Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yunanistan'a tek cümlemiz var; İzmir'i unutma

Siyaset 03.09.2022 - 18:00, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2720+ kez okundu.
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yunanistan'a tek cümlemiz var; İzmir'i unutma

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, TEKNOFEST Karadeniz 2022'de, "Kimin dost kimin de karşımızda olduğunu iyi bilmemiz lazım. Şu anda Amerika; Dedeağaç'a, Yunanistan'a silahları, uçakları gönderiyor mu? Oradan S-300'lerle bizi tehdide kalkışıyor mu? Ey Yunan; bak tarihe bak, tarihe dön. Çok daha fazla ileri gidersen bunun bedeli ağır olur, ağır. Yunanistan'a tek cümlemiz var; İzmir'i unutma" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun'da Çarşamba Havalimanı'nda Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST Karadeniz 2022 etkinliklerine katıldı. TEKNOFEST'e Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı ve TEKNOFEST İcra Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Kacır ile T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı, Baykar Teknoloji Lideri ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar katıldı.   'TEKNOFEST ZİHNİ DEVRİMDİR' TEKNOFEST’te konuşan ve sözlerine ülkeye iftihar verici markayı kazandırdığını belirttiği Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile onunla yürüyen tüm kurumlara teşekkür ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlk kıvılcımını İstanbul'da bir avuç gencin yaktığı bu ateş, artık tüm Anadolu'yu ve hatta tüm bölgemizi kuşatmıştır. Bu yıl beşincisi düzenlenen dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivalinin kapsama alanı artık sınırlarımız dışına taşmıştır. Geçtiğimiz mayıs ayında Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen TEKNOFEST'i gururla takip ettim. Bugün de TEKNOFEST Karadeniz'de sizlerle birlikteyiz. Karşımdaki bu muhteşem tablo bir şeyi ifade ediyor. TEKNOFEST evet bizim. TEKNOFEST farklı bir gençlik, TEKNOFEST şu anda tüm gücüyle ülkemizin geleceğine farklı bir ufuk çizgisi. TEKNOFEST'in ilkinin yapıldığı 2018'de günlük katılımcı sayısı 550 bin gibi bu tür bir etkinliğe göre fevkalade iyi bir sayı olarak gerçekleşmişti. Bugüne geldiğimizde sadece yarışmacı başvurusu 600 bine ulaşan bir TEKNOFEST'i yaşıyoruz. TEKNOFEST Karadeniz, ülkemizin 81 vilayetinden ve 107 ayrı ülkeden katılan 154 bin takım bünyesindeki 600 bin gencimizin 40 ayrı dalda yarıştığı bir şölene dönüştü. Bir teknoloji etkinliğinin özellikle gençlerimiz tarafından bu derece benimsenmesi gerçek anlamda bir zihni devrimdir. Bazılarının gençleri harflere, kuşaklara ayırarak umutsuzluk ateşi yakmaya çalışırken asıl gerçek işte burada karşımızda duruyor" dedi.   'TÜRKİYE'NİN İHTİYACI TEKNOFEST KUŞAĞI' Türkiye'nin gerçeğinin de ihtiyacının da TEKNOFEST kuşağı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Her kim bu gençliğe bakıp ülkesinin ve milletinin aydınlık geleceğini değil de başka şeyler görüyorsa dönüp kendi zihnini, kendi gönlünü sorgulasın. Bu gençlik, bir asır önce Çanakkale'de yedi düveli dize getirmişti. Bu gençlik, bir asır önce milli mücadeleyi zafere ulaştırmış, düşmanı denize dökmüştü. Bu gençlik cumhuriyet tarihi boyunca hep demokrasinin, kalkınmanın, istiklalinin ve istikbalinin yanında yer alarak ülkesini yüceltmiştir. Bu gençlik 20 yıldır verdiğimiz her mücadelede bizim de yanımızda yer almış en büyük güç ve moral kaynağımız olmuştur. Bu gençliğin sadece 15 Temmuz gecesi yazdığı destan bile başlı başına bir efsanedir, bir başarı hikayesidir. Şimdi bu gençliği karşımda TEKNOFEST Karadeniz'de görüyorum" diye konuştu.   'DÜNYANIN HAYRANLIKLA İZLEDİĞİ YERE GELDİK' Kendi teknolojilerini geliştirmek, kendi savunma sanayisi ürünlerini tasarlayıp üretmek için yola çıktıklarında gençlere güvendiklerini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Birileri ise hep yaptıkları gibi gençlerimizi küçümseyerek gönül dünyalarını karartarak, zihin dünyalarını karıştırarak bozgunculuk peşindeydi. Zaman bizim haklı olduğumuzu göstermiştir. Memet Nuri Demirağ'a, Nuri Killigil'e, Vecihi Hürkuş'a, Şakir Zümre'ye yaptıkları eziyetleri bugünkü gençlerimize yapmalarına izin vermedik, vermeyeceğiz. Biz insanımıza güvendik, insanımıza dayandık. Akif ne diyor; 'Allah'a dayan sa'ye sarıl hikmete ram ol, yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol'. İnsanımıza yol açtık, imkan verdik ve hamdolsun sonuçta tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bir yere geldik. Atalarımızın 'Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner' diye bir sözü var. Dün bize parasıyla savunma sanayi teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hale geldik. Başbakan olduğum zaman değil seçimi kazandığımız zaman Bush Amerika'nın başkanıydı. Ziyarete gittim ve 'Hani bize İHA verecektiniz, ne oldu İHA'lar. Terörle mücadele ediyoruz' dedim ve Condoleezza Rice'ı çağırdı, 'Türkiye'ye hala İHA vermediniz mi' dedi. Vermedik dediler. 'Hemen dedi süratle Türkiye'ye İHA'ları vereceksiniz' ve bize o zaman 48 saatte İHA'ları gönderdiler. Fakat bizim bu görüşmemizden sonra rahmetli Özdemir Bayraktar ağabeyimiz de çocuklarıyla beraber adımı attı ve Bayraktar İHA'larını üretmeye başladılar. Bugün sadece silahlı insansız hava araçlarımız dünyanın 30'dan fazla ülkesinde ülkemizi gururla temsil ediyor. Artık bu araçlara entegre edilen hemen her tür cihazın ve mühimmatın üretimini de kendimiz yapıyoruz. Nereden, nereye. Samsun'da ilk defa sizlerin takdirine sunulan 'Kızılelma' insansız savaş uçağımız dünya harp tarihinde oyun değiştirici bir hamle olarak görülmektedir."   'GENÇLER 2023'E HAZIR MISINIZ?' "Teknoloji konusundaki örnekleri ağırlıklı olarak savunma sanayi ürünlerinden vermemiz sizi yanıltmasın" diyen Erdoğan, "Dünyanın her yerinde teknolojik atılımların öncüsü savunma sanayidir. Bu gayeyle geliştirilen ürünler küçük dokunuşlarla kısa sürede hayatın diğer alanlarına da teşmil edilir. Mesela insansız hava araçlarımız savunma sanayinin yanında lojistikten, tarıma kadar pek çok farklı mecrada kendilerine uygulama alanı bulmaya başlamıştır. TEKNOFEST alanında coşkuyla birlikte olduğumuz her bir gencimizin gözünden ülkemizi teknolojinin gücü üzerinde yükseltme iradesinin, azminin dirayetinin ışığı parlıyor. Burada günümüzün Cezeri'si olmak, Harezmi'si olmak, İbn-i Sina'sı olmak, Mimar Sinan'ı olmak, Ali Kuşçu'su olmak, Hezarfen Çelebi'si olmak, Katip Çelebi'si olmak için can atan gençlerin yürek çarpıntısını duyuyorum. Gençler 2023'e hazır mısınız? Bu yürek çarpıntılarıyla beraber hazır mısınız?" diye konuştu.   '2023 HEDEFLERİMİZİ HAYATA GEÇİRDİK' Ülkeye 20 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırdıklarını söyleyen Erdoğan, şunları söyledi: "Göreve geldiğimizde yüzde 20 yerli milli, bu kadardı ama şimdi yüzde 80 yerli ve milli savunma sanayine sahibiz. 2023 hedeflerimizi hayata geçirdik. Sizler de inşallah Türkiye'yi 2053 vizyonuyla 2071 vizyonuyla çok daha ilerilere taşıyacaksınız. Rabb'ime bana böyle bir gençlikle yol yürüme, böyle bir gençlikle gönül ve fikir birliği yapma imkanı verdiği için hamdediyorum. Sevgili gençler, sizlerin her birini teknoloji elçilerimiz olarak görüyorum. Elbette ülkemizde zehir gibi çalışan beyinleri ve yerinde duramayan enerjileriyle henüz kendilerine ulaşamadığımız gençlerimiz var. İnşallah her yıl zemini daha da genişleyen kapsamı artan, etkinliği yükselen TEKNOFEST sayesinde onları da bu şölene dahil edeceğiz. Türkiye'ye yakışan 600 bin değil 1 milyon, 2 milyon, 3 milyon yarışmacılı teknoloji festivalleridir. Bizim milletimizin, bizim gençlerimizin böyle bir potansiyeli mevcuttur. Bunun yanında festivalimizi kendi evlatlarımızla birlikle dünyanın dört bir yanından katılımlarla da zenginleştirmeliyiz." 'MİLLETİMLE GURUR DUYUYORUM' "Ben milletimle gurur duyuyorum" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Festivalimizi kendi evlatlarımızla birlikte dünyanın dört bir yanından katılımlarla da zenginleştirmeliyiz. Türk dünyasının özellikle birikimini ülkemizde toplayan bir cazibe merkezi haline gelmeliyiz. Gençler, bir fikrim var diyen gençlerin bunu gerçekleştirmek için yurt dışına gitmeyi düşündüğü değil, diğer ülkelerdeki gençlerin ülkemize akın ettiği bir teknoloji iklimi inşa etmeliyiz. Bunun ilk adımları atıldı, ilk kozalakları örüldü, ilk çiçekleri boy göstermeye başladı. Tabi bunun için öncelikle ülkemizde huzuru, istikrarı, güveni, barışı, gelişmeyi, kalkınmayı, demokrasiyi güçlü tutmamız gerekiyor. Maalesef bölgemiz başta olmak üzere dünyada haksızlık ve adaletsizlik yanında krizlerin, çatışmaların yıkımların, sefaletin hakim olduğu pek çok yer var. Güneyimizden kuzeyimize doğumuzdan batımıza, coğrafyamızın her yerinde bu can yakıcı hadiselerin yaşandığı pek çok yeri sayabiliriz. Türkiye, tarihinden, birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden aldığı güçle bu ateş çemberinden kendini bir istikrar ve huzur sembolü olarak ayrıştırmaktadır. Ben milletimle gurur duyuyorum. Ülkemizin böyle bir coğrafyada, böyle bir tarihi miras üzerinde, böyle bir devlet geleneği etrafında, zayıf olmak, zayıf kalmak gibi bir şansı yoktur. Biz, siyasi, ekonomik, teknolojik, diplomatik, askeri, sosyal, kültürel her bakımdan güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde emin olun bizi Suriye'den de Ukrayna'dan da Bosna'dan da beter ederler."   'TÜRKİYE ŞU ANDA BÜYÜMEDE İKİNCİ SIRADA' Türkiye'nin son çeyrekte yüzde 7,6 büyüme katettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, her alanda eksiklerimizi hızla gidermeye çalışıyoruz. Bunun için demokratik reformlarla siyasi altyapımızı, sosyal büyümemizi, kurumsal yapımızı güçlendirmek için mücadele ediyoruz. Bunun için milli teknoloji hamlesini baş tacı ediyoruz. Bunun için yatırım, istihdam, üretim, ihracat cari fazla yoluyla büyümede ısrar ediyoruz. İşte bakın son çeyrekte 7,6 büyüdük. Türkiye, şu anda büyümede ikinci sırada. Böyle bir gidişimiz var. Hani diyorlar ya çılgın Türkler evet yanılmadınız. Şimdi sizi yanıltıyoruz; çılgın Türkler büyüyerek yoluna devam ediyor. Bunun için küresel ülkemizi, krizlerden ayrıştırarak kendi hedeflerimizden kopmamakta ısrar ediyoruz. Bunun için ülkenin ve milletin geleceğini emanet edeceğimiz gençlerimize her türlü desteği veriyoruz. Bayraktar'la Anka'yla Akıncı'yla Aksungur'la Atak'la Hürkuş'la Gökbey'le milli muharip uçak projesiyle ve daha nice teknolojiye dayalı atılımla gurur duymamızın sebebi savaşa olan hevesimiz değil, ülkemizi güçlü tutma mecburiyetimizdir" dedi.   'NE Z KUŞAĞI NE Y KUŞAĞI; TEKNOFEST KUŞAĞI' Yerli atılımların önemine ilişkin mesajlar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yerli otomobilimizi, bilgisayarımızı, çipimizi, uçağımızı, gemimizi, uydumuzu, elektronik sistemlerimizi üretme konusundaki gayretimizin sebebi; bunları edinmekteki zorluğumuzdan ziyade ambargoya maruz kalmama kararımızdır. Şimdi sizlerle yakın tarihimizdeki acı bir hadisenin hikayesini paylaşmak istiyorum. Milli mücadeleyi zafere ulaştırıp cumhuriyetimizi kurduğumuzda ordumuzu güçlendirmek için savaş uçağı ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bunun için şehirlerimiz kendi içlerinde kampanya düzenleyerek ordumuza isimlerini taşıyacak birer uçak almaya çalışıyorlar. Bu çerçevede bağışta bulunması için Nuri Demirağ'a gidiliyor. Nuri Demirağ kendisinden barış isteyenlere 'Madem milletimiz tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bunu başkalarının lütfuna bırakamayız. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim' diyor. Nuri Demirağ'ın sahip olduğu vizyon o dönemin yöneticilerinde olmadığı için maalesef bu teşebbüs acı şekilde sonuçlanıyor. İşte Hürkuş'un ilk örneği olduğu kendi uçağımızı yapmak için 70 yıl beklemek zorunda kaldık. Bir daha böyle durumlara düşmemek için en büyük güvencemiz ve umuduz TEKNOFEST kuşağıdır ne Z kuşağı ne Y kuşağı; TEKNOFEST kuşağı" diye konuştu. 'NİYETİMİZ, GAYRETİMİZ, BAŞARIMIZ VE YAPTIKLARIMIZ ORTADA' Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Sevgili gençler, şimdi birileri 'Bütün bunlar eskiden niye yapılmamış da bugün gündeme geliyor' diye soracaktır. Bu soruyu aslında eski Türkiye'nin aktörlerine eski Türkiye vaadiyle yeniden ülkenin yönetimine talip olanlara yöneltmek lazım. Gerçekten de Türkiye tüm bu teknolojik atılımları hadi daha öncesini bir kenara bıraktım, son 60-70 yılda niye yapmadı acaba? Ülkemizin bu dönemine baktığımızda cevap kendiliğinden ortaya çıkıyor. Gençlerimizi kimi zaman 'sağcı- solcu' diyerek, kimi zaman 'Sünni- Alevi' diyerek, kimi zaman 'Türk- Kürt' diyerek kimi zaman 'şucu bucu' diyerek birbirlerine kırdırtanların böyle bir derdi olması mümkün mü? Bugün hala aynı kirli oyunların tahrikini yapanların, aynı sinsi tuzakları önümüze döşeyenlerin böyle bir gündemi olması mümkün mü? 26 Ağustos'ta neredeydik, Malazgirt'e geldik Fatih ve cumhuriyetimizin kuruluşuyla Gazi Mustafa Kemal'e ve şimdi onunla beraber bizler de bu yolda yürüyoruz. Bizim niyetimiz, gayretimiz, başarımız ve yaptıklarımız ortadadır. Laf ola beri gele yok, bizim işimiz var. Bizim yapacaklarımız var. İnsanlarımızı birbirine düşman etmekten, yalanla iftirayla çarpıtmayla vakit öğütmekten, pişkince ortada gezmekten başka numarası olmayanlar, bu dediklerimizi anlayamazlar."   'EY YUNAN, DAHA FAZLA İLERİ GİDERSEN BEDELİ AĞIR OLUR' Amerika ve Yunanistan'ın tutumuna ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Eserlerimizle milletimizin, gençlerimizin karşısındayız. Eseri olmayanların takdirini de sizlere bırakıyoruz. Bir zamanlar Amerika'sından Avrupa'sına, Rusya'sından Japonya’sına hatta Hindistan'ından Brezilya'sına kadar nice ülkeler harıl harıl çalışarak teknoloji üretirken, bizimkiler vesayet ve darbe bataklığında çırpınıyordu. Onlar, gençlerini teknolojiyle bilimle erdemle yorarak yetiştirirken, bizdekiler üniversite kapılarında; evet benim başörtülü kızlarımı, üniversiteye almamakla uğraştılar. Gelişmiş ülkeler, dünyanın dört bir yanından gelen insanları kalkınma atılımlarını desteği haline dönüştürürken, bizimkiler henüz kendi vatandaşlarına bile asgari insani şartları sağlamayı başaramıyordu. Tüm bu yaşananlarda siyasetçisinden bürokratlarına, iş insanından akademisyene, herkesin payı, sorumluluğu vardır. En son FETÖ ihanet çetesinin yaptığı alçaklıkların ortaya dökülmesi bile tek başına Türkiye'nin nelere rağmen bugünlere geldiğinin ispatıdır. Bu FETÖ değil mi ya başörtü için 'teferruattır' diyen. Teferruattır; yazıklar olsun. Hoca, diye geçin ama başörtüsüne 'teferruat' de. Şimdi nerede? Pensilvanya'da. Kimin beslemesi? Amerika'nın. Kimin dost kimin de karşımızda olduğunu iyi bilmemiz lazım. Şu anda bu Amerika; Dedeağaç'a, Yunanistan'a silahları, uçakları gönderiyor mu? Oradan S-300'lerle bizi tehdide kalkışıyor mu? Ey Yunan, bak tarihe bak, tarihe dön, çok daha fazla ileri gidersen bunun bedeli ağır olur, ağır. Yunanistan'a tek cümlemiz var; İzmir'i unutma. Aynı Türkiye şimdi kimi alanlarda, dünyanın en gelişmiş ülkelerinin de üzerine çıkan başarılarıyla, kendini kabul ettiriyor. Adaları işgal etmeniz falan bizi bağlamaz. Vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya bir gece ansızın gelebiliriz. Dün ülkemizin ayağına prangalar takarak, ilerlemesini engelleyenlerin bir yerlere fırsat kollayarak beklediğinden emin olun. İnşallah hep birlikte bunlara fırsat vermeyeceğiz. Vereceğimiz mücadele zorlu olacaktır, fedakarlık gerektirecektir, bedel ödettirecektir ama sonunda ortaya çıkacak başarının getireceği huzurun, mutluluğun, refahın tarifi mümkün değildir. Aslında bu mücadelenin somut örneği işte burada TEKNOFEST'i düzenleyen Bayraktar kardeşler olarak karşınızda duruyor."   'HAYALLERİNİN ULAŞAMADIĞI YERE BİZİM İCRAATIMIZ ULAŞIR' T3 Vakfı'nın yaşadığı zorluklara bizzat kendisinin zamanında tanık olduğunu söyleyen Erdoğan, "Yeri geldi uçuşları yasaklandı, yeri geldi tehdit edildiler ama yılmadılar çalıştılar, sonuçta ortaya bir dünya markası çıkardılar. Keban Barajı inşa edilirken birileri 'Kurbağalara göl yapıyorsunuz' diyerek kendilerince projeye takoz olmaya çalışmışlardı. Bunların kim olduğunu biliyorsunuz söylememe gerek var mı? Ama buraya da gelmiş ha. Vatan Caddesi inşa edilirken birileri 'Buraya uçak mı indireceksiniz' diyerek vizyonsuzluklarını sergilemişlerdi. Boğaz köprülerinin her birinin inşası sırasında birileri engel olmak için ellerinden geleni yapmışlardı. İşte birinci köprü de ikinci köprü de Yavuz Sultan Selim Köprüsü de. Yahu Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptırmamak için neler yapmadılar ki. Açık açık söyledim 'Boşuna uğraşıyorsunuz biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapacağız bitireceğiz' dedik ve bitirdik. Çanakkale 18 Mart Köprüsü'nde de aynısını yapmadılar mı? Yaptılar. Ne oldu? Yaptık. Engelleyemediler, engelleyemeyecekler çünkü onların hayallerinin ulaşamadığı yere bizim icraatımız ulaşır. Eğer bunlara takılıp kalsaydık ülkede tuğla üstüne tuğla koyamaz, milletimizi hakkı olan hizmetlerin hiçbirine kavuşturamazdık. Sizler de verdiğiniz tüm desteklere ve inşa ettiğimiz girişimci dostu iklime rağmen belki farklı alanlarda öngöremediğimiz engellerle karşılaşabilirsiniz. Sakın ha mücadeleden vazgeçmeyin, sakın ha azminizi kaybetmeyin, sakın ha teslim olmayın. Kendi hayatımdaki mücadeleyi anlatırken de sık sık tekrarladığım söz var; men sabera zafera, sabreden zafere ulaşır" diye konuştu.   'GENCİM, GENÇLERLE BERABERİM' Gençlerin her daim yanında olduklarının altını çizen Erdoğan, "Unutmayın cumhurbaşkanınız olarak daima yanınızdayım. Gencim, gençlerle beraberim. Allah ömür verdikçe de hep yanınızda olacağım. Bakanlıklarımızla kurumlarımızla okullarımızla T3 Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarımızla özel sektörümüzle ailelerimizle el ele vererek bu mücadeleyi zafere ulaştıracağız. Başarının sahibi çoktur, başarısızlık öksüzdür. Bu sözü unutmayın. Biz her hal ve şart altında sizin yanınızda olmayı sürdüreceğiz. Karadeniz'deki doğal gazı keşfederken, her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır sözünü unutmayın. Aynı şeyi teknoloji geliştirme peşinde koşan sizler için de söylüyorum. Her deneyen netice alamayabilir ama neticeye ulaşanlar, denemekten vazgeçmeyenlerdi. Rabb'im zihninizi açık, işinizi kolay, gücünüzü kavi, bahtınızı açık kılsın. TEKNOFEST Karadeniz'in düzenlenmesinde emeği geçen herkesi, katılan tüm takımları tebrik ediyorum. Ziyaretleriyle gençlerimize destek olan vatandaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.   KIZILELMA VE HÜRKUŞ'U İMZALADI Baykar'ın geliştirdiği Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) Bayraktar Kızılelma 2'nci Üretim Geliştirme Prototipi ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayi tarafından özgün olarak geliştirilen ilk uçak konumundaki ve ilk Türk sivil imalatı sertifikasına sahip Hürkuş'u ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gövdelerini imzaladı. (DHA) FOTOĞRAFLI

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, TEKNOFEST Karadeniz 2022'de, "Kimin dost kimin de karşımızda olduğunu iyi bilmemiz lazım. Şu anda Amerika; Dedeağaç'a, Yunanistan'a silahları, uçakları gönderiyor mu? Oradan S-300'lerle bizi tehdide kalkışıyor mu? Ey Yunan; bak tarihe bak, tarihe dön. Çok daha fazla ileri gidersen bunun bedeli ağır olur, ağır. Yunanistan'a tek cümlemiz var; İzmir'i unutma" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun'da Çarşamba Havalimanı'nda Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST Karadeniz 2022 etkinliklerine katıldı. TEKNOFEST'e Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı ve TEKNOFEST İcra Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Kacır ile T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı, Baykar Teknoloji Lideri ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar katıldı.

 

'TEKNOFEST ZİHNİ DEVRİMDİR' TEKNOFEST’te konuşan ve sözlerine ülkeye iftihar verici markayı kazandırdığını belirttiği Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile onunla yürüyen tüm kurumlara teşekkür ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlk kıvılcımını İstanbul'da bir avuç gencin yaktığı bu ateş, artık tüm Anadolu'yu ve hatta tüm bölgemizi kuşatmıştır. Bu yıl beşincisi düzenlenen dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivalinin kapsama alanı artık sınırlarımız dışına taşmıştır. Geçtiğimiz mayıs ayında Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen TEKNOFEST'i gururla takip ettim. Bugün de TEKNOFEST Karadeniz'de sizlerle birlikteyiz. Karşımdaki bu muhteşem tablo bir şeyi ifade ediyor. TEKNOFEST evet bizim. TEKNOFEST farklı bir gençlik, TEKNOFEST şu anda tüm gücüyle ülkemizin geleceğine farklı bir ufuk çizgisi. TEKNOFEST'in ilkinin yapıldığı 2018'de günlük katılımcı sayısı 550 bin gibi bu tür bir etkinliğe göre fevkalade iyi bir sayı olarak gerçekleşmişti. Bugüne geldiğimizde sadece yarışmacı başvurusu 600 bine ulaşan bir TEKNOFEST'i yaşıyoruz. TEKNOFEST Karadeniz, ülkemizin 81 vilayetinden ve 107 ayrı ülkeden katılan 154 bin takım bünyesindeki 600 bin gencimizin 40 ayrı dalda yarıştığı bir şölene dönüştü. Bir teknoloji etkinliğinin özellikle gençlerimiz tarafından bu derece benimsenmesi gerçek anlamda bir zihni devrimdir. Bazılarının gençleri harflere, kuşaklara ayırarak umutsuzluk ateşi yakmaya çalışırken asıl gerçek işte burada karşımızda duruyor" dedi.

 

'TÜRKİYE'NİN İHTİYACI TEKNOFEST KUŞAĞI' Türkiye'nin gerçeğinin de ihtiyacının da TEKNOFEST kuşağı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Her kim bu gençliğe bakıp ülkesinin ve milletinin aydınlık geleceğini değil de başka şeyler görüyorsa dönüp kendi zihnini, kendi gönlünü sorgulasın. Bu gençlik, bir asır önce Çanakkale'de yedi düveli dize getirmişti. Bu gençlik, bir asır önce milli mücadeleyi zafere ulaştırmış, düşmanı denize dökmüştü. Bu gençlik cumhuriyet tarihi boyunca hep demokrasinin, kalkınmanın, istiklalinin ve istikbalinin yanında yer alarak ülkesini yüceltmiştir. Bu gençlik 20 yıldır verdiğimiz her mücadelede bizim de yanımızda yer almış en büyük güç ve moral kaynağımız olmuştur. Bu gençliğin sadece 15 Temmuz gecesi yazdığı destan bile başlı başına bir efsanedir, bir başarı hikayesidir. Şimdi bu gençliği karşımda TEKNOFEST Karadeniz'de görüyorum" diye konuştu.

 

'DÜNYANIN HAYRANLIKLA İZLEDİĞİ YERE GELDİK' Kendi teknolojilerini geliştirmek, kendi savunma sanayisi ürünlerini tasarlayıp üretmek için yola çıktıklarında gençlere güvendiklerini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Birileri ise hep yaptıkları gibi gençlerimizi küçümseyerek gönül dünyalarını karartarak, zihin dünyalarını karıştırarak bozgunculuk peşindeydi. Zaman bizim haklı olduğumuzu göstermiştir. Memet Nuri Demirağ'a, Nuri Killigil'e, Vecihi Hürkuş'a, Şakir Zümre'ye yaptıkları eziyetleri bugünkü gençlerimize yapmalarına izin vermedik, vermeyeceğiz. Biz insanımıza güvendik, insanımıza dayandık. Akif ne diyor; 'Allah'a dayan sa'ye sarıl hikmete ram ol, yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol'. İnsanımıza yol açtık, imkan verdik ve hamdolsun sonuçta tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bir yere geldik. Atalarımızın 'Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner' diye bir sözü var. Dün bize parasıyla savunma sanayi teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hale geldik. Başbakan olduğum zaman değil seçimi kazandığımız zaman Bush Amerika'nın başkanıydı. Ziyarete gittim ve 'Hani bize İHA verecektiniz, ne oldu İHA'lar. Terörle mücadele ediyoruz' dedim ve Condoleezza Rice'ı çağırdı, 'Türkiye'ye hala İHA vermediniz mi' dedi. Vermedik dediler. 'Hemen dedi süratle Türkiye'ye İHA'ları vereceksiniz' ve bize o zaman 48 saatte İHA'ları gönderdiler. Fakat bizim bu görüşmemizden sonra rahmetli Özdemir Bayraktar ağabeyimiz de çocuklarıyla beraber adımı attı ve Bayraktar İHA'larını üretmeye başladılar. Bugün sadece silahlı insansız hava araçlarımız dünyanın 30'dan fazla ülkesinde ülkemizi gururla temsil ediyor. Artık bu araçlara entegre edilen hemen her tür cihazın ve mühimmatın üretimini de kendimiz yapıyoruz. Nereden, nereye. Samsun'da ilk defa sizlerin takdirine sunulan 'Kızılelma' insansız savaş uçağımız dünya harp tarihinde oyun değiştirici bir hamle olarak görülmektedir."

 

'GENÇLER 2023'E HAZIR MISINIZ?' "Teknoloji konusundaki örnekleri ağırlıklı olarak savunma sanayi ürünlerinden vermemiz sizi yanıltmasın" diyen Erdoğan, "Dünyanın her yerinde teknolojik atılımların öncüsü savunma sanayidir. Bu gayeyle geliştirilen ürünler küçük dokunuşlarla kısa sürede hayatın diğer alanlarına da teşmil edilir. Mesela insansız hava araçlarımız savunma sanayinin yanında lojistikten, tarıma kadar pek çok farklı mecrada kendilerine uygulama alanı bulmaya başlamıştır. TEKNOFEST alanında coşkuyla birlikte olduğumuz her bir gencimizin gözünden ülkemizi teknolojinin gücü üzerinde yükseltme iradesinin, azminin dirayetinin ışığı parlıyor. Burada günümüzün Cezeri'si olmak, Harezmi'si olmak, İbn-i Sina'sı olmak, Mimar Sinan'ı olmak, Ali Kuşçu'su olmak, Hezarfen Çelebi'si olmak, Katip Çelebi'si olmak için can atan gençlerin yürek çarpıntısını duyuyorum. Gençler 2023'e hazır mısınız? Bu yürek çarpıntılarıyla beraber hazır mısınız?" diye konuştu.

 

'2023 HEDEFLERİMİZİ HAYATA GEÇİRDİK' Ülkeye 20 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırdıklarını söyleyen Erdoğan, şunları söyledi: "Göreve geldiğimizde yüzde 20 yerli milli, bu kadardı ama şimdi yüzde 80 yerli ve milli savunma sanayine sahibiz. 2023 hedeflerimizi hayata geçirdik. Sizler de inşallah Türkiye'yi 2053 vizyonuyla 2071 vizyonuyla çok daha ilerilere taşıyacaksınız. Rabb'ime bana böyle bir gençlikle yol yürüme, böyle bir gençlikle gönül ve fikir birliği yapma imkanı verdiği için hamdediyorum. Sevgili gençler, sizlerin her birini teknoloji elçilerimiz olarak görüyorum. Elbette ülkemizde zehir gibi çalışan beyinleri ve yerinde duramayan enerjileriyle henüz kendilerine ulaşamadığımız gençlerimiz var. İnşallah her yıl zemini daha da genişleyen kapsamı artan, etkinliği yükselen TEKNOFEST sayesinde onları da bu şölene dahil edeceğiz. Türkiye'ye yakışan 600 bin değil 1 milyon, 2 milyon, 3 milyon yarışmacılı teknoloji festivalleridir. Bizim milletimizin, bizim gençlerimizin böyle bir potansiyeli mevcuttur. Bunun yanında festivalimizi kendi evlatlarımızla birlikle dünyanın dört bir yanından katılımlarla da zenginleştirmeliyiz." 'MİLLETİMLE GURUR DUYUYORUM' "Ben milletimle gurur duyuyorum" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Festivalimizi kendi evlatlarımızla birlikte dünyanın dört bir yanından katılımlarla da zenginleştirmeliyiz. Türk dünyasının özellikle birikimini ülkemizde toplayan bir cazibe merkezi haline gelmeliyiz. Gençler, bir fikrim var diyen gençlerin bunu gerçekleştirmek için yurt dışına gitmeyi düşündüğü değil, diğer ülkelerdeki gençlerin ülkemize akın ettiği bir teknoloji iklimi inşa etmeliyiz. Bunun ilk adımları atıldı, ilk kozalakları örüldü, ilk çiçekleri boy göstermeye başladı. Tabi bunun için öncelikle ülkemizde huzuru, istikrarı, güveni, barışı, gelişmeyi, kalkınmayı, demokrasiyi güçlü tutmamız gerekiyor. Maalesef bölgemiz başta olmak üzere dünyada haksızlık ve adaletsizlik yanında krizlerin, çatışmaların yıkımların, sefaletin hakim olduğu pek çok yer var. Güneyimizden kuzeyimize doğumuzdan batımıza, coğrafyamızın her yerinde bu can yakıcı hadiselerin yaşandığı pek çok yeri sayabiliriz. Türkiye, tarihinden, birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden aldığı güçle bu ateş çemberinden kendini bir istikrar ve huzur sembolü olarak ayrıştırmaktadır. Ben milletimle gurur duyuyorum. Ülkemizin böyle bir coğrafyada, böyle bir tarihi miras üzerinde, böyle bir devlet geleneği etrafında, zayıf olmak, zayıf kalmak gibi bir şansı yoktur. Biz, siyasi, ekonomik, teknolojik, diplomatik, askeri, sosyal, kültürel her bakımdan güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde emin olun bizi Suriye'den de Ukrayna'dan da Bosna'dan da beter ederler."

 

'TÜRKİYE ŞU ANDA BÜYÜMEDE İKİNCİ SIRADA' Türkiye'nin son çeyrekte yüzde 7,6 büyüme katettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, her alanda eksiklerimizi hızla gidermeye çalışıyoruz. Bunun için demokratik reformlarla siyasi altyapımızı, sosyal büyümemizi, kurumsal yapımızı güçlendirmek için mücadele ediyoruz. Bunun için milli teknoloji hamlesini baş tacı ediyoruz. Bunun için yatırım, istihdam, üretim, ihracat cari fazla yoluyla büyümede ısrar ediyoruz. İşte bakın son çeyrekte 7,6 büyüdük. Türkiye, şu anda büyümede ikinci sırada. Böyle bir gidişimiz var. Hani diyorlar ya çılgın Türkler evet yanılmadınız. Şimdi sizi yanıltıyoruz; çılgın Türkler büyüyerek yoluna devam ediyor. Bunun için küresel ülkemizi, krizlerden ayrıştırarak kendi hedeflerimizden kopmamakta ısrar ediyoruz. Bunun için ülkenin ve milletin geleceğini emanet edeceğimiz gençlerimize her türlü desteği veriyoruz. Bayraktar'la Anka'yla Akıncı'yla Aksungur'la Atak'la Hürkuş'la Gökbey'le milli muharip uçak projesiyle ve daha nice teknolojiye dayalı atılımla gurur duymamızın sebebi savaşa olan hevesimiz değil, ülkemizi güçlü tutma mecburiyetimizdir" dedi.

 

'NE Z KUŞAĞI NE Y KUŞAĞI; TEKNOFEST KUŞAĞI' Yerli atılımların önemine ilişkin mesajlar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yerli otomobilimizi, bilgisayarımızı, çipimizi, uçağımızı, gemimizi, uydumuzu, elektronik sistemlerimizi üretme konusundaki gayretimizin sebebi; bunları edinmekteki zorluğumuzdan ziyade ambargoya maruz kalmama kararımızdır. Şimdi sizlerle yakın tarihimizdeki acı bir hadisenin hikayesini paylaşmak istiyorum. Milli mücadeleyi zafere ulaştırıp cumhuriyetimizi kurduğumuzda ordumuzu güçlendirmek için savaş uçağı ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bunun için şehirlerimiz kendi içlerinde kampanya düzenleyerek ordumuza isimlerini taşıyacak birer uçak almaya çalışıyorlar. Bu çerçevede bağışta bulunması için Nuri Demirağ'a gidiliyor. Nuri Demirağ kendisinden barış isteyenlere 'Madem milletimiz tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bunu başkalarının lütfuna bırakamayız. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim' diyor. Nuri Demirağ'ın sahip olduğu vizyon o dönemin yöneticilerinde olmadığı için maalesef bu teşebbüs acı şekilde sonuçlanıyor. İşte Hürkuş'un ilk örneği olduğu kendi uçağımızı yapmak için 70 yıl beklemek zorunda kaldık. Bir daha böyle durumlara düşmemek için en büyük güvencemiz ve umuduz TEKNOFEST kuşağıdır ne Z kuşağı ne Y kuşağı; TEKNOFEST kuşağı" diye konuştu. 'NİYETİMİZ, GAYRETİMİZ, BAŞARIMIZ VE YAPTIKLARIMIZ ORTADA' Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Sevgili gençler, şimdi birileri 'Bütün bunlar eskiden niye yapılmamış da bugün gündeme geliyor' diye soracaktır. Bu soruyu aslında eski Türkiye'nin aktörlerine eski Türkiye vaadiyle yeniden ülkenin yönetimine talip olanlara yöneltmek lazım. Gerçekten de Türkiye tüm bu teknolojik atılımları hadi daha öncesini bir kenara bıraktım, son 60-70 yılda niye yapmadı acaba? Ülkemizin bu dönemine baktığımızda cevap kendiliğinden ortaya çıkıyor. Gençlerimizi kimi zaman 'sağcı- solcu' diyerek, kimi zaman 'Sünni- Alevi' diyerek, kimi zaman 'Türk- Kürt' diyerek kimi zaman 'şucu bucu' diyerek birbirlerine kırdırtanların böyle bir derdi olması mümkün mü? Bugün hala aynı kirli oyunların tahrikini yapanların, aynı sinsi tuzakları önümüze döşeyenlerin böyle bir gündemi olması mümkün mü? 26 Ağustos'ta neredeydik, Malazgirt'e geldik Fatih ve cumhuriyetimizin kuruluşuyla Gazi Mustafa Kemal'e ve şimdi onunla beraber bizler de bu yolda yürüyoruz. Bizim niyetimiz, gayretimiz, başarımız ve yaptıklarımız ortadadır. Laf ola beri gele yok, bizim işimiz var. Bizim yapacaklarımız var. İnsanlarımızı birbirine düşman etmekten, yalanla iftirayla çarpıtmayla vakit öğütmekten, pişkince ortada gezmekten başka numarası olmayanlar, bu dediklerimizi anlayamazlar."

 

'EY YUNAN, DAHA FAZLA İLERİ GİDERSEN BEDELİ AĞIR OLUR' Amerika ve Yunanistan'ın tutumuna ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Eserlerimizle milletimizin, gençlerimizin karşısındayız. Eseri olmayanların takdirini de sizlere bırakıyoruz. Bir zamanlar Amerika'sından Avrupa'sına, Rusya'sından Japonya’sına hatta Hindistan'ından Brezilya'sına kadar nice ülkeler harıl harıl çalışarak teknoloji üretirken, bizimkiler vesayet ve darbe bataklığında çırpınıyordu. Onlar, gençlerini teknolojiyle bilimle erdemle yorarak yetiştirirken, bizdekiler üniversite kapılarında; evet benim başörtülü kızlarımı, üniversiteye almamakla uğraştılar. Gelişmiş ülkeler, dünyanın dört bir yanından gelen insanları kalkınma atılımlarını desteği haline dönüştürürken, bizimkiler henüz kendi vatandaşlarına bile asgari insani şartları sağlamayı başaramıyordu. Tüm bu yaşananlarda siyasetçisinden bürokratlarına, iş insanından akademisyene, herkesin payı, sorumluluğu vardır. En son FETÖ ihanet çetesinin yaptığı alçaklıkların ortaya dökülmesi bile tek başına Türkiye'nin nelere rağmen bugünlere geldiğinin ispatıdır. Bu FETÖ değil mi ya başörtü için 'teferruattır' diyen. Teferruattır; yazıklar olsun. Hoca, diye geçin ama başörtüsüne 'teferruat' de. Şimdi nerede? Pensilvanya'da. Kimin beslemesi? Amerika'nın. Kimin dost kimin de karşımızda olduğunu iyi bilmemiz lazım. Şu anda bu Amerika; Dedeağaç'a, Yunanistan'a silahları, uçakları gönderiyor mu? Oradan S-300'lerle bizi tehdide kalkışıyor mu? Ey Yunan, bak tarihe bak, tarihe dön, çok daha fazla ileri gidersen bunun bedeli ağır olur, ağır. Yunanistan'a tek cümlemiz var; İzmir'i unutma. Aynı Türkiye şimdi kimi alanlarda, dünyanın en gelişmiş ülkelerinin de üzerine çıkan başarılarıyla, kendini kabul ettiriyor. Adaları işgal etmeniz falan bizi bağlamaz. Vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya bir gece ansızın gelebiliriz. Dün ülkemizin ayağına prangalar takarak, ilerlemesini engelleyenlerin bir yerlere fırsat kollayarak beklediğinden emin olun. İnşallah hep birlikte bunlara fırsat vermeyeceğiz. Vereceğimiz mücadele zorlu olacaktır, fedakarlık gerektirecektir, bedel ödettirecektir ama sonunda ortaya çıkacak başarının getireceği huzurun, mutluluğun, refahın tarifi mümkün değildir. Aslında bu mücadelenin somut örneği işte burada TEKNOFEST'i düzenleyen Bayraktar kardeşler olarak karşınızda duruyor."

 

'HAYALLERİNİN ULAŞAMADIĞI YERE BİZİM İCRAATIMIZ ULAŞIR' T3 Vakfı'nın yaşadığı zorluklara bizzat kendisinin zamanında tanık olduğunu söyleyen Erdoğan, "Yeri geldi uçuşları yasaklandı, yeri geldi tehdit edildiler ama yılmadılar çalıştılar, sonuçta ortaya bir dünya markası çıkardılar. Keban Barajı inşa edilirken birileri 'Kurbağalara göl yapıyorsunuz' diyerek kendilerince projeye takoz olmaya çalışmışlardı. Bunların kim olduğunu biliyorsunuz söylememe gerek var mı? Ama buraya da gelmiş ha. Vatan Caddesi inşa edilirken birileri 'Buraya uçak mı indireceksiniz' diyerek vizyonsuzluklarını sergilemişlerdi. Boğaz köprülerinin her birinin inşası sırasında birileri engel olmak için ellerinden geleni yapmışlardı. İşte birinci köprü de ikinci köprü de Yavuz Sultan Selim Köprüsü de. Yahu Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptırmamak için neler yapmadılar ki. Açık açık söyledim 'Boşuna uğraşıyorsunuz biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapacağız bitireceğiz' dedik ve bitirdik. Çanakkale 18 Mart Köprüsü'nde de aynısını yapmadılar mı? Yaptılar. Ne oldu? Yaptık. Engelleyemediler, engelleyemeyecekler çünkü onların hayallerinin ulaşamadığı yere bizim icraatımız ulaşır. Eğer bunlara takılıp kalsaydık ülkede tuğla üstüne tuğla koyamaz, milletimizi hakkı olan hizmetlerin hiçbirine kavuşturamazdık. Sizler de verdiğiniz tüm desteklere ve inşa ettiğimiz girişimci dostu iklime rağmen belki farklı alanlarda öngöremediğimiz engellerle karşılaşabilirsiniz. Sakın ha mücadeleden vazgeçmeyin, sakın ha azminizi kaybetmeyin, sakın ha teslim olmayın. Kendi hayatımdaki mücadeleyi anlatırken de sık sık tekrarladığım söz var; men sabera zafera, sabreden zafere ulaşır" diye konuştu.

 

'GENCİM, GENÇLERLE BERABERİM' Gençlerin her daim yanında olduklarının altını çizen Erdoğan, "Unutmayın cumhurbaşkanınız olarak daima yanınızdayım. Gencim, gençlerle beraberim. Allah ömür verdikçe de hep yanınızda olacağım. Bakanlıklarımızla kurumlarımızla okullarımızla T3 Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarımızla özel sektörümüzle ailelerimizle el ele vererek bu mücadeleyi zafere ulaştıracağız. Başarının sahibi çoktur, başarısızlık öksüzdür. Bu sözü unutmayın. Biz her hal ve şart altında sizin yanınızda olmayı sürdüreceğiz. Karadeniz'deki doğal gazı keşfederken, her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır sözünü unutmayın. Aynı şeyi teknoloji geliştirme peşinde koşan sizler için de söylüyorum. Her deneyen netice alamayabilir ama neticeye ulaşanlar, denemekten vazgeçmeyenlerdi. Rabb'im zihninizi açık, işinizi kolay, gücünüzü kavi, bahtınızı açık kılsın. TEKNOFEST Karadeniz'in düzenlenmesinde emeği geçen herkesi, katılan tüm takımları tebrik ediyorum. Ziyaretleriyle gençlerimize destek olan vatandaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.

 

KIZILELMA VE HÜRKUŞ'U İMZALADI Baykar'ın geliştirdiği Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) Bayraktar Kızılelma 2'nci Üretim Geliştirme Prototipi ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayi tarafından özgün olarak geliştirilen ilk uçak konumundaki ve ilk Türk sivil imalatı sertifikasına sahip Hürkuş'u ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gövdelerini imzaladı. (DHA) FOTOĞRAFLI

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi