ÜNLÜ FUTBOLCULAR İFADE VERDİ.İŞTE DETAYLAR
Seçil Erzan 4. kez hâkim karşısında: Ünlü futbolcular ifade verdi
Aralarında ünlü futbolcuların da olduğu çok sayıda kişiyi yüksek getirili gizli fon vaadiyle dolandıran Seçil Erzan'ın yargılandığı davanın dördüncü duruşması devam ediyor. Duruşmaya Emre Belözoğlu, Fernando Muslera gibi futbolun önemli isimleri de ifade verdi.
Yüksek getirili gizli fon vaadiyle Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu gibi ünlü isimlerin de aralarında olduğu 21 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla 'Özel belgede sahtecilik' ve 'nitelikli dolandırıcılık' suçlarından 77 yıldan 252 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan ve 11 Nisan 2023'ten beri tutuklu bulunan eski bankacı Seçil Erzan davasının dördüncü duruşması başladı.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava, mahkeme salonunun yetersiz olması nedeniyle İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülüyor. Saat 10.30'da başlaması planlanan duruşma, Seçil Erzan'ın cezaevinden geç getirilmesi nedeniyle saat 11.30'da başladı.
Tutuklu sanıklar, bulundukları cezaevinden mahkemeye getirildi. Tutuksuz sanıkların ile müştekilerin bir kısmı, avukatlarıyla birlikte salonda hazır bulundu.
Müştekiler Fernando Muslera ile Arda Turan, ifade vermek için mahkemeye geldi.
Avukat Rezan Epözdemir, mahkemede söz alarak duruşmanın anbean basında yer aldığını ifade ederek, mahkemenin bunu önlemesini istedi.
Epözdemir, duruşmadan günler önce Denizbank'ın hem kendisi hem de müvekkilleri hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve mahkemeyi manipüle etmek için bunu basına servis ettiğini söyleyerek, ilgililer hakkında mahkemenin, adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan savcılığa suç duyurusunda bulunmasını talep etti.
MUSLERA İFADE VERDİ
Fernando Muslera'nın beyanları, yeminli tercüman eşliğinde alındı. Muslera beyanında, "Daha önce tanıklık yapmıştım. 2011'de Seçil Erzan'ı tanıdım. Kendisi bankada çalışıyordu. Aralık 2022'de bankadan beni arayarak fondan bahsetti. Seçil Erzan tercümanımız Musa Mert Çetin aracılığıyla benimle iletişim kurdu. Bana, fondan bahsederek 1.5-2 ay gibi bir sürede bu fona ne kadar para yatırırsam yatırayım yüzde 30'luk bir kar elde edeceğimi söyledi.
Bana fondan bahsettiğinde bu fonun, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu tarafından yönetildiğini söyledi. Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu beni hiç aramadı. Her zaman Seçil Erzan arıyordu.
Ben de Denizbank'ın Florya şubesindeki hesabımdan 700 bin dolar çekerek verdim. Bu parayı, ben Musa Mert Çetin'e elden teslim ettim. Kendisi de Seçil Erzan'a teslim etti. Şubat 2023'te bu sefer Ziraat bankasındaki hesabımdan 500 bin dolar çektim. Bu parayı da Musa Mert Çetin, Seçil Erzan'a teslim etti. Son verdiğim parayı Seçil Erzan, ofisinde almadı, bankanın kapısında teslim aldı. Seçil Erzan, bana üzerinde paranın bana geri ödeneceğini belirten ve Seçil Erzan'ın imzasının olduğu bir kağıt verildi.
Seçil Erzan'a toplamda 1.2 milyon dolar verdim. Kendisi ise bana Mart ayının sonuna doğru sadece 700 bin dolar ödedi. Bu para, fondan gelmiyordu. Benim verdiğim ana paramı geri germişti. Seçil Erzan, ödeme tarihi geldiğinde depremi bahane ederek süreyi uzatıyordu.
Seçil Erzan, dilimi bilmediği için Galatasaray'da da tercümanlık yapan Musa Mert Çetin, aramızda tercümanlık yapıyordu. Seçil Erzan dışında kimse yoktu. Ben de bu fonla ilgili kimseyle konuşmadım. Ben fona para yatırmadan önce beni ikna etmek için bu fona ünlü isimlerin de yatırım yaptığını söylemişti" dedi.
Beyanlarına devam eden Muslera, "Seçil hanım ailemle yaşadığım eve de geldi. Deprem nedeniyle ödemelerin geciktiğini söyledi. Erzan, 'Stopajlar ve vergiler ödendi, size de ödeme yapıcaz' diyordu. Seçil Erzan, Denizbank'ta şube müdürü olduğu ve bana fonun başında Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu'nun olduğunu söylemesi nedeniyle para verdim" dedi.
Muslera, avukatın "Musa Mert Çetin olmasaydı yine de güvenip prayı Seçil Erzan'a verir miydi" sorusuna verdiği yanıtta, "Bankaya güvendim. Ayrıca Seçil Erzan'ın orada müdür olması da ona güvenmemde büyük bir faktör oldu. Mert'e, paramı transfer etmesi için güvendim. Benim asıl güvendiğim Banka ve Seçil Erzan'ın orada yönetici olmasıydı" şeklinde cevap verdi.
Muslera, "Bahsedilen kağıdı Seçil Erzan, Musa Mert Çetin'e verdi, Musa Mert Çetin de bana verdi. Ben artık bir şeylerin yolunda gitmediğini farkettiğimde artık sadece verdiğim ana paramı almaya çalışıyordum" dedi.
Avukatın, "Parasını almadığı takdirde Seçil Erzan'a kendisini şikayet edeceğini iletti mi" sorusuna yanıt veren Muslera, "Eğer parayı geri alamazsak bankanın üst düzey yöneticilerine Seçil Erzan'ı şikayet edeceğim" dediğini ve bunu da Musa Mert Çetin aracılığıyla ilettiğini kaydetti. Muslera, ifadesinin ardından mahkeme salonundan ayrıldı.
EMRE BELÖZOĞLU: HİÇ PARA ALMADIM
Muslera'nın ardından Emre Belözoğlu ifade verdi. Belözoğlu, "Bizim hakkımızda süreç savcılığa verdiğimiz ifade gibi oldu. Fondan bana kuzenim bahsetti. Daha sonra Seçil Erzan beni telefonla arayarak fon hakkında bilgi verdi. Fonun başında Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu olduğunu söyledi. Daha sonra ise ben de fona para yatırmaya karar verdim. Toplamda 4 milyon 290 bin para verdim. Bu parayı parça parça olacak şekilde kuzenim aracılığıyla Seçil Erzan'a teslim ettim.
"FATİH TERİM'İN DE FONDA OLDUĞUNU SÖYLEDİ"
Verdiğim paranın içinde bazı arkadaşlarımdan aldığım paralar da vardı. Seçil Erzan ile ilk yüz yüze görüşmemiz, parayı teslim ettikten sonra oldu. Ben bu olayı, Seçil Erzan ile görüşmek için bankaya gittiğimde öğrendim. Seçil Erzan'ı beklerken müfettişler geldi. O şekilde öğrendim. Seçil Erzan bana bu fonda Fatih Terim'in de parası olduğunu söyledi ama ben Fatih Terim ile bu konu hakkında hiç konuşmadım" dedi.
Emre Belözoğlu, "Ödemeler geciktiğinde Seçil Erzan, 'Banka ödemeleri zamanında yapmıyor' diyordu. Ben banka işlemlerimde bu güne kadar hiçbir bankanın CEO'su ya da başka bir üst düzey yöneticisiyle görüşmedim. Müdürlerle görüştüm. Bu konuda Seçil Erzan şube müdürü olduğu için görüşmelerimi onunla yaptım" dedi.
Sanık avukatı, Belözoğlu'na, "Olay, 'Fatih Terim fonu' olarak geçiyor. Fatih Terim ile hiç konuşmadınız mı, neden konuşmadınız?" diye sordu.
Belözoğlu, "Fatih hoca büyüğümüz. Bu yüzden kendisine sormadık. Ben bunu 'Fatih Terim fonu' olarak bilmiyorum. İlk kez duyuyorum" diye cevap verdi. Belözoğlu da ifadesinin ardından salondan ayrıldı.
"NEFSİME YENİK DÜŞTÜM"
Arda Turan, verdiği ifadesinde "Seçil Erzan, bankacılık işlemlerimi yapıyordu. Bir keresinde beni ofisine davet etmişti. Gidememiştim. Ekim 2022'de olması gerekiyor. Beni telefonla aradı, mevduat getirmemi istedi bir çok kez. Ben hayatım boyunca faiz almadığımı söyledim. Kendisi de fondan bahsetti. Bunun faiz olmadığını, fon olduğunu söyleyerek beni ikna etti. Nefsime yenik düşerek kabul ettim.
Ekim sonundan Ocak başına kadar bazen borç alarak bazen taşınmazlarımı satarak para verdim. Toplamda 13 milyon 900 bin dolar kadar para verdim. Kendisi de 6 milyon kadar geri verdi. Parayı verdiğimde bana Denizbank imzalı kağıt da verdi. Şubeye gittiğimde de bana ekranlarını gösterdi. Denizbank'ın starlarından biri gibi gösterdi kendisini. Bu paraları neden elden veriyoruz diye sorduğumda, 'Ardacım bu fon bankanın hazinesinde oluyor' dedi. Paramı istediğimde annesinin hasta olduğunu söyledi.
"DENİZBANK, MÜDÜRÜNE SAHİP ÇIKMALIYDI"
Ben Denizbank'ın şubesine, Levent'in göbeğinde evraklarla para verdim. Ben tamamiyle Denizbanka güvenerek bu paraları verdim. Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğduyu da suçlamayarak, Denizbank bundan sorumludur. Denizbank, şube müdürüne sahip çıkmalıydı. Seçil Erzan'a değil. Hayatım boyunca onu tehdit etmedim, hakaret etmedim. Şartları zorlamasına rağmen, sözlerini tutmamasına rağmen hakaret etmedim. 7.5 milyon dolar kaybettim. Parayı verme konusunda beni ikna etti çünkü belge vardı. Ben bankaya gidip oturduğumda da bana ekranları gösteriyordu. Benim amacım, 'Denizbank paramı yönetsin' idi. Ben Hakan Ateşe'de Mehmet Aydoğdu'ya da ulaşabilirdim. Ama tüm işlemlerimi Seçil Erzan yapıyordu, sonuna kadar güveniyordum. Devlet içinde de bazı şeyler oluyor, siz de Cumhurbaşkanına ulaşabilirsiniz ama ulaşmıyorsunuz.
"SAF BİRİYİM"
Emre ağabey beni arayınca öyle bir şey olduğunu anladım. Ben bu konularda biraz saf bir insanım görüldüğü gibi. Zaten saf olmasam bu kadar parayı verir miydim. Beni her aradığında Kasım'dan Ocak ayına kadar kendisiyle sürekli görüştük. 'Fon ne alemde, fon nasıl gidiyor' gibi. Muslera'yı ben çok severim, onun da fonda olduğunu öğrendim. Sırası benden sonra olunca ben de 'Ona verelim, kalanı bana verelim' diyordum. Sonlara doğru Seçil Erzan sıkışmaya başladığında bazı isimler geçti ama ben edep olarak kimseyi arayıp 'şu kadar oaran varmış' demedim" dedi.
"BEN PARAMI ALAYIM BENİ NE İLGİLENDİRİR"
Avukatın sorusuna cevap veren Arda Turan, "Ben, kimseye tavsiyede de bulunmadım fonla ilgili. 'Ben kazanıyorum sen de kazan' diye kimseye söylemedim" dedi.
Mahkeme başkanı, Arda Turan'a, Seçil Erzan'ın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması hususunda bir diyeceği olup olmadığını sorması üzerine Turan, "Ben paramı alayım hiç yatmasın, beni ne ilgilenir" dedi. Arda Turan'ın bu cevabı üzerine salondakiler gülmeye başladı.
"FATİH HOCA BÜYÜĞÜMÜZ OLDUĞU İÇİN..."
Ben, Seçil Erzan'ın şubesine ne zaman gitsem beni odasında ağırlardı. Denizbank konforlu bir yer. Paraları kardeşim de teslim etti. Ben ona 'şu parayı şuraya teslim et' derim, o da teslim eder. Ben bu parayı bankadan almayacaktım. 'Denizbank'ta kalsın, banka benim paramı yönetsin' diyordum. Her zaman sadece ihtiyacım kadar istedim. Bankacılık işlemlerimi kendisi bankadan yapardı. Benim gitmeme gerek kalmazdı. Denizban'ın banka müdürüne bu kadar sahip çıkmamasını anlamıyorum" dedi.
Avukatın, "Denizbank merkezine neden Fatih Terim ile gittiniz"sorusuna cevap veren Turan, "Fatih Hocanın da bizimle gelme sebebi büyüğümüz olması ve Hakan Ateş ile olan ilişkisi nedeniyleydi" dedi.
Arda Turan'ın ifadesinin ardından duruşmaya saat 14.00'e kadar ara verildi.
"NE KADAR PARA TESLİM ETTİĞİMİ BİLMİYORUM"
Aranın ardından yeniden başlayan duruşmada Arda Turan'ın kardeşi Okan Turan, tanık olarak dinlendi. Okan Turan, beyanında, "Ağabeyim Arda Turan Denizbank şube müdürü Seçil Erzan'a para veriyordu. Ben zaman zaman şubede Seçil hanıma zaman zaman Asiye hanıma para teslim ettim. Bir defasında gittiğimde de kredi sayımı vardı. Asiye hanım sayım yapıyordu, Seçil hanım da oradaydı. Banka'nın hazine bölümünde çalıştığını söyledikleri bir beyfendi vardı. Seçil hanım, sayım bittikten sonra parayı ona teslim etti. Beyfendiyle bir diyaloğum olmadı. Asiye hanım da oradaydı" dedi.
Mahkeme, o kişinin şu anda salonda olup olmadığını sorunca, Okan Turan, salondaki sanıklara baktıktan sonra Ali Yörük'ü işaret ederek, oradaki kişin Ali Yörük olduğunu söyledi.
Okan Turan, beyanının devamında, "Seçil Erzan'a para teslim etmek için 5-6 kez yanına gitmişimdir. Seçil Erzan ile iletişimim, 'gelebilir miyim, geleyim mi' şeklindeydi. Toplamda ne kadar para teslim ettiğimi bilmiyorum. Ağabeyim bana para verir ben de ne kadar olduğunu sormazdım" diye konuştu.
Avukatın sorusuna cevap veren Okan Turan, "5-6 kez para teslim ettim. Asiye hanım oradaydı. Bazen evrak alıyordum ama dekont mu başka bir evrak mı olduğunu hatırlamıyorum. Paraların Ali beye teslim edildiğini Asiye hanım da görmüş olabilir. Öyle bir konumdaydı" dedi.
Sanık Asiye Öztürk'ün avukatı, "Parayı Denizbank Büyükdere şubesine götürdüğünüzde parayı ağabeyiniz adına mı yatırıyordunuz" diye sorması üzerine Okan Turan, "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi. Avukatın dekont alıp almadığı sorusuna da Turan "hatırlamıyorum" dedi. Okan Turan, dekont konularıyla ağabeyi Arda Turan'ın ilgilendiğini söyledi.
"SERMİN HANIM 'KORKMA ARKANDAYIZ' DEDİ"
Seçil Erzan'ın yengesi Nilgün Arabacı da mahkemede tanık olarak dinlenildi. Nilgün Arabacı beyanında, "Seçil'in annesi hastaydı, yardım ediyorduk. Sermin hanımın geldiği gece kapıyı biz açtık. Seçil'e, 'Üzülme kızım. Biz senin yanındayız' dedi. Seçil ile odaya geçip kapıyı kapattılar. Ben arada çay ya da kahve içerler mi diye sormak için girdiğimde Sermin hanım telefonu işaret ederek bana sus işareti yaptı. Ses kaydı alınıyor diye algıladım. Seçil'in son zamanlarda zorda olduğunu görüyorduk. Bana, 'Yenge çok sıkışığım' dedi. Benim de birikimim vardı, eşim ona verdi, 'ne zaman istersen o zaman verirsin' dedi. Sermin hanım geldiğinde uzun bir süre oturdular. Seçil ağlıyordu. Sermin hanım da ona sarılıp, 'korkma biz senin arkandayız' diyordu" dedi.
"KUZENLERİ TEHDİT EDİYORDU"
Avukatın, Seçil Erzan'ın önceki ifadesinde Çorlu'daki evinde darp edildiğini söylediğini belirtmesi üzerine tanık, "Darp yoktu ama sözlü şiddet vardı. Kuzenleri yapıyordu. Tanın ile Merve Yılmaz yapıyordu. Para konusunda tehdit ediyorlardı. Bağırıyorlardı ama dövme falan yok" ifadelerini kullandı.
"SEÇİL 'ÖLMEK İSTİYORUM' DİYORDU"
Tanık Nilgün Arabacı, avukatın sorusuna verdiği yanıtta, "Seçil son zamanlarda korkuyordu. Çok fazla telefon geliyordu. Odaya geçip konuşurdu. Telefondakilere, 'halledicem, çözücem' diyordu. Ödemelerini yapamıyordu. Çok sıkıntıdaydı. Kapıya gelip paralarını isteyenler de oluyordu. Bağırışmalar oluyordu. Seçil de ikna edip gönderiyordu. Ben Seçil için hem üzülüyor hem korkuyordum. 'Ölmek istiyorum' diyordu. Merve Yılmaz'ın birileri aracılığıyla Seçil'i tehdit ettiklerini bilmiyorum ama çok tehdit ediyordu. Bir gün ben bankaya Seçil'e yemek götürdüğüm zaman Merve bankaya gelmişti. Merve'nin yanında dayısı da vardı. Bağırıp küfrederek Seçil ile konuşuyorlardı. Seçil çok korkmuştu. 'Ne oldu' diye sorduğumda, kendisine sinkaflı küfürler ettiklerini, 'Parayı bul getir yoksa elindeki sigarayı bilmem nerende söndürürüz' dediklerini anlattı. Seçil bana birilerine vermem için para verdi bir iki kez ama İstanbul'u bilmediğim için nereye götürdüğümü hatırlamıyorum" diye konuştu.
SEÇİL ERZAN'DAN TANIK YENGESİNE
Seçil Erzan'ın, "Hatırladığım kadarıyla Semih Kaya'da kapıya geldi. Nermin yenge de evdeydi" demesi üzerine Nermin Arabacı, "Evet o da eve gelmişti" dedi. Seçil Erzan, "Tayfun'a fazla para verdiniz, fazlasını geri vermedi. Ben de size 'neden böyle yaptınız' dedim. Eve geldiğimizde hiç para kalmamıştı, bunları hatırla lütfen. Emre Belözoğlu'na para vermiştik" dedi. Tanık ise "Evet" diyerek onayladı. Mahkeme başkanu bunun üzerine müdahale ederek bunların soru olmadığını, yönlendirme olduğunu söyledi. Erzan, bunun üzerine, "Bana uçak biletini kim aldı" diye sordu. Tanık Arabacı ise "Atilla Başltaş aldı" diye cevap verdi. Erzan'ın "Hiç kaçmak istedim mi" sorusuna ise tanık, "Hayır, Atilla Baltaş, Seçil'i para konusunda oyaladı. 'Para getiricem' diyordu" dedi.
"OKAN BEYLE PARA İŞLEMİM GİŞEDE OLDU"
Sanık Asiye Öztürk, tanık ve müşteki beyanlarına karşı savunmasında, "Okan bey parayı bana teslim ettiğini söyledi. Ben banka çalışanı olarak iş mahalimde para alıp verebilirim. Bunun dışında para alıp vermiyorum. Arda bey o zaman parasını dolara çevirmişti hatalı bir işlem olmuştu. Ben o zaman Okan beye para verdim. Ve para verme işlemini de gişede, gişe memurumuzla birlikte hesaba yatırdım. Okan beyle para alış verişi işlemim bundan ibarettir. Gişe dışında kesinlikle para alış verişim mümkün değil. Okan Turan, Arda Turan'ın hesabına üçüncü şahıs olarak para yatırdığında da onun da imzası alınıyordu" dedi.
Sanık avukatının gösterdiği resim üzerine konuşan Asiye Öztürk, "Bu resimdeki şahıs, Volkan Bahçekapılı'nın parasını teslim alıyordu. Şube dışında para alıp vermediğimi söyledim, evet. Bu görüntüde teslim ettiğimiz para yüklü olduğu için ben ve güvenlik görevlisiyle arabaya kadar eşlik ettik" dedi.
"SEÇİL HALA BAŞKALARINI SUÇLUYOR"
Sanık Nazlı Can, tanık beyanları ile müşteki ifadelerine yönelik diyecek bir şeyinin olmadığını söyleyerek, "Hala yaşadıklarımı anlamıyorum. Seçil hala başkalarını suçlamaya çalışıyor. 'Hırsızın hiç suçu yok' oluyor. Öncesinde de herkes birbirine suç atıyordu" dedi. Müşteki avukatı, son çıkan bilirkişi raporunda, Tanın Yılmaz'ın kendisine, "Siz iki suç ortağı" şeklindeki mesajı sordu. Sanık Nazlı Can'ın avukatı ise bu soruya müdalahe etti. Müşteki avukatı da, "Tanın böyle bir mesaj atmış, o zaman hüküm kıralım mı dedim. İstediğimi sorarım. Susun da devam edelim" diyerek tepki gösterdi.
SEÇİL İLE NAZLI SÖZ DALAŞINA GİRDİ
Seçil Erzan, Nazlı Can'ın savunmasına sinirlendi. Erzan, "Kardeşi arabasını ne kadar zamanda aldı cevap versin" diye sordu. Nazlı Can ise "Kardeşimi ikna etti. Ben 20 yıldır Seçil ile görüşmüyordum. Nerden çıktı karşıma" deyince, Erzan, "Ben kardeşini nasıl ikna edebilirim, kardeşini kendisi ikna etti" şeklinde karşılık verdi.
"EVLİ OLAN SEVGİLİSİYLE OLAN FOTOĞRAFLARINI SİLER"
Sanık Atilla Yörük de müşteki ve tanık beyanlarına bir diyeceğinin olmadığını söyledi. Mahkeme başkanı, sanık Atilla Yörük'e, "Olay ortadan çıktıktan 2 gün sonra kardeşinizle birlikte telefonlarınızı neden sıfırladınız" diye sordu. Sanık yörük, soruya düzgün cevap vermeyince mahkeme başkanı sinirlenerek, "Bir insan neden sevgilisiyle olan tüm fotoğraflarını siler" diye sordu. Sanık Yörük, "Evli olan siler" dedi. Sonrasında ise telefonlarını sıfırlamalarının bir amacı olmadığını söyledi.
"BİR VERDİ BEŞ ALDI"
Sanık Hüseyin Eligül, "Ben yıllarca paramın özel bankacılıkta çalışmasını bekledim. Mağdurum. Rusya savaşı başladıktan sonra, hissem düştü, sattım, paramı çıkartmak için borç para verdim. Verdiğim paradan para aldığımı söyledim. Ev aldım o parayla. Seçil Erzan bir verdi beş aldı. 2016 yılından beri ben Seçil'e para veriyorum. Tarlamı sattım, dükkanımı sattım. Peyderpey ben bunları Seçil'e verdim. Rusya savaşı başlayana kadar. Benim paralarımı aldı. Ben orda param birikiyor sanıyordum. Borç aldığım paraları, kaybettiğim paramı çıkartmak için alıyordum. Bana, 'para çıkartmak için para koymamız lazım' diyordu. Kimlerden borç aldığımı seçil Erzan'a da söylüyordum" dedi.
"YAPTIĞI YANLIŞLAR ÇOK"
Seçil Erzan'ın avukatı, "Sürekli para vermişsiniz, hep içerdesiniz. Seçil'e neden bu kadar minnet duyuyorsunuz" diye sorması üzerine Hüseyin Eligül, "Ağabey kardeş gibiyiz, babasının baba emaniti o ya" diye yanıt verdi. Avukatın, "Peki şimdi neden öyle değil" diye sorunca Eligül, "Yaptığı yanlışlar çok, milyon dolarları almış, bu duruma sokmuş bizi" dedi.
"BEN HERKESTEN MAĞDURUM"
Sanık Ali Yörük, savunmasında, "Anlatılanlara bakıyorum ben herkesten daha mağdurum. Ben bu işe 5 milyon TL ile başladım. Hiç para almadım demiyorum aldım. Toplamda 5 milyon TL ve 1 milyon 980 bin dolar verdim. Bankadan 350 bin dolar aldığım söyleniyor. Dekontaki imza benim evet ama bu parayı ben almadım. Dekonta imza atmışım ama ne olduğunu bilmeden attım. Yakını göremiyorum zaten. Seçil imzala der imzalarım. Seçil Hanım'ı 20 yıldır tanıyorum. Beni işe sokan, minnet duyduğum bir insan. Niye güvenmiyim. 725 milyon doları da Semih Kaya'ya ben ödemişim. Götürmüşüm, bankada yatırmışım. Parayı veriyor Seçil Hanım, 'götür yatır' diyor. Buraya jandarma eşliğinde getirildiğim için suçluymuşum gibi oluyor. Sanık olabilirim ama suçlu değilim" dedi.
Telefonunu neden sıfırladığı sorulan Ali Yörük, "Telefonum yurtdışındandı. Pasaporta işletecektim ama yenilediğim için yapmadım. Ben telefonumu sıfırlamayı da bilmem" dedi.
SANIK AVUKATLARI ARASINDA TARTIŞMA
Seçil Erzan'ın avukatı, sanık Ali Yörük'e bağırarak soru sormaya başladı. Ali Yörük, sorulara "Bilmiyorum" diye cevap verince Erzan'ın avukatı aynı soruları peş peşe bağırarak sordu. Bunun üzerine diğer avukatlar Erzan'ın avukatına tepki gösterdi. Sanık avukatları arasında tartışma çıkması üzerine mahkeme başkanı duruşmaya 15 dakikalık ara verdi.
Aranın ardından başlayan duruşmada savunmasına devam eden Ali Yörük, "Benim eşim, bir çocuğum var. Ben suç işlemem, suç işlemekten de korkarım. Suçsuzum" dedi.
KİMİN NE KADAR ALACAĞI KALDI?
Savunmasına başlayan Seçil Erzan, para aldığı kişilerin ne kadar zararları olduğunu anlattı. Erzan, Arda Turan'ın kendisine toplamda 10 milyon 736 bin dolar verdiğini, 7 milyon 920 bin dolarını geri aldığını, böylece 2 milyon 816 bin dolar alacağı kaldığını söyledi. Erzan, Emre Belözoğlu'na Mart ayında hiç ödeme yapılmadığını kaydetti. Selçuk İnan'ın bu mağduriyetten toplam alacağının ise 1 milyon 350 bin dolar olduğunu söyledi. Seçil Erzan, Fernando Muslera'nın ise toplam 500 bin dolar alacağının kaldığını aktardı. Mert Zeydanlı'nın 1 milyon 800 bin dolar alacağı kaldığını söyleyen Erzan, Buse Terim'in ise 240 bin dolar alacağının kaldığını ifade etti.
MUSLERA'YI BÖYLE İKNA ETMİŞ
Fernando Muslera, yeminli tercüman eşliğinde verdiği ifadesinde Seçil Erzan'ın, takımın tercümanı Musa Mert Çetin aracılığıyla kendisiyle iletişim kurduğunu, fondan bahsettiğini ve iki ayda yüzde 35 kar edeceğini söylediğini kaydetti. Erzan'ın, "Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu fonu yönetiyor" diyerek kendisini ikna ettiğini belirten Muslera, Erzan'a toplamda 1.2 milyon dolar verdiğini ve sadece 700 bin dolarını alabildiğini söyleyerek şikayetçi olduğunu belirtti.
Emre Belözoğlu ise kuzeni Volkan Bahçekapılı'nın kendisine fondan bahsettiğini söyleyerek, Erzan'a toplamda 4 milyon 290 bin dolar verdiğini, Erzan'ın kendisine, "Fatih Terim de bu fonun içinde" dediğini ancak kendisinin Fatih Terim ile bu konu hakkında hiç konuşmadığını kaydetti
"NEFSİME YENİK DÜŞTÜM"
Arda Turan ise hayatı boyunca faiz almadığını söyleyerek, Erzan'ın, bunun faiz olmadığını söyleyerek kendisini ikna ettiğini anlattı. "Nefsime yenik düştüm" diyen Turan, bazen borç alarak bazen de taşınmazlarını satarak fona para aktardığını anlattı. Toplamda 13 milyon 900 bin dolar para verdiğini söyleyen Turan, sadece 6 milyon dolar kadarını geri alabildiğini belirtti. Turan, "Denizbank'a güvenerek bu paraları verdim. Denizbank bundan sorumludur. Şube müdürüne sahip çıkmalıydı" diyerek Erzan'ı tehdit etmediğini ve saf biri olduğu için o kadar parayı verdiğini kaydetti.
FATİH TERİM'E 10 MİLYON DOLAR SORUSU
Müşteki ve tanık beyanlarına karşı diyecekleri sorulan Seçil Erzan, Arda Turan'ın kendisine toplamda 10 milyon 736 bin dolar verdiğini, 7 milyon 920 bin dolarını geri aldığını, böylece 2 milyon 816 bin dolar alacağı kaldığını söyledi. Selçuk İnan'ın bu mağduriyetten toplam alacağının 1 milyon 350 bin dolar olduğunu söyleyen Erzan, Fernando Muslera'nın toplam 500 bin dolar alacağının kaldığını aktardı.Mert Zeydanlı'nın ise 1 milyon 800 bin dolar alacağının kaldığını ifade eden Erzan, Buse Terim'in ise 240 bin dolar alacağının kaldığını söyledi. Mahkeme başkanının, "Fatih Terim'e 10 milyon dolar vermişsin" demesi üzerine Erzan, "Öyle bir şey yok" şeklinde yanıt verdi.
"HİÇBİR ŞEYİ GİZLİ YAPMADIM"
Hiçbir şeyi gizli yapmadığını söyleyen Seçil Erzan, para verenlerin, "Nerede değerlendirirsen değerlendir" diyerek verdiklerini ve insanların kendisinden emin oldularını söyledi. Denzibank'ı da "Çok ciddi kontrol eksiği vardı" diyerek suçlayan Erzan, Sermin Tekin'in döviz hareketlerinden şüphelendiğini belirterek, "Benim iş ile ilgili sıkıntılarım vardı. 33 milyon kredinin geri ödenmesinde banka belgeli şekilde istiyor. 33 milyon kredinin ardından banka o belgeyi istemeliydi. Ben kendim 'banka biliyor' diye biliyordum. İşten atılacağım diye korkuyordum. Sermin hanım çok fazla döviz hareketleri olduğunu fark etti, şüphelendi aslında 'sen nasıl böyle bir şey yaparsın' diye. Ben Mehmet beyi aradığımda kredi onaylandı. Sermin hanım beni çağırdığında şubeye teftiş gelmeliydi. Büyük müşterilerimiz de Mehmet beyi değil diğer yöneticileri arıyordum. Şöyle bir şey oldu; belli bir süre sonra bir müşterimin (Fatih Hoca'nın) kredi vadesini ödeyememesi durumu oldu. Pandemi döneminde uygulama yapıldı bankada. Bütün kredilere öteleme geldi. Bir büyük müşterimin kredilerini sürekli öteledim. Bankaya söyledim bunu. Sonra banka 'nasıl böyle oldu' dedi. Sadece teftiş gelmedi. Yetki tamamen bendeydi. Bana banka kredi vermeyebilirdi. Beklettirebilirdi dövize koydurmayabilirdi" dedi
"FATİH TERİM FONU'NU KABUL ETMİYORUM"
Erzan, "Fatih Terim ismini güvenilirliğinden faydalanmak için mi verdiniz" sorusuna, "Ben Fatih Terim fonu demedim. Asla kabul etmiyorum. Herkes birbirini tanıyor. Zor dönemde birkaç kişiye söylemiş bulundum. 2020'de Fatih Terim fonu söylediğim söyleniyor ama böyle bir şey yok. Hocaya zaten bir fon kurma planım vardı. Kurulamadı. Herkes zaten hocayı arayıp teyit etti. Muslera benim yanımda hocayı aradı" dedi.
Fahrettin ÖZTÜRK/ CUMHURİYET