Vah benim gariban güzel insanım vah! Vah canım Türkiyem vah!

VALLAHİ ALLAH ALIR ELİNİZDEN BU NİMETİ, BU GÜCÜ , BU YETKİYİ!..    Değişen bir şey yok; nepotizme fütursuzca aynen devam!    Alışılmış şeyler... Yakınlar, akrabalar, (Yükseköğretimde FETÖ’nün yerine ikame edilen!) bir cemaatin mensupları, milletvekili kardeşleri-yeğenleri, bilmem şu başkanın nesi, bu güçlünün fesi..!?    Dostlar sizce bu kervan böyle ne kadar gider?.. Söyleyeyim;  hele de “evlat acısı” gibi sarsan İstanbul’un arkasından bunlar hala yapılmaya devam ediliyorsa, bana çok da fazla gider gibi gelmiyor!..    Bazılarının hoşuna gitmeyecek ama gördüğümü peşin söyleyeyim ve tarihini de vereyim; İLK SEÇİMLER!... Evet, sonradan demedi demeyin; ilk seçimler!!!    Başka bir açıklama yapmayacağım. Anlamak isteyenler aşağıdaki kısa mektuptan bunu kolayca anlarlar. Anlamak istemeyenlerle ise artık uğraşmayacağım; kimine nasipsiz, kimine  mankurt, kalanına da “Allah yolunu açık etsin, güle güle, işin gücün rast gelsin kardeşim” deyip gececeğim!    Bir Profesör arkadaşımın kısa mektubu:    “Ağabeyler, büyüklerim, kardeşler... İlk akademik yuvamız olan ve uzun süre emek verdiğimiz (...)'a atanan yeni Rektörü aranızda tanıyan var mı?    Benim internette gördüğüm ve hatta Ak Parti resmi sitesinde bulunan biyografisinde göze çarpan özellikleri şunlar;  1- Matematik öğretmenliği  0.Bir vakıf üniversitesinde doçent,  Profesörlük.  3- Seyyid bir aileden gelmek...  4- Amcasının Ak Parti milletvekili olması...  5- İki dönem Ak Parti milletvekili adayı olup kazanamamak...  6- MV adaylık sürecinden sonra parti genel merkezine geçmek...   7- Referandum sürecinde mitingleri takip etmek...  8- İyi dercede ingilizce bilmek...   9- Şu anda AK Parti Genel Merkezi Sosyal Politikalar Başkan Yardımcısı olmak!..    Gruptaki tecrübeli, bürokraside önemli görev almış  ağbilerimizden yorum almak isteriz. Medeniyetimizde; idârenin temel düsturlarından olan liyâkat ve şûra ilkesinden hareket edeceksek; ‘sadece tebrik etmekle kalmayıp dürüstçe istişare ve tenkid meziyetini de kuşanmamız gerekir’ diye düşünüyorum. “    Evet, mektup bu kadar... Ben şimdi ona ne yorumu yapayım ki?!    Ama sahiplerine bir iki şey söylemeden geçmeyeyim: Allah aşkına hiç olmazsa  bu adam kayırmacılığı ve parti tarafgirliğini (patizanlığı) üniversitede yapmayın, siyaseti eğitimin  içine bu kadar katmayın. Üniversiteleri partinin uzantısı, arka bahçesi yapmayın... Bunu darbeci 12 Eylülde general bozuntusu Kenan Evren de, FETO pisliği de, 28 Şubatçılar da denedi. Sonuçlarını hep beraber gördük...    Yemin ederek uyarıyorum ve diyorum ki “Eğer böyle devam ederseniz vallahi  Allah alır sizden bu gücü, bu yetkiyi. Bırakmaz elinizde bu nimeti!    Hani elbette geçilmez ama ben yine de adaleti, liyakatı, istişareyi, ortak aklı  geçeceğim de ya feraset, basiret denilen mefhumlar???  Bir daha bize (yani size!) lazım oluncaya kadar rafa mı kaldırıldı, konsollara mı saklandı bunlar?     Yani Allah aşkına sırf politik ve de ideolojik(!) anlamda “Partidendir, bizdendir, ” diye bir kişiyi (liyakatını değerlendirmiyorum!) o makamlara getirirken dokuz kişinin kaybedildiğini nasıl göremiyorsunuz?.. Üstelik o dokuz kişi de size “AKP”  değil “Ak Parti” diyen insanlar! Yani belki daha iyi anlaşılır diye söyleyeyim; (çok yakışıksız olarak) zillet(!) dediklerinizden filan da değil onlar!..”     Ey akıl, ey vicdan, ey izan nerdesin???    Şimdi diyeceksiniz ki “Hocam hak etmişse olmasın mı?..” Yahu arkadaş, o kişinin bizatihi hak edip etmediği ayrı bir konudur, yani hep ve sadece mezkur kişiler mi hak ediyor bu rektörlük, bilmem nelik gibi yüce makamları??? Nerde kaldı “Biz birlikte 80 milyon Türkiyeyiz” söylemi?.. Ne oldu “Birlik, beraberlik, kardeşlik, kader birliği, ortak geleceğimiz” idrakı, ruhu???    Haa! O profesör arkadaş sonradan bir de şu bilgiyi paylaştı:     Ağabey, Ak Parti internet sitesinde şunlar da yazıyor:    “Ak Parti’nin kuruluşundan günümüze kadar gelen süreçte, ailesi ile birlikte çeşitli görevlerde bulundu. (...) il ve ilçelerinde düzenlenen kongreleri yakından takip etti. 2015 yılında Ak Parti (...) Milletvekili Adayı oldu. 2017 yılında düzenlenen anayasa değişikliği referandumu sürecinde (...) ve İstanbul’da destek kampanyası yürüttü."    Ben şimdi daha başka ne diyeyim; en iyisi oturup dizlerimizi dövelim!..    Vah üniversitem vah! Vah benim gariban güzel insanım vah! Vah canım Türkiyem vah!    Prof. Dr. Şaban ŞİMŞEK