İş Yerinde Mutsuzluğun Sebebi: Aşırı İş Yükü ve Bozulan İş-Yaşam Dengesi
İş yerindeki mutsuzluğun temel sebeplerinden biri iş yükü ve zaman baskısı!
İşverenler, çalışanlarının iş-yaşam dengesini kurmalarına yardımcı olmalı...
Uzmanlar, çalışma hayatının ruh sağlığı üzerindeki etkilerine son zamanlarda daha fazla dikkat çekiyor. Yılda ortalama 2500 saatini ofiste geçiren bireylerin ruh sağlığına önem vermesi gerektiğini belirten uzmanlar, şirketlerin de çalışanlarının iyi olma haline öncelik tanımasının şart olduğunu vurguluyor.
Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, iş dünyasında mutsuzluğa yol açan çeşitli etkenler olduğunu ve bu mutsuzluğun zamanla psikolojik problemlere dönüşebileceğini belirtiyor. En önemli nedenlerden birinin yoğun iş yükü ve sürekli zaman baskısı olduğuna dikkat çeken Demir, özellikle yeni nesil çalışanların değer verdiği bir başka unsurun ise yetersiz takdir ve geri bildirim eksikliği olduğunu söylüyor. Bu eksikliklerin motivasyon kaybına yol açtığını ifade eden Demir, iş-yaşam dengesinin korunmasının da bir o kadar kritik olduğunu dile getiriyor. Çalışanların ruh sağlığını koruyabilmesi için öncelikle kendi sınırlarını belirlemeleri gerektiğini belirten Demir, işverenlerin de bu dengeyi destekleyen koşullar oluşturmasının önemini vurguluyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi’nde görevli Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında, iş yerinde ruh sağlığının önemine değinirken, hem çalışanlar hem de işverenler için tavsiyelerde bulundu.
Bireylerin kendi ruh sağlıklarını korumaları, işverenlerin de çalışanlarının ruh sağlığına öncelik vermesi gerektiğine dikkat çeken Demir, “İçinde bulunduğumuz süreçte ekonomik zorluklar ve doğal afetler gibi nedenlerle insanlar, hem yaşam koşullarıyla mücadele etmek hem de ekonomik gereklilikler nedeniyle iş yerlerinde ciddi baskı altındalar. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün raporlarına göre bir çalışan, fazla mesailerle birlikte yılda yaklaşık 2500 saatini ofiste geçiriyor. Bu sebeple, bireylerin kendi ruh sağlıklarını koruması kadar, şirketlerin de çalışanlarının iyi olma hallerine önem vermeleri gerekiyor." dedi.
İş yerinde mutsuzluğun temel kaynağı iş yükü ve zaman baskısı!
Demir, iş dünyasında mutsuzluğun birçok sebebi olduğunu ve bu sebepler arasında en önemlisinin iş yükü ve zaman baskısı olduğunu belirtti. Günümüzün çalışma koşullarında, sürekli yüksek performans beklentisinin ve zamana karşı yarışmanın tükenmişlik riskini artırdığını vurgulayan Demir, özellikle genç kuşak çalışanların önem verdiği geri bildirim eksikliğinin motivasyon düşüklüğüne yol açtığını ekledi. İş-yaşam dengesinin bozulmasının bir diğer önemli sorun olduğunu ifade eden Demir, uzun çalışma saatleri ve işin eve taşınmasının hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı olumsuz etkilediğini belirtti. Bu dengeyi kaybetmenin, bireyin stres seviyesini artırarak genel mutluluğunu düşürdüğünü de sözlerine ekledi.
Çalışanların sınırlarını netleştirmesi şart!
Çalışanların ruh sağlıklarını koruyabilmeleri için öncelikle sınırlarını belirlemeleri gerektiğini söyleyen Demir, “İş ve özel yaşam arasındaki çizgiyi netleştirmek, iş yükünü hafifletmeye ve tükenmişlikten korunmaya yardımcı olur. Sosyal çevreden alınan destek, stresle başa çıkmada önemli bir rol oynar. İş yerinde geri bildirim eksikliği hisseden çalışanlar, yöneticilerinden daha fazla geri bildirim talep ederek gelişim fırsatları yaratabilir ve iş tatminlerini artırabilir” dedi.
İş yerinde mutsuzluk yaşayan çalışanların, bazen işe gitmemenin cazip geldiğini belirten Demir, “Bu durum kısa vadede rahatlama sağlasa da, uzun vadede en iyi çözüm olmayabilir. Araştırmalar, insanlarla etkileşim ve sosyal desteğin ruh halini iyileştirdiğini gösteriyor. İş arkadaşlarıyla kurulan ilişkiler, bireyin mutsuzluk sebeplerini daha iyi anlamasına ve bu duygularla başa çıkmasına yardımcı olabilir. Bu yüzden, mutsuzken işe gitmemek bir kaçış gibi görünse de, sosyal destek ve rutinlerin sürdürülmesi iyileştirici olabilir.” diye ekledi.
Sessiz kalan çalışanlar tükenmişliğin işareti olabilir!
Demir, işverenlerin çalışanlarının yalnızca performanslarına bakarak mutsuzluğu tespit edemeyeceklerini belirterek, “Düşük performans ve verimlilik, mutsuzluğun önemli göstergelerindendir. Mutsuz çalışanlar genellikle iş motivasyonlarını kaybeder, bu da performans düşüklüğü, hastalık izni ve işten ayrılma eğilimi gibi durumlara yol açar. Ayrıca, çalışanlar sık sık sessizleşiyorsa veya iş yüküyle ilgili şikayetler azalıyorsa, bu durum geri çekilme ve tükenmişliğin işareti olabilir.” dedi.
İş-yaşam dengesini sağlamak, çalışanları mutlu eder
Demir, işverenlerin çalışan mutluluğunu artırmak için esnek çalışma saatleri ve uzaktan çalışma gibi imkanlar sunması gerektiğini belirtti. Çalışanların kendilerini kontrol altında hissetmelerinin motivasyonu ve bağlılığı artıracağını söyleyen Demir, kariyer gelişimi ve eğitim fırsatları sunmanın da çalışanların işlerine olan bağlılıklarını güçlendireceğini ekledi. Yöneticilerin, çalışanlarla şeffaf ve samimi bir iletişim kurmasının, iş tatminini olumlu yönde etkileyeceğini vurguladı.
4o