RİZE VE BÖLGE HALKINA KİM DÜŞMANLIK EDİYOR

Rize 27.06.2020 - 14:10, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:38 1920+ kez okundu.
 

RİZE VE BÖLGE HALKINA KİM DÜŞMANLIK EDİYOR

TÜRK ÇAYININ DÜŞMANI: KAÇAK ÇAY Dünyada, en çok para bırakan şeylerden biri olan sıvı içecekler yeni pazarlar edinmek için kıyasıya mücadele içindeler. Bunun için zincir cafe markaları üretildi. Bu markalar dünyanın birçok yerinde öne çıktılar ve peşlerinden yerel cafeleri sürüklediler. Ülkemizde bu tür binlerce cafe var. Bir tür kıraathane/kahve kültürümüzün modern hali olan cafeler, yabancı sıcak içeceklerin temsilcileri oldular. Haliyle yerel cafelerde onları takip ettiler. Bugün orta yaş üstü insanları bu cafelere sokun orada sunulan içecek türlerinden sadece kahve ve çayı tanıdıklarını, diğerlerinin hiçbirinin adlarını dahi bilmediklerini göreceksiniz.  Hala bu tüketim pazarı oturmuş değil ve yeni yeni ürünler kendilerine yer bulmaya çalışıyorlar. Dünyada, bu içecek çeşitlerinin içinde en önde olan kahve ve çeşitleridir. Ancak Türkiye’de durum tersinedir ve çay tüketimi baştadır. Diğer içeceklerin çayı tahtından indirmesi için çok uğraşılmış olsa da bunun başarılması mümkün olmadı. Diğer içecekler pazarını büyütürken çay tüketim pazarı da büyüdü. Ve bu pazar git gide daha da büyüyor. Bu durum gözlerin Türkiye çay pazarına dikilmesine yol açıyor. Herkes bu çok kârlı olan pazardan pay almak istiyor ve kıyasıya bir yarış söz konusu.. Bu yarışın birçok aktörü var;  Başlangıçta Türk çayının tek adresi Çaykur’du. Sonrasında çay, özel sektöre de açıldı. Türk çayının üretimi ve tüketimi arttı. Bu arada bilhassa Doğu illerimizde de kaçak çayların pazar payı büyüdü. Bu çaylar kaçak yollarla geldiği için Türk çayından ucuzdu. Bir tür kaçakçılık üzerinden gelire dönüşen yabancı menşeli çaylar bu bölgelerde damak tadı oluşturdu ve kökleşti. Diğer yandan Türk çay sektörüne giren bazı özel firmalar Çaykur çaylarının oluşturduğu damak tadını gevşeterek pazar payını büyütme hedefiyle Türk çayı ile yabancı çayları harmanlayıp kendi markalarıyla piyasada yer edinmeye çalıştılar. Bu gibi girişimler yabancı çaylara olan ilgiyi artırdı. Bugün, çay tüketim pazarına baktığımızda artık yabancı menşeli çaylar (resmî/gayri resmî) önemli bir pazara sahip.  Çoklaşan tüketici tercihleri nedeniyle de pazarda her tür aktör boy gösteriyor. Birçok gıda sektöründe olduğu gibi çay tüketim pazarında da sahtekarlar, hilebazlar, kaçakçılar, kolay kazanç elde etmek isteyenler bu pazarın içindeler ve (tabir caizse) uzun yıllardır bu pazarda at oynatıyorlar.. Bugün kuru çay pazarında mevcut olanlara bakılınca şu manzaralarla karşılaşırız; -Piyasadaki en pahalı Türk çayı olan Çaykur çaylarında git gide kalitenin düştüğü, en pahalı Çaykur çayının da diğerlerine benzemesinin yanı sıra eskiden beri yapılan bir sahtekârlığın sürdüğü, sahte Çaykur paketlerinin içinin kalitesiz çaylarla doldurulup piyasa sürüldüğü tahmin edilmektedir. - Çay atıkları, çay çöpleri ve 4. Sürgün denilerek koparılan odunsu çayların içine boya ve diğer renklendirici vs gibi ürünler katılarak elde edilen çaylar - Türk Çayı ile İran çayı gibi şeklen Türk çaylarına benzeyen çayların harmanlanmasıyla oluşturulan çaylar - Resmî yollarla ülkeye giren, ithal edilen markalı, yüksek fiyatlı patentli çaylar - Markalı yabancı çay paketlerinin sahtesini üretip, içine başka çaylar konulup, aynı fiyatlardan satışa sunulmuş çaylar - Türk markası olup, içine ithal çayların konduğu ve yabancı çay diye Türkiye’de satılan çaylar - ihraç kaydıyla ithal edilip,Türkiye’de organize ve serbest bölgelerde paketlenip ihraç edilen ve aynı zamanda aynı markalarla yurt içinde de satılan yabancı çaylar - Kaçak yollarla yurda sokulup hem yabancı markayla, hem Türk patentli yabancı isimli markayla satılan çaylar - Kaçak çayla harmanlanmış Türk çayı diye piyasaya sürülmüş çaylar - Çeşitli isimler altında açık olarak satılan çaylar. ..... Şu an kuru çay pazarındaki mevcut tablo bu.. Bu tabloyu analiz ettiğimizde şöyle bir sonuçla karşılaşırız; -Türkiye kuru çay tüketim pazarı cazip hale geldiği için rekabet kızışıyor -Ülkeye kaçak çay girişi hızla devam ediyor -Çaykur kaliteli çay üretemiyor ve bu durum kaliteli çay arayışını hızlandırıyor. -Çay sektöründeki özel kuruluşlar kaliteyi yükselterek para kazanmanın zor olduğunu gördükleri için, çay üzerinden para kazanmak adına çeşitli yollara baş vuruyorlar. Bu sonuçlardan da anlaşıldığı gibi piyasada çaydan en kolay kazanç yolu, hile yapılarak üretilen çaylardan ve kaçak çaylar üzerinden sağlanıyor.. Peki çay ülkeye hangi yollarla kaçak olarak giriyor? - Kaçak Çay yolunun birincisi serbest bölgeler, organize bölgeler; Art niyetli firmalar yabancı menşeli çayları ihraç kaydıyla serbest bölgeye indiriyorlar, burada paketleyip yurt dışına satacaklarını beyan ettikleri için vergi ödemiyorlar. Ancak bu çayın ya tümünü ya da bir kısmını yurt içinde satıyorlar. Değişik, kirli yöntemlerle çayı ihraç ettiklerini gösteriyorlar.  - Kara yoluyla transit geçiş yani başka ülkeye çay götürdüklerini beyan edip bu çaya vergi ödemeyip, içeride satıyorlar. Bu tırların plakaları başka tırlara takılıyor ve gümrüklerden çıkIş yapıyor. Bazın çay tırlarının  izi bulunamıyor veya sınırlardan çıkmış gibi görünüyorlar. -Bilhassa Doğu sınırlarımızdan at, eşek sırtında diğer kaçak ürünleri gibi çay getiriyorlar. -Sınır ticaretinden çıkarılmış olmasına rağmen kontrollerden bir şekilde geçerek yurda sokulan, yolcu beraberinde vergisiz yabancı çay getiriyorlar. -Eksik ve farklı beyanda bulunup gümrüklerden bir şekilde fazla çay geçiriyorlar. -(Geçmişte ortaya çıkarılan gümrük rüşvetlerinden anlaşıldığına göre)Bir tek faturayla onlarca çay dolu tır yurt dışından yurda sokulmuştu. Bu ve benzeri yöntemlerle her yıl ülkemizde ürettiğimiz  kuru çayın üçte biri kadarının da yurt dışından kaçak olarak yurdumuza girdiği tahmin edilmekte.. PEKİ BUNLARI ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPILMALI Öncelikle şunu belirtmeli; Çay ithali oldukça zorlaştırılmış, ithal çay fiyatlarına alt sınır ve 145 vergi konmuştur. O nedenle birilerinin belirttiği gibi ithal çayların Türk çayıyla harmanlanması cazip değildir. Harmanlanmış çay içindeki yabancı menşeli çay kaçak değilse cazip olmaz. O nedenle ithal çay konusu bu tartışmaların dışındaki bir tartışmadır. Yapılacaklara gelince; -Harmanlanmış çayların içindeki çaylar ve oranları paket üzerinde belirtilmelidir. -Açık çay satışları yasaklanmalıdır. Zira bunların denetimi hassas şekilde yapılmadığı İçin menşeleri belirsizdir. -Bireysel analiz için analiz merkezleri kurulmalı, satın aldığı çaydan kuşkulanan kişi bunu ücretsiz tahlil yaptırabilmelidir. -Piyasada yabancı isimle satılan çayları da ilgili bakanlı tahlil etmeli, içlerinde ne olduğu kamuoyuna açıklanmalıdır. (Bugüne kadar bakanlık sadece bazı Türk markalı çayları tahlil ederek içlerinde boya ve katkı maddesi olanları teşhir etmiştir. Oysa, yabancı markalı çayların içinde sağlığa zararlı her türlü katkı maddesinin olduğu iddia edilmektedir.) -Marka kontrolleri sıklaştırılmalıdır. Bazı firmaların paketlerinin sahteleri basılmakta içleri kötü çayla doldurulmaktadır. Bu durumdan Srilanka çay konseyi bile şikayetçi olmuş, Türkiye’de satılan Srilanka menşeli çayların sahtelerinin üretildiğini basın yoluyla duyurmuşlardır. -Kaçak çayları satın alanlarla, onlarla işbirliği yapanların tespiti halinde sektördeki faaliyetleri yasaklanmalıdır. -Çay kaçakçılarına verilecek cezalar artırılmalıdır. -Çayın güvencesi olan Çaykur ikinci satıcıya paketsiz, torba çay satmamalıdır. -Gerek gümrüklerde, gerekse çay fabrikalarında, paketlemelerde denetimler sıkılaştırılmalıdır. -Türk çayı paketleyen paketlemeler çay ihtisas gümrüğünün olduğu bölgede olmalıdır. -Kuru çay üretimi çeşitlendirilmeli, pazardaki yabancı çayın pazarı daraltılmalıdır. Böylece bu pazarın  kaçakçılar için cazibesi kısmen azalacaktır. Elbet bu tedbirler çoğaltılabilir.  Önemli olan bu mücadelede kararlı olmak, kimseye hiçbir şekilde göz yummamak.

TÜRK ÇAYININ DÜŞMANI: KAÇAK ÇAY



Dünyada, en çok para bırakan şeylerden biri olan sıvı içecekler yeni pazarlar edinmek için kıyasıya mücadele içindeler. Bunun için zincir cafe markaları üretildi. Bu markalar dünyanın birçok yerinde öne çıktılar ve peşlerinden yerel cafeleri sürüklediler.


Ülkemizde bu tür binlerce cafe var. Bir tür kıraathane/kahve kültürümüzün modern hali olan cafeler, yabancı sıcak içeceklerin temsilcileri oldular. Haliyle yerel cafelerde onları takip ettiler. Bugün orta yaş üstü insanları bu cafelere sokun orada sunulan içecek türlerinden sadece kahve ve çayı tanıdıklarını, diğerlerinin hiçbirinin adlarını dahi bilmediklerini göreceksiniz. 


Hala bu tüketim pazarı oturmuş değil ve yeni yeni ürünler kendilerine yer bulmaya çalışıyorlar.


Dünyada, bu içecek çeşitlerinin içinde en önde olan kahve ve çeşitleridir. Ancak Türkiye’de durum tersinedir ve çay tüketimi baştadır. Diğer içeceklerin çayı tahtından indirmesi için çok uğraşılmış olsa da bunun başarılması mümkün olmadı. Diğer içecekler pazarını büyütürken çay tüketim pazarı da büyüdü. Ve bu pazar git gide daha da büyüyor. Bu durum gözlerin Türkiye çay pazarına dikilmesine yol açıyor. Herkes bu çok kârlı olan pazardan pay almak istiyor ve kıyasıya bir yarış söz konusu..


Bu yarışın birçok aktörü var; 



Başlangıçta Türk çayının tek adresi Çaykur’du. Sonrasında çay, özel sektöre de açıldı. Türk çayının üretimi ve tüketimi arttı.



Bu arada bilhassa Doğu illerimizde de kaçak çayların pazar payı büyüdü. Bu çaylar kaçak yollarla geldiği için Türk çayından ucuzdu. Bir tür kaçakçılık üzerinden gelire dönüşen yabancı menşeli çaylar bu bölgelerde damak tadı oluşturdu ve kökleşti.


Diğer yandan Türk çay sektörüne giren bazı özel firmalar Çaykur çaylarının oluşturduğu damak tadını gevşeterek pazar payını büyütme hedefiyle Türk çayı ile yabancı çayları harmanlayıp kendi markalarıyla piyasada yer edinmeye çalıştılar. Bu gibi girişimler yabancı çaylara olan ilgiyi artırdı.


Bugün, çay tüketim pazarına baktığımızda artık yabancı menşeli çaylar (resmî/gayri resmî) önemli bir pazara sahip. 


Çoklaşan tüketici tercihleri nedeniyle de pazarda her tür aktör boy gösteriyor.


Birçok gıda sektöründe olduğu gibi çay tüketim pazarında da sahtekarlar, hilebazlar, kaçakçılar, kolay kazanç elde etmek isteyenler bu pazarın içindeler ve (tabir caizse) uzun yıllardır bu pazarda at oynatıyorlar..


Bugün kuru çay pazarında mevcut olanlara bakılınca şu manzaralarla karşılaşırız;


-Piyasadaki en pahalı Türk çayı olan Çaykur çaylarında git gide kalitenin düştüğü, en pahalı Çaykur çayının da diğerlerine benzemesinin yanı sıra eskiden beri yapılan bir sahtekârlığın sürdüğü, sahte Çaykur paketlerinin içinin kalitesiz çaylarla doldurulup piyasa sürüldüğü tahmin edilmektedir.


- Çay atıkları, çay çöpleri ve 4. Sürgün denilerek koparılan odunsu çayların içine boya ve diğer renklendirici vs gibi ürünler katılarak elde edilen çaylar


- Türk Çayı ile İran çayı gibi şeklen Türk çaylarına benzeyen çayların harmanlanmasıyla oluşturulan çaylar

- Resmî yollarla ülkeye giren, ithal edilen markalı, yüksek fiyatlı patentli çaylar


- Markalı yabancı çay paketlerinin sahtesini üretip, içine başka çaylar konulup, aynı fiyatlardan satışa sunulmuş çaylar


- Türk markası olup, içine ithal çayların konduğu ve yabancı çay diye Türkiye’de satılan çaylar


- ihraç kaydıyla ithal edilip,Türkiye’de organize ve serbest bölgelerde paketlenip ihraç edilen ve aynı zamanda aynı markalarla yurt içinde de satılan yabancı çaylar


- Kaçak yollarla yurda sokulup hem yabancı markayla, hem Türk patentli yabancı isimli markayla satılan çaylar


- Kaçak çayla harmanlanmış Türk çayı diye piyasaya sürülmüş çaylar


- Çeşitli isimler altında açık olarak satılan çaylar.


.....


Şu an kuru çay pazarındaki mevcut tablo bu..


Bu tabloyu analiz ettiğimizde şöyle bir sonuçla karşılaşırız;


-Türkiye kuru çay tüketim pazarı cazip hale geldiği için rekabet kızışıyor


-Ülkeye kaçak çay girişi hızla devam ediyor


-Çaykur kaliteli çay üretemiyor ve bu durum kaliteli çay arayışını hızlandırıyor.


-Çay sektöründeki özel kuruluşlar kaliteyi yükselterek para kazanmanın zor olduğunu gördükleri için, çay üzerinden para kazanmak adına çeşitli yollara baş vuruyorlar.


Bu sonuçlardan da anlaşıldığı gibi piyasada çaydan en kolay kazanç yolu, hile yapılarak üretilen çaylardan ve kaçak çaylar üzerinden sağlanıyor..


Peki çay ülkeye hangi yollarla kaçak olarak giriyor?


- Kaçak Çay yolunun birincisi serbest bölgeler, organize bölgeler; Art niyetli firmalar yabancı menşeli çayları ihraç kaydıyla serbest bölgeye indiriyorlar, burada paketleyip yurt dışına satacaklarını beyan ettikleri için vergi ödemiyorlar. Ancak bu çayın ya tümünü ya da bir kısmını yurt içinde satıyorlar. Değişik, kirli yöntemlerle çayı ihraç ettiklerini gösteriyorlar. 


- Kara yoluyla transit geçiş yani başka ülkeye çay götürdüklerini beyan edip bu çaya vergi ödemeyip, içeride satıyorlar. Bu tırların plakaları başka tırlara takılıyor ve gümrüklerden çıkIş yapıyor. Bazın çay tırlarının  izi bulunamıyor veya sınırlardan çıkmış gibi görünüyorlar.


-Bilhassa Doğu sınırlarımızdan at, eşek sırtında diğer kaçak ürünleri gibi çay getiriyorlar.


-Sınır ticaretinden çıkarılmış olmasına rağmen kontrollerden bir şekilde geçerek yurda sokulan, yolcu beraberinde vergisiz yabancı çay getiriyorlar.


-Eksik ve farklı beyanda bulunup gümrüklerden bir şekilde fazla çay geçiriyorlar.


-(Geçmişte ortaya çıkarılan gümrük rüşvetlerinden anlaşıldığına göre)Bir tek faturayla onlarca çay dolu tır yurt dışından yurda sokulmuştu.


Bu ve benzeri yöntemlerle her yıl ülkemizde ürettiğimiz  kuru çayın üçte biri kadarının da yurt dışından kaçak olarak yurdumuza girdiği tahmin edilmekte..


PEKİ BUNLARI ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPILMALI


Öncelikle şunu belirtmeli; Çay ithali oldukça zorlaştırılmış, ithal çay fiyatlarına alt sınır ve 145 vergi konmuştur. O nedenle birilerinin belirttiği gibi ithal çayların Türk çayıyla harmanlanması cazip değildir. Harmanlanmış çay içindeki yabancı menşeli çay kaçak değilse cazip olmaz. O nedenle ithal çay konusu bu tartışmaların dışındaki bir tartışmadır.


Yapılacaklara gelince;


-Harmanlanmış çayların içindeki çaylar ve oranları paket üzerinde belirtilmelidir.


-Açık çay satışları yasaklanmalıdır. Zira bunların denetimi hassas şekilde yapılmadığı İçin menşeleri belirsizdir.


-Bireysel analiz için analiz merkezleri kurulmalı, satın aldığı çaydan kuşkulanan kişi bunu ücretsiz tahlil yaptırabilmelidir.


-Piyasada yabancı isimle satılan çayları da ilgili bakanlı tahlil etmeli, içlerinde ne olduğu kamuoyuna açıklanmalıdır. (Bugüne kadar bakanlık sadece bazı Türk markalı çayları tahlil ederek içlerinde boya ve katkı maddesi olanları teşhir etmiştir.


Oysa, yabancı markalı çayların içinde sağlığa zararlı her türlü katkı maddesinin olduğu iddia edilmektedir.)


-Marka kontrolleri sıklaştırılmalıdır. Bazı firmaların paketlerinin sahteleri basılmakta içleri kötü çayla doldurulmaktadır. Bu durumdan Srilanka çay konseyi bile şikayetçi olmuş, Türkiye’de satılan Srilanka menşeli çayların sahtelerinin üretildiğini basın yoluyla duyurmuşlardır.


-Kaçak çayları satın alanlarla, onlarla işbirliği yapanların tespiti halinde sektördeki faaliyetleri yasaklanmalıdır.


-Çay kaçakçılarına verilecek cezalar artırılmalıdır.


-Çayın güvencesi olan Çaykur ikinci satıcıya paketsiz, torba çay satmamalıdır.


-Gerek gümrüklerde, gerekse çay fabrikalarında, paketlemelerde denetimler sıkılaştırılmalıdır.


-Türk çayı paketleyen paketlemeler çay ihtisas gümrüğünün olduğu bölgede olmalıdır.


-Kuru çay üretimi çeşitlendirilmeli, pazardaki yabancı çayın pazarı daraltılmalıdır. Böylece bu pazarın  kaçakçılar için cazibesi kısmen azalacaktır.


Elbet bu tedbirler çoğaltılabilir.  Önemli olan bu mücadelede kararlı olmak, kimseye hiçbir şekilde göz yummamak.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi