YENİ DÖNEMDE RİZE'DE NELER DEĞİŞECEK?

Eğitim 17.07.2022 - 10:14, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 3250+ kez okundu.
 

YENİ DÖNEMDE RİZE'DE NELER DEĞİŞECEK?

BEKLENTİMİZ, REKTÖR YILMAZ’IN AKADEMİK BAŞARISINI YÖNETİME DE TAŞIMASI   Rize’de olunca yerel konular daha bi çok önünüze geliyor. Çay, siyasi konjonktür, kenevir, havalimanı, denize bitmeyen dolgular, turizm, doğal olarak Çaykur Rizespor ve ille de RTEÜ Rektörlüğüne yapılan atama…   Prof. Dr. Hüseyin Karaman’ın görev süresi geçtiğimiz ay sona erince RTEÜ Rektörlük makamı için özellikle Rize kökenli bir çok isim kulislerde konuşulup tartışıldıktan sonra İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr Yusuf Yılmaz’ın atanacağı kamuoyuna sızmıştı.   Biraz gecikilmiş olsa da beklendiği üzere geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından alanında dünyanın en etkili, başarılı bilim adamları arasında yer alan Güneysulu hemşerimiz Marmara Üniversitesi Senato Üyeliği yanında Gastroenteroloji Enstitüsü Müdürü olarak görev yapan Prof. Dr. Yusuf Yılmaz RTEÜ Rektörlüğüne atandı.   Yılmaz’ın parlak biyografisinin ötesinde RTEÜ’nin lokomotifinin Tıp Fakültesi olması, buna karşın üniversite bünyesinde gözüken Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki ayyuka çıkmış hekim yetersizlikleri ile kaçışların önlenebilirliğine katkısı olabileceğinden rektörlüğe bir hekimin atanması yerinde olmuştur.   Akademik alandaki başarısı rektörlük makamı ile taçlandırılan genç bilim insanını benimde dahil olduğum RİDEF akademik kuruldan tanıyorum. Akademik Kurul Yürütme Üyesi olan Yılmaz’ın akademik biyografisini ben de biliyor, gurur duyuyor, şapka çıkarıyorum.   Rize Üniversitesi olarak kurulan daha sonra ise Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi olarak ismi değiştirilen üniversitenin 5. rektörü olarak görev yapacak, Rize adına çok başarılı olmasını arzu ettiğim genç, alçak gönüllü Prof. Dr. Yusuf Yılmaz kardeşimiz açısından bu atamanın hayırlı olup olmadığından açıkçası emin değilim.   Özellikle bir Anadolu kentinde il protokolündeki yerini dikkate aldığımızda rektörlük makamı çok ama çok kıymetli. “İstemiyorum” diyene rastlamanın pek mümkün olamayacağı kadar görkemli bir makam. Ama bu kıymetli makam, Prof. Dr. Yılmaz’ın çok başarılı akademik performansını sürdürmesine, geliştirmesine izin verecek mi?   “Hoca nasılsa genç, 4 yıllık rektörlük süresinde bilimsel performansına mola verebilir, sonra nasılsa devam eder” anlayışı kendisi için de, Türk bilimi için de kayıp olur.   Zira rektörlük makamı, zaman açısından bireysel akademik çalışmanın sürdürülebileceği değil tüm akademisyenlerin, öğrencilerin daha verimli olabilmesi için gerekli maddi ve eğitsel konuların, projelerin oluşturulup uygulandığı, akademisyenler arası iç çekişmelerin törpülenmesi gereken, bir sürü protokol sorumluluklarının olduğu, vizyonerliğin de gerektiği yönetsel bir pozisyondur.   Bir arada çok mu zor!   Halen İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevini başarıyla sürdüren Prof. Dr. Kemal Memişoğlu hemşerimiz başhekimlik döneminde her fırsatta gurur duyduğunu belirttiği “Genel Cerrahlığını” zorlansa da icra edebilme şansını bulabiliyordu. FSM Hastanesi Başhekimliğine geçen yıl atanan bir diğer genç Güneysulu hemşerimiz Doç. Dr. Barış Yılmaz’ın poliklinik ve ameliyat performansını olağanüstü gayretle sürdürdüğünü biliyorum.   Diğer taraftan; hocanın biyografisinde akademik performansını yönetim alanında da sürdürebileceğinin bir verisi, referansı yok. Olması temennimiz; Rize, ülke ve şahsi için. Ki, eksiklik bile olsa oluşturabileceği iyi bir ekiple, kadro ile bu konuyu halledebilir. Zaten, hafta başında Rize Kalesinde Rize Belediye Başkanı Ve RİDEVA Mütevelli Heyet Başkanı Rahmi Metin’in vakıf üyeleri ile Rizeli sivil toplum gönüllülerine verdiği kahvaltıda yaptığı kısa konuşmada da Rektör Yılmaz bu konuya dikkat çekti.   Konuşmasında, “Buradaki misafirlerimizden biri üzerinizde büyük yük var dedi. O yükü sadece benim üzerime verirseniz altından kalkamam. Bu işler ekip işidir. Dahası ekipten ziyade tüm hemşerilerimin paydaş olması gerektiğine inanıyorum. Her birimiz kendimizi o ekibin bir parçası görmesi gerekir ki, biz başarılı olalım. Biz başarılı olduk mu, Rize’mizde, ülkemizde başarılı olur” diyerek hem destek çağrısında bulunda, hem takım bilincinin önemine vurgu yaptı.   Kişisel olarak genç rektörümüze yürekten başarı dileklerimi tekrarlayarak bilgim, becerim dahilinde yanında olacağım.   Ancak, Rize’mizde üretme arzusu içinde olanların çok da rahat olmadıklarının da farkındayız. Rektörümüz gücü elinde bulunduranların etkisinde kalmadan doğru bir yönetim ekibi oluşturabilme adımlarını atıp, akademik alandaki performansını kurumunun yönetimine de taşıma fırsatını elde edebilecek mi?   Edemediğinde yaklaşımı ne olacak?   Önceki rektör gibi etliye sütlüye karışmadan, siyasetle güzel ilişkiler içinde görev süresinin tamamlanmasını mı beklemeden bilimdeki başarılı performansını üniversitenin yönetiminde de idealist bir kimlik olarak kararlılıkla sürdürebilme yolunda olacağını düşünüyorum. En azından arzum bu yönde.   Üniversitenin Sayın Cumhurbaşkanının ismine yakışır bir çehreye kavuşması, akademik personel ve öğrenci tercihlerini almada yönetimde kararlı adımların atılması ile mümkün olabilecektir.   RTEÜ ’nin artık nitelikli akademik kadrolarını kaybetmeye tahammülü olmadığı gibi eksik kadrolarının da artık doğacak güven ve sevgi ortamıyla tamamlanmasına ihtiyacı var.   Umuyorum, diliyorum; Sayın Yılmaz arzu ettiği yönetim kadrosunu engellerle karşılaşmadan oluşturabilir, akademik açıdan parlak biyografisine yönetsel başarısını da ekler ve biz de hak ettiği gibi alkışlarız.

BEKLENTİMİZ, REKTÖR YILMAZ’IN AKADEMİK BAŞARISINI YÖNETİME DE TAŞIMASI

 

Rize’de olunca yerel konular daha bi çok önünüze geliyor.


Çay, siyasi konjonktür, kenevir, havalimanı, denize bitmeyen dolgular, turizm, doğal olarak Çaykur Rizespor ve ille de RTEÜ Rektörlüğüne yapılan atama…

 

Prof. Dr. Hüseyin Karaman’ın görev süresi geçtiğimiz ay sona erince RTEÜ Rektörlük makamı için özellikle Rize kökenli bir çok isim kulislerde konuşulup tartışıldıktan sonra İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr Yusuf Yılmaz’ın atanacağı kamuoyuna sızmıştı.

 

Biraz gecikilmiş olsa da beklendiği üzere geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından alanında dünyanın en etkili, başarılı bilim adamları arasında yer alan Güneysulu hemşerimiz Marmara Üniversitesi Senato Üyeliği yanında Gastroenteroloji Enstitüsü Müdürü olarak görev yapan Prof. Dr. Yusuf Yılmaz RTEÜ Rektörlüğüne atandı.

 

Yılmaz’ın parlak biyografisinin ötesinde RTEÜ’nin lokomotifinin Tıp Fakültesi olması, buna karşın üniversite bünyesinde gözüken Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki ayyuka çıkmış hekim yetersizlikleri ile kaçışların önlenebilirliğine katkısı olabileceğinden rektörlüğe bir hekimin atanması yerinde olmuştur.

 

Akademik alandaki başarısı rektörlük makamı ile taçlandırılan genç bilim insanını benimde dahil olduğum RİDEF akademik kuruldan tanıyorum. Akademik Kurul Yürütme Üyesi olan Yılmaz’ın akademik biyografisini ben de biliyor, gurur duyuyor, şapka çıkarıyorum.

 

Rize Üniversitesi olarak kurulan daha sonra ise Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi olarak ismi değiştirilen üniversitenin 5. rektörü olarak görev yapacak, Rize adına çok başarılı olmasını arzu ettiğim genç, alçak gönüllü Prof. Dr. Yusuf Yılmaz kardeşimiz açısından bu atamanın hayırlı olup olmadığından açıkçası emin değilim.

 

Özellikle bir Anadolu kentinde il protokolündeki yerini dikkate aldığımızda rektörlük makamı çok ama çok kıymetli. “İstemiyorum” diyene rastlamanın pek mümkün olamayacağı kadar görkemli bir makam. Ama bu kıymetli makam, Prof. Dr. Yılmaz’ın çok başarılı akademik performansını sürdürmesine, geliştirmesine izin verecek mi?

 

“Hoca nasılsa genç, 4 yıllık rektörlük süresinde bilimsel performansına mola verebilir, sonra nasılsa devam eder” anlayışı kendisi için de, Türk bilimi için de kayıp olur.

 

Zira rektörlük makamı, zaman açısından bireysel akademik çalışmanın sürdürülebileceği değil tüm akademisyenlerin, öğrencilerin daha verimli olabilmesi için gerekli maddi ve eğitsel konuların, projelerin oluşturulup uygulandığı, akademisyenler arası iç çekişmelerin törpülenmesi gereken, bir sürü protokol sorumluluklarının olduğu, vizyonerliğin de gerektiği yönetsel bir pozisyondur.

 

Bir arada çok mu zor!

 

Halen İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevini başarıyla sürdüren Prof. Dr. Kemal Memişoğlu hemşerimiz başhekimlik döneminde her fırsatta gurur duyduğunu belirttiği “Genel Cerrahlığını” zorlansa da icra edebilme şansını bulabiliyordu. FSM Hastanesi Başhekimliğine geçen yıl atanan bir diğer genç Güneysulu hemşerimiz Doç. Dr. Barış Yılmaz’ın poliklinik ve ameliyat performansını olağanüstü gayretle sürdürdüğünü biliyorum.

 

Diğer taraftan; hocanın biyografisinde akademik performansını yönetim alanında da sürdürebileceğinin bir verisi, referansı yok.


Olması temennimiz; Rize, ülke ve şahsi için.


Ki, eksiklik bile olsa oluşturabileceği iyi bir ekiple, kadro ile bu konuyu halledebilir.


Zaten, hafta başında Rize Kalesinde Rize Belediye Başkanı Ve RİDEVA Mütevelli Heyet Başkanı Rahmi Metin’in vakıf üyeleri ile Rizeli sivil toplum gönüllülerine verdiği kahvaltıda yaptığı kısa konuşmada da Rektör Yılmaz bu konuya dikkat çekti.

 

Konuşmasında, “Buradaki misafirlerimizden biri üzerinizde büyük yük var dedi. O yükü sadece benim üzerime verirseniz altından kalkamam. Bu işler ekip işidir. Dahası ekipten ziyade tüm hemşerilerimin paydaş olması gerektiğine inanıyorum. Her birimiz kendimizi o ekibin bir parçası görmesi gerekir ki, biz başarılı olalım. Biz başarılı olduk mu, Rize’mizde, ülkemizde başarılı olur” diyerek hem destek çağrısında bulunda, hem takım bilincinin önemine vurgu yaptı.

 

Kişisel olarak genç rektörümüze yürekten başarı dileklerimi tekrarlayarak bilgim, becerim dahilinde yanında olacağım.

 

Ancak, Rize’mizde üretme arzusu içinde olanların çok da rahat olmadıklarının da farkındayız. Rektörümüz gücü elinde bulunduranların etkisinde kalmadan doğru bir yönetim ekibi oluşturabilme adımlarını atıp, akademik alandaki performansını kurumunun yönetimine de taşıma fırsatını elde edebilecek mi?

 

Edemediğinde yaklaşımı ne olacak?

 

Önceki rektör gibi etliye sütlüye karışmadan, siyasetle güzel ilişkiler içinde görev süresinin tamamlanmasını mı beklemeden bilimdeki başarılı performansını üniversitenin yönetiminde de idealist bir kimlik olarak kararlılıkla sürdürebilme yolunda olacağını düşünüyorum. En azından arzum bu yönde.

 

Üniversitenin Sayın Cumhurbaşkanının ismine yakışır bir çehreye kavuşması, akademik personel ve öğrenci tercihlerini almada yönetimde kararlı adımların atılması ile mümkün olabilecektir.

 

RTEÜ ’nin artık nitelikli akademik kadrolarını kaybetmeye tahammülü olmadığı gibi eksik kadrolarının da artık doğacak güven ve sevgi ortamıyla tamamlanmasına ihtiyacı var.

 

Umuyorum, diliyorum; Sayın Yılmaz arzu ettiği yönetim kadrosunu engellerle karşılaşmadan oluşturabilir, akademik açıdan parlak biyografisine yönetsel başarısını da ekler ve biz de hak ettiği gibi alkışlarız.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi