İLK AÇIKLAMAYI SAYMAZ'A YAPTI. Elimi kaldırmak istedi, engellediler
İLK AÇIKLAMAYI SAYMAZ'A YAPTI. Elimi kaldırmak istedi, engellediler
CHP'nin yeni genel başkanı Özgür Özel, seçildikten sonra ilk söyleşisini Sözcü'ye verdi.
CHP'nin yeni genel başkanı Özgür Özel, seçildikten sonra ilk söyleşisini Sözcü'ye verdi.
Özel, Kılıçdaroğlu'nun “Arkamdan hançerledim” açıklaması için “Üzerime alınmadım” diyor. Liderine asla ihanet etmediğini belirten Özel aday olmayı kastederek, “Eğer bu iddiayı koymak ihanet ise, koymasam kendime, partiye, doğruyu söylemeğim için genel başkana ihanet etmiş olurdum. Çünkü sokak değişim diyor” diye konuştu.
Özel, ilk tur sonrası Kılıçdaroğlu'nun çekilme kararı verdiğini, elini kaldırmak için salona döndüğünü anlatıyor. Ancak kendisinin de odada bulunduğu sırada danışmanları tarafından etrafı sarılarak vazgeçirildiğini kaydediyor.
Özel, Altılı Masa ve Millet İttifakı'nın geçmişte kaldığını ifade ediyor. Ancak İyi Parti ile yeni bir diyalog için kapılarını aralayarak, Akşener ile görüşmek istediğini belirtiyor. “Meral Hanım uygun görürse bir büyük ittifaktan ziyade yerel örgütlerimizin sesini dinleyeceğimiz, gerekli yerlerde ittifak olmasının hiçbir sakıncası yok” diyor.
İşte, Özel'in açıklamaları…
Özel, Çankaya'daki çalışma ofisinde İsmail Saymaz'a konuştu.
Arkadan hançerlemedim, ihanet etmedim
■ CHP'nin lideri olmak hayalinizdi değil mi?
Çocukluğundan beri CHP'li olan herkesin hayalinde bir gün genel başkan olmak var. Ama yakın yere de koyamazsın. Bakıyorsun, Atatürk, İsmet İnönü, Ecevit'i görüyorsun. Sonra Altan Öymen ve Hikmet Çetin, Deniz Baykal ve Kemal Bey. 8'inci genel başkanım. Çok onurlu bir görev.
■ Aileniz ne hissetti?
Parfüm kullanan biri değilim. Eşime “Hep kendine alıyorsun” derdim. Türk Eczacılar Birliği seçimine geldim. Valizi açtım, parfüm çıktı. Kutunun içinde “İyi şanslar” yazıyor. Didem yazmış. Parfümü sıktım gittim, seçimi kazandım. O parfümü bir daha hiç kullanmadım.
■ Uğur olsun diye mi?
Şans getiriyor ya, alelade günlerde sıkmayayım diye düşündüm. Ben seçilince Türk Eczacıları Birliği (TEB) misafirhanesine yerleştim. O günden beri parfüm orada duruyordu. Kurultay sabahı eşim ve kızım misafirhaneye beni almaya geldiklerinde Didem'e gösterdim, inanamadı. 16 yıllık bir kutu o. Sıktım gittim, seçimi kazandım. (Gülüyor)
■ Şu anda nerede kalıyorsunuz?
TEB misafirhanesinde. 17 senedir aynı yatakta. Bugün oradan geldim.
■ 12 Haziran'da röportaj yapmıştık. Aday olabileceğinizin işaretini vermiştiniz. O gün bunu söylerken bugünü öngördünüz mü?
Yönetimin değişmesini öngörmüştüm. Değişime öncülük eden ekipte olmayı öngörmüştüm. Şöyle düşündüm: Sorumluluk almam ama birilerine devrederiz. Sözcü TV'de Kılıçdaroğlu'nun yayınının olduğu gün (9 Haziran) şöyle düşündüm: “Genel başkan devam edecek ama biz devam edemeyiz. O gün aday olma ihtimalim yüzde sıfırdı. Sizinle röportajdan bir gün önce adaylığa niyetim yoktu. Siz “Aday olur musun?” deyince “Sorumluluktan kaçmam” dedim. Adaylık ihtimalim her gün yüzde bir arttı.
■ Ne oldu da arttı?
Her gün destek geldi. “Kamuoyunda bir karşılığı yok” diyenler haksızdı. Beğeni düzeyim parti oyunun üzerindeydi. İddia koydukça kamuoyundan destek geldi. Partililer de ikna oldu.
■ Kurultaya hangi hisle girdiniz?
Kazanacağımı biliyordum. Ben “Salona bizi desteklemeyenler tarafından girelim, beni bütün CHP'liler seviyor” dedim. İlk adımda çok üzüldüm. El sallıyorum, bilmediğimiz tezahüratlar yapıyorlar. Öğrendim ki Adana'dan gelen, bir futbol takımı taraftarı olan grup var. Çok katılar, rakip takım gibi davranıyorlar. Sonra partililer başlayınca rahatladım. Kemal beyi destekleyenler beni alkışlıyordu. Kurultayı aldığımı anladım. Çünkü Adana Demirspor kongresinde değiliz ki. (Gülüyor)
■ Sabri Ergül konuşma yaptı. Dedi ki “Bu çocuğu Manisalı çocuklar davasından tanıyorum.” Ne demek istedi?
Manisa Davası'nda işkence görenler solcu arkadaşlardı. Birkaç gün gözaltında tutuldular ve işkence gördüler. Ben yatılı okuldan kaçtım. Manisa Emniyeti'nin önüne geldim. Protesto yapıyorduk. Ben jetonlu telefondan İzmir milletvekillerini aradım. Sabri Ergül'e ulaşabildim. “Arkadaşlarımıza işkence yapıyorlar, gelmelisiniz” dedim. “Tamam çocuğum, gelirim” dedi. Büyük mücadele verdik. Protesto ediyoruz. Polis gelince kaçıyoruz. Küçüğüz. Ergül geldi. Bağırarak “Burada ne oluyor” dedi. Polis korktu. İçeri girdi, kapıyı kapattı. Ceketinin cebinden bir şey çıkardı. “Bu iş yerinde işkence vardır” diye yazdı. O günden beri tanışıyorum Ergül ile.
■ Kılıçdaroğlu, arkasından hançerlendiğini söyledi. Üzerinize alındınız mı?
Hiç üstüme alınmadım. Hançerlemek için ihanet içinde olmak lazım. Genel başkana hiç ihanet etmedim. Eğer bu iddiayı koymak (aday olmak) ihanet ise, koymasam kendime, partiye, doğruyu söylemeğim için genel başkana ihanet etmiş olurdum. Çünkü sokak değişim diyor. Sokak diyor ki “Böyle devam ederseniz sizinle ilişkimizi keseceğiz.” O yüzden hiç üstüme alınmadım.
■ Kılıçdaroğlu, hançerle neyi kastediyor?
Kurultaya yönelik kullanıldı. Ama delege o hissiyatı satın almadı. Benim genel başkana ihanet etmediğimi düşünüyor. Çünkü hançerleyen birisine CHP delegesi oy vermez. Salonda, lider değişimine itirazın olmadığı ama Kemal Bey'i sakınan bir ruh halinin olduğu ortadaydı. Kemal Bey o ruh halinden yararlanmak istedi. Bizi kastetmediğini düşünüyorum.
■ İyi Parti'yi mi kastediyor? Kurultayda siz “Partinin önüne yük olacak sözlerden sakınalım” dediniz.
İstanbul Kongresi'nde Cemal Canpolat'ın sözleri ertesi gün İBB'de dinletildi, TBMM tutanaklarına geçti. Seçim kazanmak için bir söz söylüyorsunuz, partiye yük oluyor. O sorumluluğu hatırlattım.
■ Selvi Kılıçdaroğlu ne dedi size?
“Bunu söylemeniz doğru olmadı” gibi bir şey söyledi. “Neyi?” dedim. “Söylediniz ya, 39 milletvekili belirlenirken, orada değildik” diye. Cevap vermedim. Kemal bey kalkınca Selvi hanıma dedim ki, “Ben heyette yoktum.” O da “Varsın biliyorum” dedi. “Oğuz Kaan Salıcı dışında kimse bilmiyordu” dedim. “Tamam, o zaman” dedi. Elini öptüm.
Kemal Bey, kurmay akıldan yoksundu
■ Kılıçdaroğlu, ilk turdan sonra çekilmek istiyor ancak vazgeçiriliyor. O akşam ne oldu?
Kemal Bey etrafındakilere “Özgür partimizin evladı, partimiz ona emanet” demiş ve salona doğru yola çıkmış. Bana Ekrem Bey'den telefon geldi, “Genel başkan elini kaldıracak gel” dedi. Gittik, odada oturuyorum. Odada genel başkanın kurmayları vardı. Tartışma vardı, ben gelince kesildi. Genel Başkan yaklaşınca karşılamak için ayağa kalktım, “Biz karşılayalım” dediler. “Herhalde konuşacakları vardır” dedim. Elimi kaldırmaya gelmesini bekliyorum. Birlikte sahneye çıkacağız diye bilgilendirdiler beni. Odada İmamoğlu da var. Divan başkanının odasıymış orası.
Kemal Bey, büyük bir ekiple geldi, odanın kapısında durdular. Girmeyip, ileride bir odaya girdiler. Öyle olunca şaşırdım. Beni o odaya çağırdılar. Odada 40-50 kişi var. Genel başkanla el sıkıştım, hatır sordu. Bağrışma başladı. “Seçimi alacağız. Bizi böyle bırakamazsın” diye. Sonra danışmanını (İmambakır Üküş'ü kastediyor) görünce Ekrem Bey'e “Çıkıyorum” dedim. “Haklısın” dedi. “Partiyi bunlara bırakamazsın” gibi bir laf duyunca, baktım ki iş kötüye gidebilir. Duymamam gereken şeyler duyuyorum. İçlerinde birlikte devam etmemiz gerekecek arkadaşlar var.
■ Kemal Bey tepki veriyor muydu?
Kemal Bey'i göremiyordum. Kuşatmışlardı, birlikte ona doğru hamle yaptılar. El sıkıştık, çekildim. Kenarda duranlar sardı Kemal Bey'i. Devam kararı almışlar.
■ Üküş, ‘Çekilmiyoruz, izin vermiyoruz” diyor. Kılıçdaroğlu dinliyor. Üküş'ün resmi sıfatı yok. Tuhaf değil mi?
Üzüldüm. Bahsedilen kişi (Üküş) kampanya boyunca bana hakaret etti. O kişiye yakıştı ama partiye yakışmadı.
■ Ne olsun isterdiniz?
Kemal beyi, elimi kaldırmış kabul ediyorum. Çünkü o niyetle geldi. Kemal Bey, kurmay aklından yoksundu. Kurmay dediğin, lider ve partinin faydasını birlikte gözetir. Bunu yapabilecek bir ya da iki kişi vardı yanında. O gece o arkadaşları göremedim. Kurmay aklından yoksun olunca öyle bir sonuç çıkıyor. Gerçek bir kurmay, lider birinci turda salt çoğunluğun altında kaldıysa rakibin elini kaldırtır. Kemal bey kendi hissiyle bunu yapmaya geldi ama engellediler.
■ Parti Meclisi'nde muhalifleriniz ‘Denge ve Denetleme Listesi' çıkarıp sizin listenizi deldi. Bu parti içi muhalefet mi?
Çarşaf listeyi bunun için yapıyoruz. Yüzde 51 alanın, yüzde 100'ü yönetmesi eleştirdiğimiz bir şey. Arka kapı diplomasisinde, “Blok listeye ne dersin?” dediler. Dedim ki, ‘Yüzde 51 ile tamama hakim olmayı düşünmüyorum.” Bu arkadaşlar endişeli olan, bana oy vermeyen delegeyi temsil ediyor. Bunun adına muhalefet mi denir? Ben denge ve denetleme demeyi tercih ederim. Listenin adı doğru konmuş. Çok beğendim.
■ Partide Alevilerin öfkeli olduğu öne sürülüyor.
Azımsanmayacak sayıda Alevi arkadaşımız var. Karşı listeden arkadaşlarımız da var. Böyle bir hassasiyeti kaşıyanlar oldu. Seçilen arkadaşlar açısından sorun görmüyorum.
■ Kılıçdaroğlu ile ne zaman görüşeceksiniz?
Bugün (dün) özel kalemim bana, genel başkanın devir teslimi konuşmak istediğini söyledi. Konuşacağız, gününe karar vereceğiz
■ Devir teslim bu hafta mı olur?
Bu hafta.
■ Grup toplantısı?
Devir teslimden sonra.
■ İl başkanlarıyla buluştunuz. Ne konuştunuz?
Dedim ki “Beyaz sayfa açıyorum. Bugüne kadar yapılan hiçbir şey için görevden almayacağım. Bugünden sonra herkesin hak verdiği bir gerekçe ortaya çıkmadan hiçbirinizi görevden almayacağım' dedim. Buzlar kırıldı.
■ İlk ziyaret nereye?
Hatay'a. Mazbatayı aldığım günün ertesi günü gideceğim. Deprem için söz verdim. Ardından Osmaniye. İkinci memleketim diye.
■ Tüzük kurultayı için söz verdiniz.
Cumartesi Parti Meclisi toplantımız var. Yerel seçim takvimine engel olmayacaksa, bir gün içinde yapabilirsek, yük kalkar üstümüzden. Söz verip tutmamış olmamak lazım. Ama il başkanları ağırlıklı karar verirlerse yerel seçim sonrası da olur. Ben hemen yapmak tarafındayım.
İyi Parti ile yerelde ittifaklar olabilir
■ Altılı Masa devam edecek mi?
Altılı Masa'daki herkesle diyalog devam edecek. Ama Altılı Masa geçmiş seçime dair bir format.
■ Millet İttifakı?
O Millet İttifakı'nın bileşenlerinin vermesi gereken bir karar. “Fiilen bitti” diyen liderler var. Bütün liderle görüşeceğim. Millet İttifakı da denenmiş, başarılı olamadığımız bir model. Benim görüşüm yerel seçim için farklı farklı ittifaklar kurmak lazım. Her yerin kendi gerçekliğine göre… Genel seçimde ittifak için erken. Her partinin kimliği ile kendisini halka arz etmesi ve gücünü görmesi lazım. İttifak seçim yaklaşırken gerekirse konuşulur. Hedefim 50+1'i CHP'nin alması.
■ İYİ Parti ile ilgili yerel seçim için görüşme trafiği olur mu?
Ben isterim. Meral Hanım da uygun görürse olabilir. Meral Hanımla geçmişten sıcak ilişkim var. Kendisine “Genel başkanım” dediğimde “Abla demen lazım” diyordu. Meral Hanımla görüşme imkanını önemli buluyorum. Uygun görürse bir büyük ittifaktan ziyade yerel örgütlerimizin sesini dinleyeceğimiz, gerekli yerlerde ittifak olmasının hiçbir sakıncası yok.
■ İstanbul ve Ankara gibi…
Onları daha enine ve boyuna göre tartışmak lazım. Ama Meral hanımın nasıl yaklaşacağı çok önemli.
■ İYİ Parti ile ilişkiler öncelikli gibi görünüyor.
Meral Hanım da uygun görürse… Basın üzerinden konuşmayı bırakacağız. Arkadaşlarımdan talepte bulunacağım.
■ Muharrem İnce…
Muharrem bey sıcak bir mesaj attı. Görüşmek isterse görüşeceğim. Kapımızı çalarsa elbette görüşürüz.
■ Tanju Özcan geri dönmeye çabalıyor.
Ben PM'ye şöyle bir öneride bulunacağım. Yüzüncü yılımızda geniş kapsamlı bir af gerekir.
Erdoğan'dan tebrik telefonu beklerdim
■ Erdoğan, “Al birini vur ötekine” dedi. Yanıtınız ne olur?
Elbette bu açıklamayı beklerdim. Ama bir tebrik telefonundan sonra beklerdim. Erdoğan'dan duyacağım ilk şey, tebrik telefonu olması lazımdı.
■ Bahçeli aradı mı?
Bugün (dün) aradı. “Sayın genel başkanım zorlu kongre süreci geçirdiniz. Başarı kazandınız. Tebrik ederim” dedi. Karşılıklı başarı diledik. İlk tebrik telefonu Davutoğlu'ndan geldi. Daha terim soğumadı, Ahmet bey aradı.
■ Sizce bu değişim AK Parti'de nasıl bir etki yarattı?
AK Parti'nin işi zorlaşacak. İl başkanları şunu söylüyor: “Partiye çok olumlu dönüşler var. İstifa edenler istifalarını geri alıyor. Yeni kayıt var. Farklı siyasi partilerden katılım olabilir.” En çok şunu duydum: “İstifamı geri alabiliyor muyum?”
■ Yerel seçimde bazı adayları Kılıçdaroğlu ilan etmişti. Şimdi ne olacak?
Hem genel başkan ilan ettiği için hem de İstanbul, Ankara, Aydın belediye başkanları popülariteleri ve anketlerde yüksek destekleri olan kişiler olduğu için PM'de oyumu onlardan yana kullanacağım. Yeniden aday olmaları gerektiğini düşünüyorum.
■ Yerel seçimde stratejiniz ne olacak?
Veriye ve ölçme değerlendirmeye dayalı, bilimsel ve objektif kriterler olacak. Doğru yerde, doğru adayı, doğru şekilde ilan etmek seçimin yüzde 51'i. Bunun peşinden koşacağız. Eş, dost, arkadaş asla olmayacak. Asla hiçbir başkan değişim karşıtı diye cezalandırılmayacak. Hiçbiri değişimci diye ödüllendirilmeyecek.
■ Mevcut başkanlarından herhangi biriyle devam etmeme eğiliminiz var mı?
Bazıları ile ilgili sahadan çok şikayet geliyor. Anket yapacağız. Birden çok güvenilir anketle… Halk memnunsa devam edecekler, değilse değişecek. 11 belediyeden 2-3 tanesinden şikayet geliyor. Ölçme değerlendirme yapacağız.
■ İmamoğlu ile ilişkiniz nasıl olacak?
Bugün (dün) kendimiz de konuştuk. “İlişkimizi, bugüne kadar geldiğimiz gibi devam ettirelim” dedik. Kardeşlik hukuku… İki kardeş ilişkisi içinde olacak. Birbirimizin hatasını görürsek ilk kendisine söyleyeceğiz. Çünkü siyasette iki figürü kavga ettiren şey, hep araya giren başkaları oluyor. Bu samimiyeti kaybetmeyelim dedik. Bu kardeşlik ilişkisi CHP'yi iktidara taşıyacak.
■ İlk söyleşimizde ‘Hangi görev verilirse yapacağım. ‘Gel takımın başına geç derlerse geçerim' demiştiniz. Dediler ki ‘Gel takımın başına geç.' Şimdi ne olacak? Nasıl bir CHP göreceğiz?
Bugüne kadarki sorun şuydu: “Bu örgütle olmuyor.” Bu anlayış bizi ittifaklara itiyordu. Benim örgüte önerim, gelin şu yerel seçimde büyük bir başarı alalım, rekor deneyelim. 25'lik cam tavanı tuzla buz edelim. İlk hedef 30'u geçmek anketlerde. İkinci hedef 35'i… Reklamdan çok ölçme değerlendirmeye para harcayacağız. Oyumuz düşüyorsa huzurlu uyumayacağız. Oyumuz artmıyorsa asla durmayacağız. Mutlaka artırmanın bir yolunu bulacağız.
Öyle bir ordu yardıma hazır ki Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve motive olurlarsa öyle işler yapacaklar ki… Dünyanın dört bir yanından, çok iyi eğitimli, Türkiye'den gitmişler, “Bizi Türkiye'ye döndür. CHP iktidar olsun döneceğiz” diyorlar. İnanılmaz bir imece teklifi var. Ben insan kaynağını yönetirim. Umudu örgütleyebilirim. CHP son dönemde kötü yönetilen bir kurum haline gelmişti. Hepimizin hataları var. CHP'yi Türkiye'nin en iyi yönetilen kurumu haline getirme hedefindeyim.
■ Daha mı solda olacak?
Ben daha solda bir CHP'nin daha genişleme imkanı olduğunu düşünüyorum. Ama CHP onlara sesini duyuramadı. Onlara sesimizi duyuracağız.
İsmail SAYMAZ/Sözcü
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.