Rize valisi sonunda dayanamadı ...

Rize 11.05.2019 - 10:48, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:38 2959+ kez okundu.
 

Rize valisi sonunda dayanamadı ...

RİZE GİBİ BİR KENTİ YÖNETMEK Rize valisi sonunda dayanamadı halka tepki gösterdi. Kaçak yapıların yıkılacağını sesli olarak söyledi. Değişik zamanlardaki belediye başkanları da defalarca aynı şeyleri söylemişti söyleyecek de. Hatırlarım köyde 5 katlı apartmanları gören valiler kızgın şekilde demeçlerde verirlerdi. Tabii bu sorun Rize gibi küçük illeri kapsamıyor tüm illerimizde aynı sorunu yaşıyoruz. İzinleri bir şekilde alan vatandaş şehre uymayan binalarını yapıyor. Bazı yerlerde de izin almadan aynı işlemler yapılıyor. Rize’ye dönersek Rize küçük sayılabilecek doğa güzeli bir ilimiz. Çay tek geçim kaynağı. Çay ve yağmur sayesinde her yer yeşil. Baktığımızda yaşanabilir kentler sıralamasında ilklere girebilecek bir il. Ama ne yazık ki bu ilimizi yaşanamaz hale getirmişiz halada bozmaya devam ediyoruz. Ülkelerin yönetimi için yine o ülkenin insanları kanunlar çıkarmıştır. Bu kanunlar daha iyi yaşamak için geçerli olan kurallardır. Bu kurallara uymak da yasa gereğidir. Ne yazık ki bizim toplumumuzda kurallara uymama eksikliği vardır. Bu vatandaşın suçu değildir. Bu suç bu kanunları uygulamayan yetkililerindir. Rize’de her belediye başkanı her vali kaçak yapılara karşı olduğunu söylemiştir. Ama kaçak yapılara karşı durmamıştır. Bir kaç söz söyleyip görevini yaptığını sanmıştır. Vatandaş da nasılsa kimse bir şey demiyor, yakında bir af da gelir yaptığım yanımda kar kalır diye düşünmüştür. Haklıdır da çünkü hep böyle olmuştur. Bir kent yaşanabilirlik sıralamasında üst sıralamalara çıkarmak için önce kentlilik bilincini kentliye öğretmek gerekir. Bu kent benimdir, bizimdir demeyi vatandaş öğrenmelidir. Bunu öğrendikten sonrada kentine sahip çıkmayı öğrenmelidir. Çocuklarıma, torunlarıma nasıl bir kent bırakırım bunun hesabını yapmalıdır. Kenti, kent eşyalarını korumayı bilmelidir. Kentin doğasına sahip çıkmalı onu korumalıdır. Gelecek kuşaklara da bunu öğretmelidir. Kentlilik bilinci eğitimle, uygulamalarla kentte yaşayanlara öğretilmelidir. Komşum kaçak inşaat yapıyor ilerde bende yaparım diye onu şikayet etmiyorsanız bu kentte karşı yapılan suçtur. Vatandaş nasılsa ailesinden sorumluysa kentinden de sorumlu olmalıdır. Kent için kural dışı bir şey yapılıyorsa bunu yetkili makamlara aktarmalı ve bunun takipçisi olmalıdır. Kentlilik demek kente sahip olmak demektir. Ben kent için iyi çalışacağına inandığım kişilere oy veriyorsam onların yanlışlarını da takip etmek görevim olduğunu bilmeliyim. Kentte yapılan hataların partisi olmaz. Benim partim yapıyor ses çıkarmayayım mantığı kentin geleceğine zarar verir. Bakın yıllardır çevreci geçinenler hiçbir maddi karşılık beklemeden HES dediğimiz hidrolik santralarla karşı çıktılar. Bunlar enerjiye karşı çıkmadılar. Bu santrallerin yapılış şekline ve yerlerine karşı çıktılar. Doğa da akan suyu siz kilometrelerce tünelden geçirip denize bırakırsanız doğayı bozacağınızı bilmemek veya bilmeden karşı çıkmak kente ihanettir. Siz paranız var diye köydeki tarlanıza 5 katlı apartman yaparsanız ve bu apartman yıllarca boş durup çürürse bu hem milli servete, sizin paranıza hem de doğaya ihanettir. Doğanın bize verdiği Ayder gibi bir güzelliği daha çok para kazanacağım diye biçimsiz plansız binalarla doldurduğunuzda kazanacağınız para da olmayacaktır doğayı bozduğunuzla verdiğiniz zarar geriye kalacaktır. Tabii tüm bu olumsuzluklara vatandaşın suçu olduğu kadar görevini yapmayan muhtarlar, belediye başkanları ve valilerin de suçu çoktur. Tabii vatandaşlık görevini yapmayan bunları bildirmeyen vatandaş da suçludur. Rize sonuçta nüfusu belli yüzölçümü belli küçücük bir ilimiz. Ama bakıyoruz sorunları İstanbul’dan fazla hale getirilmiş. Plansız yapılaşma, yetersiz idareciler sayesinde yıllardır yaşanabilir bir kent olmaktan uzakta. Verilen vaatler yerine getirilememiş. Trafik, sosyal yaşam, sahil, doğa ve eğitimsizlik zirve yapmış. İnsanlar kentti için sorumluluk almamışlar. Genelde kendi menfaatleri için çalışmışlar çalışmaya devam etmekteler. Valimize, daha çok da belediye başkanımıza çok iş düşmektedir. Rize için uzun vadede planlara başlamak gerekiyor. Eğer Rize için uzun vadede bir şeyler yapılması düşünülüyorsa siyaset ikinci plana kalmalıdır. Tüm Rizeli’lerin ortak kararlarıyla dönüşümlere başlanmalıdır. Rize için uzun vadeli planlar yapmak Rize de yaşayanlar için zor olabilir ama yıllardır en çok oy alan iktidar partilerinden Rize için yardım almak zor değildir. Devlet Planlama Teşkilatından gelecek uzmanlar Rize’nin geleceğini belirleyecek planlamalarını yapabilirler. Bu uzun vadeli olacaktır belki ama bir yerden başlamak zorundayız. Kenttin sahibi kentte yaşayanlardır. İlk söz ve son söz de onlarındır.   İbrahim Hakkı Zırh

RİZE GİBİ BİR KENTİ YÖNETMEK


Rize valisi sonunda dayanamadı halka tepki gösterdi. Kaçak yapıların yıkılacağını sesli olarak söyledi. Değişik zamanlardaki belediye başkanları da defalarca aynı şeyleri söylemişti söyleyecek de. Hatırlarım köyde 5 katlı apartmanları gören valiler kızgın şekilde demeçlerde verirlerdi. Tabii bu sorun Rize gibi küçük illeri kapsamıyor tüm illerimizde aynı sorunu yaşıyoruz. İzinleri bir şekilde alan vatandaş şehre uymayan binalarını yapıyor. Bazı yerlerde de izin almadan aynı işlemler yapılıyor.


Rize’ye dönersek Rize küçük sayılabilecek doğa güzeli bir ilimiz. Çay tek geçim kaynağı. Çay ve yağmur sayesinde her yer yeşil. Baktığımızda yaşanabilir kentler sıralamasında ilklere girebilecek bir il. Ama ne yazık ki bu ilimizi yaşanamaz hale getirmişiz halada bozmaya devam ediyoruz.


Ülkelerin yönetimi için yine o ülkenin insanları kanunlar çıkarmıştır. Bu kanunlar daha iyi yaşamak için geçerli olan kurallardır. Bu kurallara uymak da yasa gereğidir. Ne yazık ki bizim toplumumuzda kurallara uymama eksikliği vardır. Bu vatandaşın suçu değildir. Bu suç bu kanunları uygulamayan yetkililerindir. Rize’de her belediye başkanı her vali kaçak yapılara karşı olduğunu söylemiştir. Ama kaçak yapılara karşı durmamıştır. Bir kaç söz söyleyip görevini yaptığını sanmıştır. Vatandaş da nasılsa kimse bir şey demiyor, yakında bir af da gelir yaptığım yanımda kar kalır diye düşünmüştür. Haklıdır da çünkü hep böyle olmuştur.


Bir kent yaşanabilirlik sıralamasında üst sıralamalara çıkarmak için önce kentlilik bilincini kentliye öğretmek gerekir. Bu kent benimdir, bizimdir demeyi vatandaş öğrenmelidir. Bunu öğrendikten sonrada kentine sahip çıkmayı öğrenmelidir. Çocuklarıma, torunlarıma nasıl bir kent bırakırım bunun hesabını yapmalıdır. Kenti, kent eşyalarını korumayı bilmelidir. Kentin doğasına sahip çıkmalı onu korumalıdır. Gelecek kuşaklara da bunu öğretmelidir. Kentlilik bilinci eğitimle, uygulamalarla kentte yaşayanlara öğretilmelidir.


Komşum kaçak inşaat yapıyor ilerde bende yaparım diye onu şikayet etmiyorsanız bu kentte karşı yapılan suçtur. Vatandaş nasılsa ailesinden sorumluysa kentinden de sorumlu olmalıdır. Kent için kural dışı bir şey yapılıyorsa bunu yetkili makamlara aktarmalı ve bunun takipçisi olmalıdır. Kentlilik demek kente sahip olmak demektir. Ben kent için iyi çalışacağına inandığım kişilere oy veriyorsam onların yanlışlarını da takip etmek görevim olduğunu bilmeliyim. Kentte yapılan hataların partisi olmaz. Benim partim yapıyor ses çıkarmayayım mantığı kentin geleceğine zarar verir.


Bakın yıllardır çevreci geçinenler hiçbir maddi karşılık beklemeden HES dediğimiz hidrolik santralarla karşı çıktılar. Bunlar enerjiye karşı çıkmadılar. Bu santrallerin yapılış şekline ve yerlerine karşı çıktılar. Doğa da akan suyu siz kilometrelerce tünelden geçirip denize bırakırsanız doğayı bozacağınızı bilmemek veya bilmeden karşı çıkmak kente ihanettir. Siz paranız var diye köydeki tarlanıza 5 katlı apartman yaparsanız ve bu apartman yıllarca boş durup çürürse bu hem milli servete, sizin paranıza hem de doğaya ihanettir.


Doğanın bize verdiği Ayder gibi bir güzelliği daha çok para kazanacağım diye biçimsiz plansız binalarla doldurduğunuzda kazanacağınız para da olmayacaktır doğayı bozduğunuzla verdiğiniz zarar geriye kalacaktır.


Tabii tüm bu olumsuzluklara vatandaşın suçu olduğu kadar görevini yapmayan muhtarlar, belediye başkanları ve valilerin de suçu çoktur. Tabii vatandaşlık görevini yapmayan bunları bildirmeyen vatandaş da suçludur.


Rize sonuçta nüfusu belli yüzölçümü belli küçücük bir ilimiz. Ama bakıyoruz sorunları İstanbul’dan fazla hale getirilmiş. Plansız yapılaşma, yetersiz idareciler sayesinde yıllardır yaşanabilir bir kent olmaktan uzakta. Verilen vaatler yerine getirilememiş. Trafik, sosyal yaşam, sahil, doğa ve eğitimsizlik zirve yapmış. İnsanlar kentti için sorumluluk almamışlar. Genelde kendi menfaatleri için çalışmışlar çalışmaya devam etmekteler.


Valimize, daha çok da belediye başkanımıza çok iş düşmektedir. Rize için uzun vadede planlara başlamak gerekiyor. Eğer Rize için uzun vadede bir şeyler yapılması düşünülüyorsa siyaset ikinci plana kalmalıdır. Tüm Rizeli’lerin ortak kararlarıyla dönüşümlere başlanmalıdır.


Rize için uzun vadeli planlar yapmak Rize de yaşayanlar için zor olabilir ama yıllardır en çok oy alan iktidar partilerinden Rize için yardım almak zor değildir. Devlet Planlama Teşkilatından gelecek uzmanlar Rize’nin geleceğini belirleyecek planlamalarını yapabilirler. Bu uzun vadeli olacaktır belki ama bir yerden başlamak zorundayız.


Kenttin sahibi kentte yaşayanlardır. İlk söz ve son söz de onlarındır.

 


İbrahim Hakkı Zırh

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi