RİZE'DE ÇOBANLAR ZOR DURUMDA

Rize 14.07.2024 - 20:49, Güncelleme: 14.07.2024 - 21:01 10102+ kez okundu.
 

RİZE'DE ÇOBANLAR ZOR DURUMDA

Kuruyatak Virane yaylasında küçükbaş hayvancılık yapan Mustafa Güney isimli bir vatandaş, vadi boyunca 1500 küçük ve büyük baş hayvan bulunduğunu belirterek, “ Burada hayvancılığı yaşatmaya çalışıyoruz, ancak sahipsiz kalıyoruz
  Derneğimizin düzenlediği Çimil Kuruyatak gezisi sırasında karşılaştığımız yaylacılar yanımıza gelerek sorunlarını bizimle paylaştı.   Kuruyatak Virane yaylasında küçükbaş hayvancılık yapan Mustafa Güney isimli bir vatandaş, vadi boyunca 1500 küçük ve büyük baş hayvan bulunduğunu belirterek, “ Burada hayvancılığı yaşatmaya çalışıyoruz, ancak sahipsiz kalıyoruz. Devletin bir desteği yok. Özellikle son zamanlarda ayıların artması bizi zor durumda bırakıyor. Bu yeni nesil ayılar ne çobandan ne de köpekten kaçıyor. Sürekli nöbetteyiz, ayılar çadırlarımızın yanına kadar gelerek tehlike oluşturuyor. Bu sebeple devletin meralara korucu göndermesini istiyoruz. Yoksa belki de bu şartlarda çobanlık yapan son nesil olacağız. Böyle giderse bizden sonra bu işi yapan kalmayacak, yaylacılık ve dolayısıyla da hayvancılık bitecek. Zaten yağımızı, peynirimizi toptan çok ucuza veriyoruz. Bu dağları mesken tutan, sahiplenen, şenleten bizlere devletimizin destek olmasını istiyoruz. Biz de buraları terk edersek, bu dağlar kuş uçmaz kervan geçmez yerler olacak. İşte vatanımızın bu ücra köşelerine bir çoban ateşi tüttürüyorsak, bu aynı zamanda buraların tapusu demektir.” dedi. Bu sözleri sanki bu konuda ihtisas yapmış bir uzmandan dinlemiş gibi olduk. Bu konuyu ilgili kurumlara elimizden geldiğince ileteceğimize de söz verdik. Evet, maalesef bu işi, hayvancılığı, yaylacılığı devlet adına yapan kurum ve o kurumlara başkanlık, bakanlık edenler dahi sorunu bu kadar derinlemesine bilmiyordur.  Biz de diyoruz ki, “Orada bir dağ var uzakta, gitmesek de, görmesek de o dağ bizim değildir.” O zaman gitmek lazım, görmek lazım, sahip çıkmak lazım. Gerekirse korucu sistemine geçilmeli, dağlar, ovalar, yaylalarda yaşayan, çobanlık yapan vatandaşlar korunmalı. Bunun yanında, kıyıya daha yakın bölgelerin son zamanlarda artan yayla turizmi faaliyetlerinden olumsuz etkilenmesi sonucunda düzenli olarak koruculuk sisteminin getirilmesi, artan sorunların önüne geçecektir.  Yaylalar kaderine terk edilmemeli, artan çevre kirliliğine karşı tedbirler alınmalı, hayvancılık desteklenmelidir.   Ceyhun KALENDER HANDÜZÜ YAYLASI  KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA DERNEĞİ
Kuruyatak Virane yaylasında küçükbaş hayvancılık yapan Mustafa Güney isimli bir vatandaş, vadi boyunca 1500 küçük ve büyük baş hayvan bulunduğunu belirterek, “ Burada hayvancılığı yaşatmaya çalışıyoruz, ancak sahipsiz kalıyoruz
 
Derneğimizin düzenlediği Çimil Kuruyatak gezisi sırasında karşılaştığımız yaylacılar yanımıza gelerek sorunlarını bizimle paylaştı.
 
Kuruyatak Virane yaylasında küçükbaş hayvancılık yapan Mustafa Güney isimli bir vatandaş, vadi boyunca 1500 küçük ve büyük baş hayvan bulunduğunu belirterek, “ Burada hayvancılığı yaşatmaya çalışıyoruz, ancak sahipsiz kalıyoruz. Devletin bir desteği yok. Özellikle son zamanlarda ayıların artması bizi zor durumda bırakıyor. Bu yeni nesil ayılar ne çobandan ne de köpekten kaçıyor. Sürekli nöbetteyiz, ayılar çadırlarımızın yanına kadar gelerek tehlike oluşturuyor. Bu sebeple devletin meralara korucu göndermesini istiyoruz. Yoksa belki de bu şartlarda çobanlık yapan son nesil olacağız. Böyle giderse bizden sonra bu işi yapan kalmayacak, yaylacılık ve dolayısıyla da hayvancılık bitecek. Zaten yağımızı, peynirimizi toptan çok ucuza veriyoruz. Bu dağları mesken tutan, sahiplenen, şenleten bizlere devletimizin destek olmasını istiyoruz. Biz de buraları terk edersek, bu dağlar kuş uçmaz kervan geçmez yerler olacak. İşte vatanımızın bu ücra köşelerine bir çoban ateşi tüttürüyorsak, bu aynı zamanda buraların tapusu demektir.” dedi.

Bu sözleri sanki bu konuda ihtisas yapmış bir uzmandan dinlemiş gibi olduk. Bu konuyu ilgili kurumlara elimizden geldiğince ileteceğimize de söz verdik. Evet, maalesef bu işi, hayvancılığı, yaylacılığı devlet adına yapan kurum ve o kurumlara başkanlık, bakanlık edenler dahi sorunu bu kadar derinlemesine bilmiyordur. 

Biz de diyoruz ki, “Orada bir dağ var uzakta, gitmesek de, görmesek de o dağ bizim değildir.” O zaman gitmek lazım, görmek lazım, sahip çıkmak lazım. Gerekirse korucu sistemine geçilmeli, dağlar, ovalar, yaylalarda yaşayan, çobanlık yapan vatandaşlar korunmalı.

Bunun yanında, kıyıya daha yakın bölgelerin son zamanlarda artan yayla turizmi faaliyetlerinden olumsuz etkilenmesi sonucunda düzenli olarak koruculuk sisteminin getirilmesi, artan sorunların önüne geçecektir. 

Yaylalar kaderine terk edilmemeli, artan çevre kirliliğine karşı tedbirler alınmalı, hayvancılık desteklenmelidir.
 
Ceyhun KALENDER
HANDÜZÜ YAYLASI  KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA DERNEĞİ
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi