Doğru Eleştiri Nasıl Olmalıdır ?
Sağlık
01.04.2024 - 21:41, Güncelleme:
01.04.2024 - 21:41 9377+ kez okundu.
Doğru Eleştiri Nasıl Olmalıdır ?
Doğru Eleştiri Nasıl Olmalıdır ?
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk konu hakkında bilgiler verdi.
Eleştiri, bir kişiyi doğru ve yanlış yönlerini bulup gösterme halidir. Bu bağlamda eleştiri hem kişiyi güçlendiren hem de değiştiren bir durumdur. Eleştiri yargılayıcı bir şekilde ifade edilirse eleştiriye maruz kalan kişi değişime uğramak yerine üzülüp kendini iletişime kapatabilir. Bu durum faydadan çok zarara neden olur. Duygu ve düşüncelerimizi ifade ettiğimizde karşımızdaki kişiden ‘Beni eleştirme‘ gibi cevaplar duyabiliriz. Peki ne oluyor da karşımızdaki kişinin faydası için bir yorum yaptığımızı düşünürken tam tersi algılanıyor ?
Eleştirinin zamanı, sıklığı, nerede ve nasıl söylendiği özetle kıvamı, destekleyici olup olmadığını belirler. Sürekli olarak eleştiriye maruz kalan kişi bunu olumlu bir geri bildirim olarak görmeyebilir ve hiç beğenilmediği izlenimine kapılabilir. Bu nedenle yaşanılan olayların hemen sonrasında eleştiride bulunmak yerine durgun bir suda yani üzerinden belirli bir zaman geçerek sakin bir ortamda konuşmayı denemek kişilerin değerlendirmesinin düşünülmüş ve yargıya kapalı olduğunun göstergesi olabilir.
Kendini yargılayan kişi başkasını da yargılar. Eleştiri yapan kişi eleştiri esnasında öfkelenme yaşıyorsa kendine kulak vermesi gerekir. ‘ Yine aynısını yaptın, hep aynı şeyleri yapıyorsun, kaç defa söyledim, artık bunu da yap’ gibi söylemler, söylenen kişiye değil, söyleyen kişiye ait düşüncelerdir. Bu tarz cümleler kuran kişiler başarısızlığa tahammül edemediği ve kendilerine hata yapma fırsatı vermediği için karşı tarafa baskı yaparak harekete geçirmek isterler. Bunun yerine “Elinden geleni yaptığını görüyorum fakat daha fazla dikkat etmelisin”, “Bu aralar seni çok dalgın görüyorum biraz daha toparlanmanı temenni ediyorum”, “Bu işle ilgili bir de şu açıdan bakabilirsin”, “Bu aralar odaklanamadığını görüyorum peki sana nasıl yardımcı olabilirim” gibi söylemler yanlışın görüldüğünü ama iş birliği içinde çözülebileceğini ya da çözmek için destekleyici bir tavrın olduğunun göstergesidir.
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk ,''' Doğru eleştiriye rağmen kişi aşırı üzülüp kendini sürekli olarak mahcup hissediyorsa kişi gelişemez ve desteği kabul edemez konuma gelir. Geçmişte olumlu geri bildirim almamış veya onaylanmamış kişiler kendisi hakkında olumlu eleştirilere inanmayabilir, yargılanmış hissedebilir veya ilişkiyi koparmak isteyebilir. Bu kişilerin kendisi hakkında olumlu düşünceleri oldukça az olduğu anlamına gelir. Kendisine şefkatli davranmayan kişiler en ufak yanlışlarında kendilerine acımasız olabilirler. Bu nedenle kendimizi olumlu ve olumsuz özelliklerimizle kabul etmeli ve her an gelişime açık olduğumuzu kendimize hatırlatmalıyız. Aksi takdirde olumlu eleştiriler sayesinde zenginleşemeyiz.'' dedi.
Doğru Eleştiri Nasıl Olmalıdır ?
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk konu hakkında bilgiler verdi.
Eleştiri, bir kişiyi doğru ve yanlış yönlerini bulup gösterme halidir. Bu bağlamda eleştiri hem kişiyi güçlendiren hem de değiştiren bir durumdur. Eleştiri yargılayıcı bir şekilde ifade edilirse eleştiriye maruz kalan kişi değişime uğramak yerine üzülüp kendini iletişime kapatabilir. Bu durum faydadan çok zarara neden olur. Duygu ve düşüncelerimizi ifade ettiğimizde karşımızdaki kişiden ‘Beni eleştirme‘ gibi cevaplar duyabiliriz. Peki ne oluyor da karşımızdaki kişinin faydası için bir yorum yaptığımızı düşünürken tam tersi algılanıyor ?
Eleştirinin zamanı, sıklığı, nerede ve nasıl söylendiği özetle kıvamı, destekleyici olup olmadığını belirler. Sürekli olarak eleştiriye maruz kalan kişi bunu olumlu bir geri bildirim olarak görmeyebilir ve hiç beğenilmediği izlenimine kapılabilir. Bu nedenle yaşanılan olayların hemen sonrasında eleştiride bulunmak yerine durgun bir suda yani üzerinden belirli bir zaman geçerek sakin bir ortamda konuşmayı denemek kişilerin değerlendirmesinin düşünülmüş ve yargıya kapalı olduğunun göstergesi olabilir.
Kendini yargılayan kişi başkasını da yargılar. Eleştiri yapan kişi eleştiri esnasında öfkelenme yaşıyorsa kendine kulak vermesi gerekir. ‘ Yine aynısını yaptın, hep aynı şeyleri yapıyorsun, kaç defa söyledim, artık bunu da yap’ gibi söylemler, söylenen kişiye değil, söyleyen kişiye ait düşüncelerdir. Bu tarz cümleler kuran kişiler başarısızlığa tahammül edemediği ve kendilerine hata yapma fırsatı vermediği için karşı tarafa baskı yaparak harekete geçirmek isterler. Bunun yerine “Elinden geleni yaptığını görüyorum fakat daha fazla dikkat etmelisin”, “Bu aralar seni çok dalgın görüyorum biraz daha toparlanmanı temenni ediyorum”, “Bu işle ilgili bir de şu açıdan bakabilirsin”, “Bu aralar odaklanamadığını görüyorum peki sana nasıl yardımcı olabilirim” gibi söylemler yanlışın görüldüğünü ama iş birliği içinde çözülebileceğini ya da çözmek için destekleyici bir tavrın olduğunun göstergesidir.
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk ,''' Doğru eleştiriye rağmen kişi aşırı üzülüp kendini sürekli olarak mahcup hissediyorsa kişi gelişemez ve desteği kabul edemez konuma gelir. Geçmişte olumlu geri bildirim almamış veya onaylanmamış kişiler kendisi hakkında olumlu eleştirilere inanmayabilir, yargılanmış hissedebilir veya ilişkiyi koparmak isteyebilir. Bu kişilerin kendisi hakkında olumlu düşünceleri oldukça az olduğu anlamına gelir. Kendisine şefkatli davranmayan kişiler en ufak yanlışlarında kendilerine acımasız olabilirler. Bu nedenle kendimizi olumlu ve olumsuz özelliklerimizle kabul etmeli ve her an gelişime açık olduğumuzu kendimize hatırlatmalıyız. Aksi takdirde olumlu eleştiriler sayesinde zenginleşemeyiz.'' dedi.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.