücretle işçi çalıştırıyor ve bu arada işi alan taşeronlar da para kazanmış oluyorlar..!

Çevremizdeki fakir ülkelerden ülkemize gelen milyonlarca mülteci de sendikasız, sigortasız çalıştırıldığı için asgari ücretin de çok altında ücret alıyor ve çok daha da fazla çalıştırılıyorlar.

Şimdi, böyle bir tabloda; olması gereken “eşit işe eşit ücret, adil ücret” mümkün mü?

Böyle bir ekonomik sistemle toplumsal huzuru sağlamak mümkün mü?

Ne diyorduk, nereye geldik?

Şaşkınlar ordusuna döndük!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi