Tüm sendikalar sırtını bir partiye dayamış durumda.

Sendika 21.07.2019 - 16:41, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:38 1391+ kez okundu.
 

Tüm sendikalar sırtını bir partiye dayamış durumda.

Sendika; “çalışanların veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde- ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için  oluşturulan yasalarla kurulan tüzel kişiliktir. Ülke olarak birlikte ürettiğimiz bir değerin sosyal taraflar arasında paylaşım mekanizmasında bizim adımıza söz söyleyen örgüttür. Yasal kısmını bir yana bırakarak bizim gözümüzle sendika nedir- diye sorulduğunda çoğumuzun vereceği cevap; 2 veya 3 yılda bir bizim adımıza işverenler ile toplu sözleşme imzalayan kurumdur.  Sosyal taraflar iş hayatımızdaki üç önemli ayak; SERMAYE- EMEK ve DEVLET.  Sosyal taraflar dedik- peki devlet bir sosyal taraf mıdır bunların içinde diye- sorabilirsiniz.  Evet- bizde maalesef öyledir ve çoğunlukla sermayeden yana taraf olduğunu en azından kendi adıma söyleyebilirim   Asıl sorun da burada. Devlet her zaman sermayeden yana taraf olduğu için hep kaybeden çalışan oluyor. Devlet aynı zamanda işveren. Haklı olarak devlet bir işveren olarak kendi haklarını korumak zorunda. Grevli!toplu sözleşmeli sendikal hak maalesef memurlar için yok. Durum böyle olunca anlaşmazlıklar en son yine devletin atadığı “hakem heyeti” marifeti ile çözülüyor. Hiç kıvırtmadan söylemek gerekirse bizdeki sendikalar genellikle bir partinin memur kolu gibi çalışıyor. Tüm sendikalar sırtını bir partiye dayamış durumda. Bu durum sendikanın ve üyelerin elini kolunu bağlıyor. Adeta dostlar alışverişte görsün misali toplu görüşmeler yapılıyor. Kayıkçı kavgası sonunda enfilasyon oranında zam yapılıp konu kapatılıyor. Bu da açıkça “sıfır zam” anlamına geliyor. Ben derim ki boşuna yorulmayalım. Bekleyelim enfilasyonu. Kaç çıkarsa o zammı almaya devam edelim. Yalnız bir isteğim var memura zam yapılacağı zaman enfilasyonu hesaplayanlar ahlaklı ve adaletli olsunlar yeter. Sonuç sendikalar  adı var kendisi yok hükmünde. Her hangi bir sendikaya üye olmayanlarda işin cabası. Evrensel normlarda sendikacılık ülkemizde yaşama geçirilmediği sürece çalışanlar daha çok sıkıntılar çekecek. Umudumuzu hiç bir zaman kaybetmeyelim. İnşallah bizde çağdaş uygarlık düzeyini yakalarız.   Halit KILIÇ EĞİTİMCİ/YAZAR

Sendika; “çalışanların veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde- ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için  oluşturulan yasalarla kurulan tüzel kişiliktir.


Ülke olarak birlikte ürettiğimiz bir değerin sosyal taraflar arasında paylaşım mekanizmasında bizim adımıza söz söyleyen örgüttür.


Yasal kısmını bir yana bırakarak bizim gözümüzle sendika nedir- diye sorulduğunda çoğumuzun vereceği cevap; 2 veya 3 yılda bir bizim adımıza işverenler ile toplu sözleşme imzalayan kurumdur. 


Sosyal taraflar iş hayatımızdaki üç önemli ayak; SERMAYE- EMEK ve DEVLET.  Sosyal taraflar dedik- peki devlet bir sosyal taraf mıdır bunların içinde diye- sorabilirsiniz.  Evet- bizde maalesef öyledir ve çoğunlukla sermayeden yana taraf olduğunu en azından kendi adıma söyleyebilirim
 

Asıl sorun da burada.

Devlet her zaman sermayeden yana taraf olduğu için hep kaybeden çalışan oluyor.

Devlet aynı zamanda işveren. Haklı olarak devlet bir işveren olarak kendi haklarını korumak zorunda.

Grevli!toplu sözleşmeli sendikal hak maalesef memurlar için yok.

Durum böyle olunca anlaşmazlıklar en son yine devletin atadığı “hakem heyeti” marifeti ile çözülüyor.

Hiç kıvırtmadan söylemek gerekirse bizdeki sendikalar genellikle bir partinin memur kolu gibi çalışıyor.


Tüm sendikalar sırtını bir partiye dayamış durumda.

Bu durum sendikanın ve üyelerin elini kolunu bağlıyor.

Adeta dostlar alışverişte görsün misali toplu görüşmeler yapılıyor.

Kayıkçı kavgası sonunda enfilasyon oranında zam yapılıp konu kapatılıyor.

Bu da açıkça “sıfır zam” anlamına geliyor.

Ben derim ki boşuna yorulmayalım. Bekleyelim enfilasyonu. Kaç çıkarsa o zammı almaya devam edelim.

Yalnız bir isteğim var memura zam yapılacağı zaman enfilasyonu hesaplayanlar ahlaklı ve adaletli olsunlar yeter.

Sonuç sendikalar  adı var kendisi yok hükmünde.

Her hangi bir sendikaya üye olmayanlarda işin cabası.

Evrensel normlarda sendikacılık ülkemizde yaşama geçirilmediği sürece çalışanlar daha çok sıkıntılar çekecek.

Umudumuzu hiç bir zaman kaybetmeyelim.

İnşallah bizde çağdaş uygarlık düzeyini yakalarız.

 

Halit KILIÇ EĞİTİMCİ/YAZAR

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi